RÖPORTAJ: MELTEM KARAKAŞ KAYA

'Önce Avukat' sloganını sık sık dillendiren Kırdemir, avukatların sosyal yaşantısını kolaylaştıran projelerinin olduğunu fakat hukuk sitemine, evrensel insan haklarına yönelik eleştirilecek bir durum olduğu takdirde sessiz kalmayacaklarını ve hukuksuzluğun karşısında olacaklarını söyledi.

8 Ekim tarihinde yapılacak olan Eskişehir Barosu Olağan Genel Kurulu öncesi başkan adaylarıyla hem seçimler hem de projeleri hakkında konuşuyoruz. İlk konuğumuz olan Başkan Adayı Avukat Özgür Kırdemir ile Cuma günü Şair Fuzuli Caddesi'nde bulunan ofisinde biraraya geldik. Sorularımızı içtenlikle yanıtlayan Kırdemir, projelerini anlattı.

Baro Başkan Adayı olmaya nasıl karar verdiniz? Sizi bu yola çıkaran sebepler nelerdir?
Rıza Öztekin başkanlığı aldığı zaman 8 yıl önce baroya kayıtlı 550 meslektaştık. Şu anda baroya kayıtlı 1100 kişiyiz. Rıza Öztekin'in başkan olduğu şartlarla bugün ki şartlar aynı değil. Aşağı yukarı baronun yarısı yenilenmiş durumda. Ve bu fazlalaşan 550 kişi tamamen gençlerden oluşuyor. Gençlerin talepleriyle mevcut yönetimlerin uyum içinde olmadığını gördük. Bizim gençlik meclislerimiz çeşitli taleplerini iletiyorlar bu süreç içinde yönetimlere. Ama istediği karşılığı alamıyorlar. Dolayısıyla taleplerini kabul edebilecek, gençlere daha iyi hizmet verebilecek ve bu baroda doğmuş birisi olarak beni ikna ettiler. Bende sadece gençlerin taleplerini karşılamak üzere değil gençlerle duayenler arasında bir köprü vazifesi yapmak için bu işe talip oldum.

AYNI KESİME HİTAP ETMİYORUZ

Sizin ve Mustafa Elagöz'ün benzer siyasi görüşte insana hitap ettiği ve bundan kaynaklı oyların bölünebileceği tabi bunun sonucunda Pınar Turhanoğlu Gücünyener'in kazançlı çıkabileceği söyleniyor. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Mustafa Bey kendisini sosyal demokrat biri olarak tanımlıyor mu? Ben Mustafa Bey'in kendini sosyal demokrat olarak tanımladığını ve kitlemizin benzer olduğunu düşünmüyorum. Kendisi ben sosyal demokratım derse ben yanılmış olurum. Kendisi ülkücü kökenlidir bildiğim kadarıyla. Dolayısıyla aynı kesime hitap ettiğimizi düşünmüyorum. Aksine Pınar Hanım'ın adaylığı Mustafa Bey'in adaylığını etkiler. Onun oylarını böler eğer oy bölünecekse. Bir de Yusuf Yıldırım Başkanımızın kazandığı seçimlere atıf yapılıyor. O dönemde birden çok sol kesimden, sosyal demokrat kesimden aday çıktığı ve oyların bölündüğü ve Yusuf Yıldırım'ın o şekilde kazandığına dair bir algı var. Ona atıf yapılıyor. Ben onun da doğru olduğunu düşünmüyorum. Birincisi şu: Baronun yapısı aynı değil, yapı değişti. İkincisi de Yusuf Yıldırım sadece sağ kesimden ya da AK Parti'den oy alarak seçilmedi. O da sosyal demokratlardan oy aldı. Dolayısıyla ben herkesin birbirinin oyunu böleceğini, sonuçta bin tane meslektaşız herkesi belirli kesimlerden oy alacaktır. Ama Pınar Hanım'ın adaylığı en çok Mustafa Bey'i etkiler. İkisi de eski anlamda baktığımızda sağ kökenlidir.

Manifestonuzu yayınlayarak projelerinizi sundunuz. Bu projeler nasıl oluştu? Sahadaki gözlemlerinizle mi ya da avukatların talepleriyle mi?
Bunların bir kısmı benim şahit olduğum, eskiden yapılagelen uygulamaklar. Bir kısmı da dünyada ve Türkiye'de gelişmiş barolarda uygulanagelen projeler. Diğer bir kısmı da bizim gençlik meclisimizin talepleri. Bizim mesela 'Genç Ofis' diye bir projemiz var. Bu projeyi biz duyurduktan sonra Mustafa Bey de 'Baro Ofis' diye bir proje duyurdu. Tabii ki avukatların problemleri benzer olduğu için biz de aynı kökten beslendiğimiz, camiamız aynı olduğu için ortak projelerin olması doğaldır. Fakat şöyle bir problem var Mustafa Bey'in vaatlerde bulunmasında; kendisi şu an yönetimde, yönetim kurulu arkadaşlarının bir kısmı da yönetimde. Ve bu genç ofis ile ilgili bizim baro gençlik meclisimizin bir talebi var aylar önce. Bahar aylarında baroya iletilmiş bir talep var. Bu talep işleme konmadı. Bu talebin işleme konması için genel kurula gerek yok. Bugün yönetim kurulu bir karar alır ve genç ofisi faaliyete geçirir. İzmir Barosu bunu gayet güzel uyguluyor.

Bu projeler avukatların günlük ve sosyal yaşantısına yönelik projeler. Birçok kişi özellikle avukatlar 16 Nisan referandumu ve 24 Haziran seçimlerinden sonra yargı bağımsızlığının ortadan kaldırıldığını açıkça dillendirdi. Siz yargı bağımsızlığına dair düşüncelerinizi söyleyecek misiniz?
Barolar siyaset yapma yerleri değildir. Barolar avukatın haklarını koruyan, avukatları temsil eden onun için kanunla kurulmuş meslek örgütleridir. Baroların günlük siyasete taraf olmasını doğru bulmuyorum. Hükümetin eleştirilecek bir şeyi varsa avukatlara yönelik, hukuk sistemine yönelik toplumun tüm kesimine yönelik elbette buna taraf olacaktır. Hukukun üstünlüğü, evrensel değerler, evrensel insan hakları ile ilgili her türlü hukuksuzluğun karşısında olacaktır. Ama Eskişehir Barosu bir talepte bulunduğu, açıklamada bulunduğu zaman bunun karşılığını alabilmelidir. Biz sekiz yıl önce Rıza Başkan yönetime geldiğinde basın açıklamalarımızı 200-300-400 avukat cübbeli olarak yapardık. Son zamanlarda en son adli yıl açılışımızda bile 70-80 kişiydik sayımız bin olmasına rağmen. Bu biraz insanların yılgınlığından kaynaklanıyor. Söyleyip de sonuç alamamak insanları bir süre sonra umutsuz kılıyor. Eskişehir Barosu eski itibarına kavuştuğu zaman Eskişehir Barosu söylediğinden sonuç alacaktır. Bu itibarı Eskişehir barosuna inşallah geri kazandıracağız.

OLMAZSA OLMAZLAR
Yargı bağımsızlığı olmazsa olmazımızdır, avukat hakları olmazsa olmazımızdır, hukukun üstünlüğü, evrensel hukuk değerleri, evrensel insan hakları olmazsa olmazımızdır. Bu konularda ne çıkarsa karşımıza eleştireceğimiz tabi ki eleştireceğiz. Ama bunu hükümeti eleştirmek olarak lanse etmek ya da hukuki değerlerden bahsetmek biraz algıyla ilgilidir. O algının yönetilmeye ihtiyacı olabilir. Doğru iletişimle sonuç alabileceğimizi düşünüyorum.

Geçtiğimiz aylarda yaptıkları basın açıklamasından kaynaklı insan hakları komisyonundan avukatlar atıldı. Şu an mevcutta insan hakları komisyonu, kadın hakları komisyonu baroda mevcut değil. Başkan seçildiğiniz takdirde böyle bir hadise tekrar yaşanır mı baroda?
Hukuksuz hiçbir uygulamaya taraf olmayacaktır Eskişehir Barosu. Eskişehir Barosu'nun insan hakları komisyonunun olmaması bence düşünülemez. Eskişehir Barosu gibi bir organizasyonunun bu isimde bir komisyonunun olmaması bence uygun değildir.

KOMİSYONLAR CANLANACAK

Komisyonlar tekrar canlanacak mı yani?
Kesinlikle evet. Çevre komisyonu, insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları komisyonu aktif hale getirilecek ve komisyonlar yapması gereken görevleri yapacaklar.

Seçime az bir zaman kaldı. Denetim, disiplin, TBB delege listelerinizin hazır olmadığı söyleniyor? Bu doğru mu? Ne zaman açıklayacaksınız?
Açıklamadığım doğrudur. 19 Eylül Çarşamba günü saat 17:30'da bir tanıtım kokteylimiz var bütün projelerimizi ve adaylarımızı tanıtacağımız. Tüm meslektaşlarıma davetiyelerimizi gönderiyoruz. Çarşamba günü hep birlikte göreceğiz.

Sizin avukatlık yapmadığınıza hatta adliyede de pek görünmediğinize dair eleştiriler var. Bunlarla ilgili ne söylersiniz?
Ben 1977 yılında Eskişehir'de doğdum ama aynı zamanda baronun içinde de doğdum. Babam da avukat. 40 yılı aşkın bir süredir bu işi yapıyor. Ben de 2001 yılında stajıma başladıktan sonra mesleğin içinde çok aktif bulundum. Sonraki yıllarda son birkaç yıl içinde ofiste çalışan arkadaşlarımız olmaya başladı. Şu anda da iki avukat meslektaşımız bizimle birlikte çalışıyor babam ve benim dışımda. Ofiste dört avukatız. Stajyerlerimiz de var. Dolayısıyla adliyede duruşma takiplerini daha çok babam ve çalışan arkadaşlarımız yapıyorlar. Ben çok fazla duruşmalara girmiyorum son birkaç yıldır. Bu sebeple arkadaşlar adliyede çok görmediklerini söylemiş olabilirler. Ama barodayım, baroda doğdum, büyüdüm. Ve ben kendi çocuklarımın da biz avukat çocukları gibi birlikte büyümesini istiyorum. Bu yüzden de göreve talibim.

Geçenlerde gazetecilerle evinizde biraraya geldiniz. Buna dair eleştiriler oldu. Neden evinizde böyle bir toplantıya ihtiyaç duydunuz? Neler konuşuldu bu toplantıda?
Benim abim iletişim bilimleri mezunu. Şu anda da Yılmaz Büyükerşen'in basın danışmanlığını yapıyor. İletişim fakültesinde okuduktan sonra İstanbul'a gitti. İstanbul'da büyük medya kuruluşlarında çalıştı. Ben lisede okurken iletişim fakültesinde derslere gitmeye başlamıştım. Sorduğunuz sorunun içinde bulunan gazetecilerin bir kısmı benim ağabeylerimdir. Ve çocukluğumdan beri evimde, dışarıda, onların evinde, abimin evinde, çeşitli ortamlarda biraraya geldiğim insanlardır. Çok samimi olduğum, evime gelmiş, evlerine gitmiş olduğum insanlarla evimde buluşmakta da bir sıkıntı görmedim. Bunun problem olarak algılanmasını da anlamış değilim. Toplantıda da seçime yönelik konuşmalar oldu.




Editör: TE Bilisim