Seçim bitti. Kazanan belediye başkanları mazbatalarını alıp görevlerine başladılar…

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ile Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç Eskişehirlilerden tekrar güvenoyu aldı...

Her iki başkan yollarına kaldıkları yerden devam ediyorlar…

25 yıldır aralıksız Büyükşehir Belediye Başkanlığını yürüten Yılmaz Büyükerşen’den görevi devralan Ayşe Ünlüce, 9 günlük bayram tatilini belediyede geçirdi desem yalan olmaz….

Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’de bayram sonunda kolları sıvayarak hizmete başladı…

Önceki gün de Şarhöyük mahallesinde bulunan Büyük Park içerisinde başlatılan düzenleme projesi kapsamında yapılan çalışmaları inceleyerek vatandaşlardan düzenleme ile ilgili önerilerini dinledi... 

Önümüzdeki günlerde de seçim öncesi verdiği vaatleri gerçekleştirmek için de düğmeye basacak…

* * *

Geçtiğimiz hafta içerisinde mailime gelen Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile ilgili haberi okudum…

Köşemde değerlendirmek üzere notlarım arasına aldım…

Ancak geçtiğimiz pazar günü eşimin kardeşi sevgili baldızım Nurcan Akgören’in vefatı nedeniyle yazamadım…

Kısmet bugüne imiş…

Başkan Ataç, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce ile bir araya gelerek önümüzdeki dönemin çalışmalarını değerlendirerek görüş alışverişinde bulunmuşlar…

Daha önce yazmıştım…

Bir kez daha tekrar edeyim…

Üç aylık seçim döneminde Ayşe Ünlüce, Kazım Kurt ve Ahmet Ataç adeta “tek yumruk” gibi el ele vererek çalıştılar…

“Biz üçlüyüz, biz güçlüyüz” dercesine birbirlerini hiç yalnız bırakmadılar…

Ziyareti değerlendiren Başkan Ataç ve Ünlüce Eskişehir’i en iyi noktaya getirmek için el ele omuz omuza çalışacaklarını vurgulamışlar…

“Vatandaşa daha iyi bir hizmet vereceğiz”

Başkan Ataç, ziyaretle ilgili yaptığı değerlendirmede, “Ocak başından itibaren yaklaşık 3 ay Ayşe Başkanımla sırt sırta, el ele çalıştık. Güzel bir kampanyaydı. İnsanların bize gösterdiği sevgi ve yakınlık bir karar verdiklerini göstermişti. Ama biz yine de yoğun çalışmalarla 3 ayı tamamladık ve kazandık. 25 yıldır siyasetin içindeyim. Eskişehir ilk defa büyük bir katılımla kazanıldı hem merkez ilçelerimiz hem kırsal ilçelerimiz birlikte kazandık. Önümüzde 5 yıl var. Biz 3 belediye başkanı vatandaşlarımıza daha da iyi hizmet vereceğimize inanıyoruz. Çünkü bir fikir birliğimiz var, dünyaya bakış açılarımız da örtüştüğü için bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum. Hep el ele vererek Eskişehir’in en iyi noktada olmasına gayret sarf edeceğiz ve bunu da başaracağız” dedi…

“Eskişehir için çok çalışacağız”

Büyükşehir Belediye Başkanı Ünlüce ise konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Başkanlarımızı ziyaret ettim. Kendileri ile hem seçim dönemini hem de sahayı konuştuk. 3 aylık süreçte sahada güzel bir 3’lü oluşturduk. Ahmet Başkanımla birlikte 3 ay neredeyse gezmedik, dokunmadık yer bırakmamaya çalıştık. Şehrin sorunlarını biliyoruz. Önümüzdeki dönem hızlıca bunların üzerine giderek çalışmalarımıza başlayacağız. Ahmet Başkanı 1999’da kazandığından beri tanıdığım hem eşim Aydın hem benim için bir aile dostumuz olan Eskişehir’in en önemli siyasi figürlerinden bir tanesi. Onunla birlikte omuz omuza çıktığımız bu yolda şehri en iyi noktaya getirme konusunda kararlıyız, istekliyiz, heyecanlıyız. Eskişehir için çok çalışacağız...”

* * *

“Eskişehirli seçmen bilinçli. Körü körüne tercih yapmıyor. Üç dönemdir de Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşına CHP’li belediye başkanları seçerek uyumu bozmuyorlar” diye daha önce de yazmıştım…

İşte bu uyum sayesinde her ne kadar iktidardan destek görmeseler de birbirlerine destek vererek şehrin sorunlarını birlikte çözmeye çalışıyorlar…

Her ne kadar birileri “Yılmaz Büyükerşen ile Ahmet Ataç şehri heykellerle donattılar. Yaptıkları başka bir şey yok” diye eleştiri yağdırsalar da sanat sever Eskişehirliler oyları ile bu eleştirileri yapanlara çok güzel ders verdi…

* * *

100. YIL CAMİSİ VE ÖNEMİ

25 yıl aralıksız Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Yılmaz Büyükerşen, giderayak Eskişehir’e çok güzel bir eser bıraktı. O da Asri Mezarlık içerisine yapılan 100. Yıl Camii…

Birileri “Eskişehir’de o kadar çok cami var. Ne gerek var mezarlık içerisinde cami yapmaya” diye eleştirmişlerdi…

100. Yıl Camisinin önemini baldızımın vefatında çok daha iyi anladım…

Ve Yılmaz Büyükerşen’e ailecek teşekkür ettik ve hayır dualarımızı yaptık…

Neden mi?

Baldızım Nurcan Akgören geçtiğimiz cumartesi günü akşam saatlerinde vefat etti…

Bu vesile ile kendisine tekrar Allah’tan rahmet diliyorum…

Aile telaşta…

“Bu saatte cenazeyi nereye götüreceğiz, sabaha kadar nerede kalacak?” diye…

Hemen aklıma geldi…

Asri Mezarlıkta görevli Yenikent Mahallesinden komşum Ali Uslu’ya telefon ederek durumu anlattım…

“Abi 100. Yıl Camisine getirin. Burada morg var. Cenaze yıkama yeri, gasilhane, abdesthane, ikramların yapılabileceği taziye salonu gibi hizmet üniteleri var” dedi…

Zaten biliyordum. Ama cenaze esnasında nasıl komple bir tesis olduğunu görünce ve yaşayınca Yılmaz hocama bir kez daha şükran duydum...

* * *

Pazar günü sabahı camiden telefon ederek, “Cenazeyi yıkamak için şu saatte gelin. Gelirken kefen falan getirmeyin. Ne lazımsa buradan veriliyor.

Cenazeyi yıkayan cami görevlisinin yanına bir veya iki yakını gelmek isterse gelebilir. Yoksa görevliler de yardım eder” dediler…

Eşim ile amcasının kızı yıkamaya yardım ettiler…

Cenaze yıkandı…

Camideki görevli personeller cenazeyi tabuta yerleştirdikten sonra gasilhaneden asansör ile cenaze namazının kılınacağı caminin alanına çıkardılar…

* * *

Her şey o kadar seri yapıldı, inanın ailecek hepimiz şaşırdık…

Günlerden Pazar. Çarşıdaki esnafların çoğu kapalı. Ne kefen ne mezar tahtası aramamıza gerek kalmadı…

Cenaze defnedildikten sonra gelenek hale gelen ikramlar ya caminin yanında bulunan taziye salonunda ya da mezarlık çıkış kapılarına yakın yapılmış olan ikram yerlerinde yapılıyor…

Bir de cenaze namazının kılındığı geniş mekân ve üzerinin kapalı olması yağmur, kar ve güneşten korunaklı…

Cenaze namazını kıldıran caminin genç hocasından tutunda tüm görevli personel acı içerisinde olan cenaze sahipleri ile yakınlarına o kadar çok yakınlık, ilgi ve alaka gösteriyorlar ki, acılarını kısmen de olsa unutturuyorlar…

* * *

Başına gelmeyen Yılmaz Büyükerşen’in son eseri olan 100. Yıl Camisini gereksiz gibi görebilirler…

Allah geçinden versin…

Aile efradından birisi vefat etmeden Asri Mezarlığa gidip 100. Yıl Camiini ve külliyesini gezerse bizim gibi tam not verecektir…

Cami de öğle ve akşam namazları imam eşliğinde kılınıyor…

Namaz deyince caminin imamı ile cenaze defninden sonra ayak üstü kısa bir sohbet ettim…

“Camiye namaz kılmaya gelenler var mı?” diye sordum…

“Var. Mezarlıktaki görevliler veya cenazesini bu camiden kaldıranlar. Artık yavaş yavaş sizin gibi cenazesi olanlar cenaze namazı için 100. Yıl Camiini tercih ediyorlar. Öğle ve ikindide cemaat oluyor. Ramazan Bayramının birinci günü Asri Mezarlıkta yakınlarının mezarları olanlar bayram namazını burada kılmayı tercih ettiler. Nedeni ise şehirdeki camilerde bayram namazını kılıp mezarlığa ziyaret için gelirken yaşadıkları yoğun trafik ile karşılaşmaları. Bayram namazını kılmak için 100. Yıl camisini tercih edenler trafik sorunu ile karşılaşmadılar” dedi…

* * *

En kolay şey eleştirmek. Ancak “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak” ne kadar güzel bir söz. Şunu özellikle belirtmeliyim ki; Yakınlarını kaybedip cenazesini bu camiden kaldıranlar ve cenazelere katılanlar Asri Mezarlıktaki 100. Yıl Camisinin önemini çok daha iyi anlayacaklardır...

Bütün kalbimle söylüyorum, Allah Yılmaz Büyükerşen ile camiinin yapımında maddi ve manevi destekleri olan herkesten razı olsun.