TÖS/TÖBDER çatısı altında; cehalete, yokluğa, yoksulluğa, baskıya, kıyıma karşı direniyorlardı. Mangal gibi yürekleri vardı. Bilgilerini egemenlere değil, bu ülkenin aydınlık ve güzel yarınlarına sunma uğraşındaydılar.
İşte o günlerde, yanında bir çocuk resmiyle, öğretmenin sevgi ve bilgisiyle donanmış bir öğrencinin ağzından fırça (!) atarcasına yazılmış, şairi belirsiz bir şiir asıldı panolarına:
'Sana Kızıyorum Öğretmenim!'
Kimse kızmadı.
'Madalyonun ters yüzü'nü de gösterebilen,
Bu yürekli sesin gururunu yaşıyordu herkes.
***
Sana kızıyorum öğretmenim.
Elimde değil,
Kızıyorum işte!
Bana Dünya'nın nasıl döndüğünü öğrettin öğretmenim,
İçinde dönen dolapları öğretmedin.

Pamuğu öğrettin,
Tohumu, yaprağı ve çiçeğini.
Ya onları toplayan nasırlı ellerini yoksulların!
Öğretmenim,
Madenleri öğrettin,
Bizde ve dünyada nasıl çıkarıldığını öğrettin.
Teşekkür ederim.
Kimin çıkardığını, oradan aslan payını kimin aldığını,
İşbirlikçilerini, vatan hainlerini neden öğretmedin?

Sivrisineği, tahtakurusunu,
Tenimde kanımı emen hayvanları öğrettin.
Kendimi korumaya çalışıyorum,
Ve sana teşekkür ediyorum.
Bizde insanlar da kan emermiş,
Vampirden, keneden beter!
Evet öğretmenim,
Kanımızı emen, bizi iliklerimize kadar soyan,
Emperyalizmi diyorum,
Neden öğretmedin, neden?

İşte bu yüzden sana kızıyorum öğretmenim.
Elimde değil!
***
Onlar, bir sabah tank paletlerinin sesleriyle uyandılar. Örgütleri kapandı, yöneticileri tutuklandı, binlercesinin işine son verildi. Ezildiler, sürüldüler, itildiler, kakıldılar…
Öğretmenlerin bilinçlenmesini ve örgütlenmesinden hoşlanmayan egemenler, 'şunlara bir gün verelim bari' diyerek 'Öğretmenler Günü'nü ihsan buyurdular.
İş ve geçim kaygısıyla yaşayan öğretmene, 'canım, cicim' sözleriyle, bir buket çiçekle yetinmeyi; antidemokratik uygulamalara sessiz kalmayı öğrettiler.
Öğretmenlerin mesleki onurunu korumak, özlük haklarını vermek yerine; tayin ve mevki dağıtma sopasını göstererek, biat etmeye davet ettiler.
Her '24 Kasım' geldiğinde, günah çıkarıyorlar.
***
Öğretmenim!
Ülkenin en ücra köşesine bile ulaşan ışığınla yarınımızı aydınlatmaya çalışıyorsun, biliyorum.
Verdiğin emekle, mesleğe feda ettiğin gençliğinle, çok daha fazlasını hak ettiğini de biliyorum!
Ve ben umutlarımı, büyük ozanın,
'Güzel günler göreceğiz, güneşli günler.'
Dizesine saklarken; gününü kutluyorum.
Öğretmenler gününüz kutlu olsun!