12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden 38 yıl geçti.
12 Eylül dönemi halkın, işkenceler, tutuklamalar, sürgünler, idamlar ile en çok hırpalandığı, ezildiği bir dönem oldu.
'Sağ-sol çatışması', 'Siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarsızlık' bahanesiyle askerlerin yönetime el koyduğu 12 Eylül'ün acıları hala tazeliğini koruyor.

'BİZİM ÇOCUKLAR BAŞARDI..!'
1974'te kurulan CHP – MSP koalisyon hükümeti haşhaş ekim yasağını kaldırmış, akabinde Kıbrıs'a müdahale edilmişti. Bunun üzerine Amerika (ABD) Türkiye'ye çok ağır ambargolar uygulamaya başladı.
1980'in başlarında Hükümet; ABD'ye 'Türkiye'deki üsleri bizim iznimiz olmadan başka amaçlar için kullanamazsınız' demişti.
ABD, Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına girmesini veto etmemesi için Türkiye'yi sıkıştırıyordu.
İran'daki rejim değişikliği Körfez'i hareketlendirmişti. Türkiye'de 'ABD'nin sözünü dinleyecek' otoriter bir iktidara ihtiyaç vardı.
Düğmeye basıldı; Siyasi istikrarsızlık, çatışmalar, terör, suikastlar, katliamlar'çatışan tarafların bile anlayamadığı' boyutta arttı.
'Koşulların yeterince oluştuğuna' karar verenler 12 Eylül 1980'de yönetime el koydu.
ABD'nin CIA Türkiye Masası Şefi, 12 Eylül darbesi yapıldığı gün, Başkan J.Carter'a giderek 'Bizim çocuklar başardı' demişti.

FETÖ, 12 EYLÜL DARBESİNDE KORUNDU…
FETÖ elebaşı F. Gülen, İzmir'de görev yaparken 12 Eylül 1980 darbesinden hemen önce rapor alarak görevinden ayrıldı. Darbenin olacağı bir gün önce kendisine haber verilmişti.
12 Eylül'de hakkında arama kararı çıkartılan FG, bir türlü bulunamadı. FG bu dönemde serbestçe dolaşıyor, açılışlara katılıyor, seminerler veriyordu.
FG, sözde aranmaya başlandığı 12 Eylül 1980'den tam 6 yıl sonra teslim oldu ve ifadesi alındıktan sonra İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı'nca hemen serbest bırakıldı. 'Sihirli bir el' FETÖ'yü koruyor, 'içeride ve dışarıda' örgütlenmesi için her türlü desteği sağlıyordu.

12 EYLÜL DARBESİ PKK'YI BÜYÜTTÜ…
1978'lerde PKK, güneydoğudaki örgütlenmeler içinde en zayıfı ve teorik düzeyi en düşük olanıydı.
Terörist başı Apo'nun karanlık ilişkileri 1970'lerden beri sol çevrelerde
konuşulan bir konuydu. Dönemin sosyalistleri 'Apocuları' toplantılarına bile
almıyorlardı.
1980 Cuntacıları, öncelikle güneydoğudaki solcu Kürtleri tasfiye etti. Meydan, bu dönemde sessiz kalmayı tercih eden PKK'ya bırakıldı.
Mamak, Diyarbakır gibi cezaevlerinde acımasız işkencelerden geçirilen insanlara adeta PKK'ya katılmaktan başka seçenek bırakılmadı.
Bir süre sonra ideolojik temelli hareketler yerini PKK merkezli ırkçı, bölücü
Kürt şovenizmine bıraktı. Zaten emperyalistlerin istediği de buydu.

38 YIL SONRA GERİYE BAKTIĞIMIZDA…
12 Eylül cuntacılarının bir türlü yakalayamadığı(!) Amerikan emperyalizminin maşası FETÖ; 15 Temmuz'da Türkiye'yi ele geçirmeye kalkıştı.
12 Eylül'den sonra palazlanan, yıllarca İncirlik'ten beslenen PKK/PYD terör örgütü, ABD tarafından açıkça 'legal' müttefik ilan edildi.
Halkın siyaset yaparak bir şeyleri değiştirebileceği inancı 12 Eylül'le beraber yok edildi.
Siyasete ilgisiz, ülke sorunlarına duyarsız, köşeyi dönme meraklısı, 'dizi film ile futbol topu arasına sıkıştırılan' bir gençlik ve toplum yaratıldı.
Elimizde, işkencelerde ölen, sakat bırakılan, hapislerde çürütülen, idam sehpalarında canları alınanlardan oluşan binlerce 'darbe mağduru' ve 'yok edilen demokrasi kültürü' kaldı.