Günay, konuşmasına 'Kıbrıs'taki sorunlara siyasi çözüm bulunması büyük önem arz etmektedir. Bu çözüm kalıcı ve sürdürülebilir olmalıdır. Kıbrıslı Türk ve Rumların siyasi eşitliğini, meşru haklarını ve güvenliğini sağlamak için son dönemde başlayan mevcut müzakereler her iki tarafın yapıcı yaklaşımına ve siyasi iradesine ihtiyaç duymaktadır' şeklinde başladı. Prof. Dr. Günay ayrıca son dönemde uluslararası kamuoyunda dillendirilen Türkiye Kıbrıs'ta işgalci konumdadır iddialarına Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nden çok sert cevap verdi. Günay, konu ile alakalı, 'Kıbrıs meselesinin işgal veya istilayla alakası yoktur. Adadaki bölünme, Kıbrıslı Rumların 1963 yılında 1960 Garanti Antlaşmaları ve tüm insan hakları normlarına aykırı şekilde Kıbrıslı Türkleri devlet organları ve evlerinden atmasıyla başlamıştır. BM Barış kuvvetlerinin 1964 yılında adaya konuşlandırılmasına rağmen, 1963 ile 1974 yılları arasından Kıbrıslı Rumlar tarafından Kıbrıslı Türklere yönelik bir etnik temizlik operasyonu yürütülmüştür. 1974 Yılında ise adayı Yunanistan'a bağlamayı amaçlayan bir darbe tertiplenmiştir. Türkiye'nin antlaşmalardan kaynaklanan haklarını kullanmak dışında bir seçeneği kalmamıştır. O andan itibaren, Türk kuvvetleri evvelki trajedilerin tekrarlanmasını engelleyen tek unsur olmuştur. Bu yüzden, işgal iddiaları Kıbrıs'taki gerçeklerle, 1960 Antlaşmalarıyla ve BM kapsamlı çözüm sürecinin doğası ve içeriğiyle uyuşmamaktadır.

BİZ ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPIYORUZ
Günay konuşmasını, 'Türk tarafı kendine düşeni ziyadesiyle yapmıştır. Yunan ve Kıbrıslı Rumların da aynı sorumluluk duygusu uyarında davranmalarını bu değerli ortaklık şansını kaçırmamak için beklemekteyiz' şeklinde ifadeler ile sonlandırdı. ESRA ÜNLÜ
Editör: TE Bilisim