Katıldığı programda Ilıca Barajı'nın yapımı sırasında karşılaştıkları hukuki engellemeleri anlatan Engin Çakmak, 'Ilıca Barajı'nda barajın önüne baraj kurdular. Espri yapmıyorum, gerçek bu. Su gelemiyor, çok enteresan hikayeler var. O suyu buraya getiremiyoruz. Niye getiremiyoruz? Dediler ki burada hukuki problem varmış, biz bunu görmemişiz, şimdi gördük verdiğimiz izni de durdurduk. İdari hukukunu bilen bir yargıç olarak şöyle söyleyeyim; ben bu sürecin en başından beri içindeyim. Biliyorsunuz belediyede avukatlık da yaptım, danışmanlık da yaptım en son genel sekreterlik görevindeyim. Ilıca Barajı'nın hukuki sürecinin tamamına hakimim. Başından Danıştay aşamasına kadar da biliyorum. Tamam, bir Toprak Kurulu kararı alınmış, aynı termik santralde olduğu gibi. Tarım arazisi dışında başka bir amaçla orayı kullanabilmek için. Kanun gereği oranın izninin alınması gerekiyor. Büyükşehir Belediyesi kamulaştırmalar yapıp tapuları aldıktan sonra, ki hala tapular Büyükşehir Belediyesi'nin üzerindedir. Bir, tarım dışı kullanım izni istemiş, o tarihteki verilen izin açılan davalar sonucu iptal edilmiş. Denmiş ki orada; orası bir tarım arazisidir, alternatif yer var mı yok mu buna bakmadan bunu veremezsin. Dolayısıyla ben senin bu iznini iptal ediyorum demiş. Ben de araştırdım, hukukçuyum. Bu problem nasıl aşılabilir?' diye konuştu.

MANİPÜLASYON VAR
'Burada siyasi manipülasyon var diyelim' diyen Çakmak, 'Vatandaşın alanı kamulaştırılmış, tapuları almışız, kendi yerimizde baraj yapıyoruz, gölet yapıyoruz adı her neyse. Dönemin Valisi Azmi Bey'le bu konuyu görüştüm. O zaman ESKİ Genel Müdürlüğüne de vekalet ediyordum. Sayın Valim dedim, Eskişehir'de bir su sorunu var. Porsuk Eskişehir'in tek su kaynağı fakat kirlenmeye çok açık bir alan, zaten kirlendiğini de kirletildiğini de biliyoruz. Geleceğe dönük bizim Eskişehir'in ihtiyacını karşılayacak tedbirler almamız lazım. Anlattım süreci. İnceleyeceğini ifade etti. Daha sonra bize dediler ki bir yazı yazın, biz de bu yazı üzerine bir süreç başlatalım. Biz de o yazıda süreci anlattık. Taşkın olma riski var bunu bir an önce yapmamız lazım. Orada yatırım yaptık, başvurduk. Başvurumuzu Eskişehir Valiliği, Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı, Tarım Reformu Genel Müdürlüğüne gönderiyor. Yani bu izni en sonunda onaylayacak makama gönderiyor. Bakanlık şöyle bir yazı yazdı, bu aslında hiç söylenmedi. Bugüne kadar hiç söylenmedi. Hep deniyor ya hukuki itilaf var, mahkeme kararı var. Mahkeme kararı varken burayı nasıl yaparsınız diye. Öncelikli olarak mahkeme kararının uygulanması gerekmektedir. Bakanlık cevap veriyor bizim yazımız üzerine. Ancak talebin yapıldığı kurum tarafından mahkeme iptal kararının temelini oluşturan konuları açıklayan ve tereddütleri ortadan kaldırmaya yönelik teknik raporlar hazırlanarak talebin yenilenmesi gerekmektedir. Bize yol gösteriyor şimdi. Diyor ki senin orada tarım alanının artık tarım alanı kullanılamayacağını, çünkü su tutulmuş. Beş, altı yıldır su var. İnşaat Mühendisleri Odası'ndan artık o yapının kaldırılamayacağı, kaldırılmasının çok uygun olamayacağına dair raporlar al. Aldık, onları da ekledik. 'Belirtilen şekilde yeniden müracaat edilmesi durumunda talebin değerlendirilmesinde sakınca olmadığı düşünülmektedir' diye yazdı Abdullah Burak Keser Genel Müdür Vekili' ifadelerini kullandı.

KAMU ZARARI YARATTILAR
Bu nedenle Toprak Kurulu'nun toplandığını belirten Çakmak, 'Oy birliğiyle kullanım izni geldi. O izin bakanlığa gitti. Tamamdır yapabilirsiniz dendi. Bu tür alanlarda yine bir toprak projesi hazırlamanız lazım, çevreyi nasıl kullanacağım, nereden yapı malzemesi alacağım, orayı nasıl ağaçlandıracağım, ne kadar ağacı veya orada ne varsa ne kadar su altında kalacak. Onların hepsinin böyle projesi var sayfa sayfa. Onları hazırladık. Tamam başlayabilirsiniz dediler, başladık. Aradan bir yıl geçti şimdi aynı Genel Müdür, artık genel müdür olmuş o zaman vekilmiş. İsim aynı ama. Bu arada baraj bitti. Şimdi boruları döşenecek ve şehre gelecek o kadar. Yani orada su tutuluyor. Şimdi aynı Genel Müdür diyor ki burada mahkeme kararı var. Bu mahkeme kararı esastır, bunu durdurun. Burada da şimdi bunun da sorumluluğu var. Bize diyorlar ya kamu zararı yarattınız diye, kamu zararını yaratanların bir kısmı da burada' dedi.

2 KİLOMETRE UZAKLIKTA
'Yazışmalardan ikisinin arasında bir yıl, diğer ikisinin arasında bir gün var. Söylüyorum bu kadar şey tesadüf olamaz' diyen Çakmak,'Bu kadar şeyi yaparsınız ondan sonra böyle geri adım atamazsınız. Devletin bir ciddiyeti var. Eskişehir Su Kanalizasyon İşletmesi, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi aslında barajdan suyu getirip, onu arıtıp halka sunmakla görevli. Baraj yapmakla görevli değiliz biz. Ama yapılmadığı için yapmak zorunda kalıyorsunuz, yani öngörüyorsunuz. Kuraklık olacak, bu su kirlenecek. Bir öngörü nedeniyle insanlar genel müdür hakkında soruşturma yapma izni verildi. Siz bunu 10 yıl önce öngörüyorsunuz ve hala yapmaya çalışıyorsunuz. Hala da yapamıyoruz. Bu yazıyı da baktılar bu adamlar durmuyor yapacaklar bunu. Ne yaptılar biliyor musunuz? Bizim barajın 2 kilometre ötesinde baraj yapıyorlar. Şaka zannetmiştim ama değilmiş. Baraj yapıyorlar ve 100 milyon lira harcayacaklar. Bu baraj da içme suyu barajı değil, sulama barajı. Barajın ÇED Raporu bizde olduğu için biliyorum. 11 milyon metreküp su hacmi var. Bizim barajımızın 10 milyon metreküp su hacmi var. Bunu hangi su dolduracak biliyor musunuz? Bizim barajdaki su. E biz 10 milyonunu tutuyoruz zaten. Geriye kaldı 1 milyon. 1 milyon da bir kuru dere geliyor. Su yok içinde. Ocağın sonuna geldik hala bu dere akmıyor. Akmayan, olmayan suya 100 milyon lira yatırım yapacağız diye bir de proje ihalesini de yaptılar. Biz bu suyu artık toparladık, bırakamayız. Boru döşenecek gelecek artık. Bin 900 metre ileride bu baraj. Bunu ben de yeni duydum, yeni öğreniyoruz. Şimdi baraja baraj böyle yapılır. Niye sulama barajı yapıyorsunuz? Evet, ona da ihtiyaç var da siz önce içme suyu barajı yapın şehre. İnsanların buraya yaptığı barajı küçülterek elinize bir şey geçmez. Havuz de, kase de bir tane de sen yap' şeklinde konuştu.

BOŞUNA HARCAMASINLAR
Tarım arazilerinin en iyisinin onların yaptığı diğer barajın orada olduğunu söyleyen Çakmak şöyle konuştu; 'Şimdi buradan izin alacaklar. Etrafındakiler tarım arazisi. Bizim yaptığımız barajın önü tarım arazisi. Bu bölge düz alan o yüzden su yayılacak. Su ayrılmayacak. Kuraklık olduğu zaman bu suya herkesin ihtiyacı olacak. Bu hakikaten yapılacak şey değil. Buraya boşuna para harcamasınlar. Hocam açıklasın, başka bir şey var kafamızda. Ama bunları bırakalım ne yapsınlar biliyor musunuz? Şu Sakarbaşı'nın suyunu getirsinler. 100 milyon lira maliyet, bu barajı yapmasınlar. İçme suyu üstelik ve Eskişehir'in 30 yıllık su ihtiyacını karşılayacak.'Bazı mahkeme kararlarının uygulanması mümkün olmayan karar olduğunu ifade eden Çakmak,'Bunu biz hukuk hayatımızda çok gördük. Nerede gördük mesela; TÜPRAŞ'ın yüzde 10.4'ünün özelleştirildiği, Şeker Fabrikalarının özelleştirildiği, Bergama Altın Madeninin özelleştirildiği bu gibi dosyalarda, ki ben bu dosyaların kısmının savcısıydım bilirim içeriğini, mahkeme kararları bu özelleştirmelerin iptaline ilişkindi. Fakat Bakanları Kurulu dedi ki; Lübnan'lı biri geldi bunu aldı, ben bir daha nasıl alacağım bunu dedi. Bunu uygulayamam dedi. Uygulanamaz dedi, Bakanlar Kurulu kararı çıkarttı. Biz de o yoldan gittik, hukukun içinde olan bir şeydir bu. Olmasaydı bunu zaten devlet adamı, vali, bunun yolunu açmazdı. Hukukta öyle bir tabir vardır. Fiilen uygulanması imkansız kararlar vardır. Geri dönüşü yok. Danıştay kararı var ama böyle bir durum da var. Yapılan ikinci izne karşı da kimse dava açmadı. Açsalardı, niye açmadılar? Açsalardı belki iptal olurdu o zaman hiç kimse bir şey yapmazdı. Tamam derdik, başka bir çaresine bakalım' diye konuştu.

DURACAK HALİMİZ YOK
Danıştay kararı hakkında da konuşan Çakmak şunları söyledi: 'Birinci yargı kararı, ilk iptal edilen karar bir başka işleme ilişkin. O işlem tarım arazisi olarak kullanılması uygundur. İptal gerekçeleri ne? Hayır tarım arazisi olarak kullanılması uygun değildir. Çünkü sel kapanı daha uygun bir alan olabilir diye gerekçe. İkinci işlemin gerekçeleri nedir? İlk mahkeme kararında gösterilen sel kapanı Devlet Su İşleri tarafından başka bir amaçla kullanılacağından demiş. Ve artık tarım arazisi niteliğini de kaybettiği için demiş. Yani ikinci işlem farklı bir işlem, karıştırmayın. İlk işlem tamam, durduk zaten. İptal etti, durduk. Ama ikinci bir işlem tesis edildi. Ve o işlem hukuken ayakta. Yargı incelemesine gitmedi. Şimdi diyorlar ki mahkeme kararıyla yeniden bakalım, mahkeme ne diyecek. E mahkemeye gitmedi ki ne diyecek? Ben gidemem mahkemeye benim lehime işlem çünkü. Kim karşı çıkıyorsa o gitseydi. İlk karar dayanak gösterilemez. Durdurdular diye duracak halimiz yok, biz çalışmaya devam ediyoruz. İş yapmak istiyoruz, engel olmasınlar destek olsunlar bir zarar görmeyeceklerine eminim.' AYŞEGÜL HÜMMET
Editör: TE Bilisim