Korktuğumuz başımıza geldi. Büyük ümitlerle başladığımız maçı maalesef başladığımız gibi bitiremedik. Gene aynı hastalığımız devam ediyor. Nedense kötü durumdaki takımlara can simidi olmaya devam ediyoruz. Galatasaray maçında şanssızdık, Gençlerbirliği maçı iş kazası, Beşiktaş maçı hakem hatası peki Çaykur Rize maçına ne diyeceğiz? Oynuyor muyuz yoksa oynuyor gibi mi yapıyoruz. Her ev sahibi takım gibi baskılı oynayalım, rakibi kendi sahasına hapsedelim, sağdan soldan yapılan ortalarla rakibi şaşkına çevirelim buda tamam ama bütün bunları süsleyecek gol yok, gol de olmayınca direncimiz azalıyor, gardımız düşüyor, kredimiz tükeniyor. Bunun içinde takımın A planı veya B planı gibi alternatiflerin olması gerekir. Yanlardan yapılan ataklardan gol bulamıyorsan göbekten derinlemesine atılan paslarla gol bulmaya çalışırsın veya uzaktan atılan şutlarla şansını denersin. Biz ise sahada defansın arkasına atılan ara paslar yerine çift santrafor oynadığımızdan hep yan top oynadık bunun sonucunda skor üretemeyen topu ayağında tutan bir Eskişehirspor izledik. Yaptığımız paslaşmalarda hata oranı çoğalınca da Rize'nin direnci artı. Ardında da yediğimiz gol ile moralimiz bozuldu. Oysaki oynadığımız futbolun karşılığını alıp gülen taraf olmak isterken yenilen taraf olduk. Sanırım biz bu gol sıkıntısını bu senede çekeceğiz. Her şey güzel ama gol yok. Eskişehir spordaki hastalık gol atamama bunun içinde ne gerekiyorsa nasıl oyun sistemi uygulanacaksa bunun üzerine çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır. Milli maç nedeni ile verilen arayı iyi değerlendirip Bursa maçına daha hazır ve zinde çıkmalıyız. Gerekirse tek forvet oynayıp orta sahayı güçlendirip duran toplardan veya uzaktan atılan şutlarla da gol aramalıyız. Ligin başladığı günden bugüne kadar rahat bir maç seyredemedik. Taraftar olarak her maç bu ızdırap'ı yaşamak zorunda mıyız? Artık bize de birileri can simi ti olsun.