Cumhuriyet Halk Partisi'nin de cumhurbaşkanı adayını açıklamasından sonra belirsizlik ortadan kalktı…
Ve ikinci evreye resmen geçildi…
100 bin imza ile aday olacak cumhurbaşkanı adaylarının durumu ise, şu saat itibariyle tam olarak netleşmemiş olsa da, gelişmeler gösteriyor ki,
İYİ Parti adayı Meral Akşener birinci gün bitmeden 100 bin imzayı toplamış olacak…
Saadet Partisi adayı için toplanacak imza konusunda da bir sıkıntı yaşanmayacağı görülüyor…
Vatan Partisi'nden Doğu Perinçek ile Adalet Partisi adayı Vecdet Öz için ise, şu ana kadar açıklanmış bir rakam yok…

***

Peki ikinci evrenin bilinmeyeni ne?
Elbette bu seçimin sonucunun ne olacağı…
Kim cumhurbaşkanı olacak, TBMM nasıl şekillenecek?
Üçüncü evreyi de seçimlerin sonuçlanmasından sonra yaşayacağız…
Birbirine taban tabana zıt iki siyaset yapma biçimi yarışacak…
Recep Tayyip Erdoğan kazanırsa, yeni sistem devreye girecek;
Diğer adaylardan biri kazanırsa süreç tersten işleyecek ve yeniden parlamenter sisteme geçilecek…
Elbette her iki görüş için de Meclis'te oluşacak parti gruplarının büyük önemi olacak…
Yani,
Hangi parti kaç milletvekili çıkaracak?
Zira TBMM'nde Anayasa değişiklik önerisinin kabul edilmesi için gereken sayı 360…
550 milletvekili olan önceki dönemde bu sayı 330 iken, milletvekili sayısının 600'e çıkmasıyla 5'te 3 çoğunluk gerektiren Anayasa değişikliği önerisinin Meclis'te kabulü için bu sefer 360 milletvekilinin oyu gerekecek…
Bu da ulaşılması çok kolay olan bir rakam değil…

***

Yani?
Yani, cumhurbaşkanlığı yarışını Erdoğan dışındaki bir ismin kazanması durumunda bile, parlamenter sisteme dönüş o kadar kolay olmayabilir…
Hatta TBMM'nde çoğunlukta olmak da yetmeyecek…
Tüm bu gelişmeler yaşandığında ise,
Türkiye, nereden bakarsanız bakın 2-2,5 yılını daha bu işlere harcayacak…
Dış ilişkiler, ekonomik kriz, yükselen enflasyon, terör, eğitim sistemi, yargı sistemi…
Bunların tümüyle uğraşmaya da devam edeceğiz…

***

Ancak bu dönemi Türkiye, şu açıdan da başarıyla geçebilir…
Geniş yetkilerle donatılmış bir cumhurbaşkanı sayesinde (Erdoğan dışında bir isim elbette) AKP'nin 16 yıl boyunca yarattığı tahribat, getirdikleri farklı düzenlemeler, kadrolar, elbette partiler arası yapılan bir protokol dahilinde, daha çabuk normalleştirilebilir…
Ancak burada izlenecek yol asla ve asla;
AKP'nin 16 yıl boyunca topluma dayattığı ayrımcılık ve kutuplaşma olmamalı…
Sistemin normalleştirilmesi çabası,
Toplumu yine gerecek ve 2'ye 3'e bölecek bir anlayışla yapılmaya kalkılırsa olmaz…
Öyle olursa,
Gelenlerin de gidenlerden hiçbir farkı kalmaz…