Her '1Mayıs' yaklaştığında, 40 kırk yılı aşkın bir süredir Yaşadığım 1 Mayıslar geçer gözümün önünden….
Biz 68 kuşağının gençlik yıllarımızda insana ve emeğe duyduğumuz aşkın doruklara ulaştığı günlerdi 1 Mayıslar. Eşitlik, özgürlük, insan hakları ve demokrasi umutlarımızın coştuğu günlerdi...
Ülkemizde '1 Mayıs' denince akla ilk gelen şeyin 'yasak ve baskı' olduğunu daha gençliğe ilk adım attığımız yıllarda anlamıştık.
Osmanlı döneminde 1 Mayısların çok cılız geçtiğini; Cumhuriyetimizin 1930- 40'lı yıllarında ise 'Bahar Bayramı' olarak kutlandığını…
Ve 'Taksim'de 1 Mayıs kutlamalarını yasaklama paranoyasının 1951 yılında DP iktidarı döneminde başladığını;' 68'li yılların yasaklara baş kaldıran ortamlarında öğrenmiştik.
Bence Türkiye'nin 1965- 1975'li yılları, toplumumuzda demokrasinin kök saldığı yıllardı.
Bu bağlamda '1 Mayıs'ın işçi ve emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olduğu' bilinci de toplumumuzda o yıllarda güçlenmeye başlamıştı.
1976 yılında ilk defa 1 Mayıs, gerçek anlamına uygun bir biçimde ve DİSK'in öncülüğünde kitlesel olarak Taksim'de kutlandı. Eskişehir'den TÖB- DER'liler olarak katıldığımız o şölende coşkularımız tavan yapmıştı…
1 Mayıs 1977'de Taksim'deki Kanlı 1 Mayıs'ta ise tüylerimiz diken diken oldu, içimiz kan ağladı… Ve o kanlı hesap 40 yıldan beri bir türlü sorulamadı…
1978 ve 1979 yıllarındaki 1 Mayıslar da acılarla ve coşkularla yoğrulmuş damlalar akıttı anılar denizimize.
Sonra Türkiye, 1980 yılından 1996 yılına kadar uzun bir '1 Mayıssız yıllar…' yaşadı.
1 Mayıs 1998 tarihinin ise benim anılar denizimde çok önemli bir yeri var. Çünkü o gün Eskişehir'de 20 yıl aradan sonra ilk kez gerçekleştirilen 1 Mayıs kutlamasının Tertip Komitesi Başkanı olarak, hazırlığından sonuna kadar birinci derecede sorumluluk yüklenmiştim.
1 Mayıs1998 kutlaması, Eskişehir'de önemli bir 'dönüm noktası' oldu. Sonraki yıllarda artık Eskişehir'de 1 Mayıs kutlamaları gelenekleşti.
Ancak 2013 yılından itibaren, 1 Mayıs'ın bileşeni olan örgütler arasındaki fındıkkabuğunu doldurmayan bahaneler yüzünden, Türkiye'nin birçok yerinde olduğu gibi Eskişehir'de de kutlamalar 2-3 ayrı meydanda yapıldı.
Ve bu anlamsız 'ayrılıkçı tutum' yüzünden 1 Mayıs kutlamalarının hem kalitesi hem de katılımı büyük ölçüde düştü…
1 MAYIS 2017 UMUT YÜKLÜDÜR
Bu yıl 1 Mayıs ülkemizde 'HAYIR' bilincinin yoğunlaştığı bir süreçte kutlanıyor. Bu nedenle bu yılki 1 Mayıs'ın 'BİRLİKTE' ve 'YOĞUN KATILIMLI' olarak kutlanması çok büyük önem taşıyor.
Bu bağlamda bu yıl ülkemizde 1 Mayıs denilince ilk akla gelen örgütlerin bir araya gelerek:
· İllerde yapılacak kutlamaların 'Tek Meydanda' yapılması…
· 'Yoğun Katılım ve Güvenilirlik' sağlamak amacıyla İstanbul'daki kutlamanın Taksim dışında bir meydanda yapılması…
· 1 Mayıs 1977 katliamının hesabının sorulması ve 'Taksim, 1 Mayıs Meydanı olmalıdır' mücadelesinin sürdürülmesi…
Kararlarını almaları doğru ve yerindeydi.
Çünkü Türkiye olağanüstü bir süreçten geçiyor…
'Meşru olmayan bir Halk Oylaması sonucu' ile 'Hukuk dışı YSK kararları', bir hilkat garibesi gibi ortada dururken:
· İşçi ve emekçilerin haklarının gasp edildiği,
· İşsizliğin ve pahalılığın 'krize dönüştüğü',
· Ve hepsinden önemlisi, 'işçi ve emekçilerin haklarının ve taleplerinin artık Anayasaya aykırı sayılacağı…' bir dönem yaşanıyor.
Bu karanlığın aşılabilmesi için, öncelikle HAYIR sürecinde tomurcuklanan umutların büyütülmesi gerekiyor.
Bunun için 1 Mayıs 2017 önemli bir fırsattır.
Unutmayalım ki 1 Mayıs kutlamalarının 'birlikte' ve 'katılımlı' olması, umutların daha da güçlenmesini sağlayacaktır.
Yeryüzünde 1 Mayıs umutlarının filizlendiği günden bu yana o kadar çok saltanat çöktü ki…
Ama 1 Mayıslar yaşıyor, yaşayacak…
'HAYIR BİRLİKTELİĞİ' GÜÇLENDİRİLMELİDİR
Bugün ülkemizde:
§ 'Emek, Barış, Eşitlik, Özgürlük ve Adalet' umutlarının ete kemiğe bürünebilmesi için…
§ 'Tek adam diktatörlüğüne ve Faşizme' dur diyebilmek için…
Demokrasi güçlerimiz arasında çok güzel bir biçimde oluşmaya başlayan 'Hayır Birlikteliği' güçlendirilerek devamlılığı sağlanmalıdır.
Bu birlikteliğin güçlendirilmesi için uzun kuramsal tahlillerden çok 'içtenliğe ve karşılıklı güvene' gereksinim vardır.
Bu birliktelik, 'işini iyi yapan kişilerin/örgütlerin' birlikteliğidir.
Bu birliktelik, 'sorumluluğu ötekinde değil, önce kendisinde arayanların' birlikteliğidir.
Örneğin, her fırsatta 'CHP'yi (ve Kılıçdaroğlu'nu) eleştirmenin dayanılmaz hafifliğine kapılmak' bu birlikteliğe zarar vermektedir.
Onun için bu birlikteliğin diğer paydaşları, öncelikle 'Hayır cephesinin en güçlü, en güvenilir en kitlesel paydaşı olan CHP'ye hak ettiği saygıyı göstermek' durumundadırlar…
Sözün özü, Türkiye'nin demokrasi güçleri:
§ BİRLİKTE saflarını daha da sıklaştırarak,
· Önerilerinin ve projelerinin KALİTE standartlarını daha da yükselterek,
· Demokratik mücadele yöntemlerini daha KATILIMLI, daha AZİMLİ ve daha KARARLI bir biçimde geliştirerek; demokrasimizin önünü açacaktır…'
Ülkemizin aydınlık geleceğinin en güçlü umududur 'HAYIR Birlikteliği'.
XXXXX
İSTANBUL ÖĞRETMEN OKULU MEZUNLARI DERNEĞİ KOROSU
EĞİT-DER Eskişehir Şubesi'nin konuğu olarak kentimize gelen İstanbul Öğretmen Okulu Mezunları Derneği Korosu, 29 Nisan 2017 akşamı muhteşem bir konser verdi.
Hepsi yaşamlarının olgunluk çağlarını yaşamakta olan kadın ve erkek eğitimcilerden oluşan koro elemanları, Cumhuriyetimizin sağladığı çağdaş müzik kültüründen çok güzel örnekler sundular.
Anılarımızı tazelediler, umutlarımıza can suyu kattılar.
Bu güzel etkinliğe emeği geçenlere teşekkürler.
EĞİT-DER Eskişehir Şubesi, geleneklerine uygun bir biçimde 'Birlik, Kalite ve Katılım' ilkeleri doğrultusunda etkinliklerini sürdürüyor.
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…