Aşk insanları birbirine bağlayan sihirdir adeta. Hepsinin sonu güzel bitmez tabi. Kimi buzdağına çarpar Titanik gibi, okyanusun derinliklerinde kaybolur. Kimisi yollara düşer ince memed gibi, aşkı için dağ taş gezer. Kimisi de gururunun peşinden gider.
Aşk yolunda en büyük engel insanın kendisidir. Gurur taşları ile kaleler örer, bir gün mezar olacak bedenler, kuyuların biraz daha dibine gider, vereni unuttuğumuz makamlarımız gelir aklımıza. Bazen 'hiç' olduğumuzu unuturuz. Bazen se başka sebepler buluruz.
Sezen Aksu Şarkıları hemen hemen her türlü Aşığı anlatmıştır, işte birkaç tanesi;
Gururun bir adım önde yol aldığı şarkısı,
'Ölürüm yoluna, ölürüm de yine boyun eğmem.
Yakarım dünyayı uğruna ama sana eğilmem.
Öyle sınırsız, öyle derin, öyle çok severim ki korkarsın.
Kuruyup çöle dönsem de, pare pare olsam da, yenilmem.'
Sarı Odalar, 'Alırım başımı giderim efeler gibi hey' derken güçlü kadını anlatıyor.
Ben senin hayatından gittim oğlum
Hadi yerime koy birini koyabilirsen
Ben senin hayatından gittim oğlum
Hadi dur o sarı odalarda durabilirsen.
Git derken aslında kal dediği şarkısı,
'İkimiz için de doğru olan böylesi, git
İnan bana sandığın kadar üzgün değilim.
İçimde yepyeni bir hayata başlamanın
Sevinci ve heyecanı var artık, git.
Haydi git!'
'Git… git.. git…me dur, ne olursun
Gitme kal, yalan söyledim.
Doğru değil, ayrılığa daha hiç hazır değilim.
Aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var
Gitme, dur daha şimdiden deliler gibi özledim. '
***
Minik bir serçe gibi masum mu aşk, yoksa yılanın zehri gibi mi?
Yaşamak için mi Aşık olmalı, yoksa Aşık olmak için mi yaşamalı?
Ölümsüz olan sevdalar mı, yoksa yavaş yavaş öldüren sevdalar mı?
Bence ölümsüz olan sevdalar;
Hasretiyle yandığınız sevgiliye kavuştuktan sonrada, tüm güzellikleriyle ömür boyu yaşayabilirsiniz. Aşkla bezenmiş gül dolu bahçe çok yakınınızdadır, yani içinizde.