Geçen hafta sonu yazımda bankaların tüketicileri mağdur ettiklerini anlatmaya çalışmıştım aradan birkaç gün geçmişti ki Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası'nı ziyaretinde aynı konu üzerine bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanımız; 'Geçtiğimiz yıl bankalar yüzde 40 kar elde etmişse bir sorun var demektir. Hale bak, yüzde 40. Bu bir felaket ya. Ve bu para bunların cebinden çıkmıyor. Kendi öz sermayeleri değil. Biz kimseden zararına bir iş yapmalarını istemiyoruz. Bizim bankalardan ülkenin gelişmesine katkı sağlamalarını beklemek hakkımızdır.' sözleri ile durumun vehametini gözler önüne en yetkili kişi olarak sermiş oldu.
Peki ama bankalar bu karları nasıl yaptılar? Neden yaptılar? Ve her yıl hiçbir şey değişmeden 15 yılı devirmiş bir iktidar döneminde aynı karları yapmaları için ne gibi bir zemin hazırlandı? En önemlisi de engellenemeyen bu yürüyüşe kimler izin verdi? Bu soruların tamamının muhatapı mevcut iktidardır. O nedenlede Cumhurbaşkanımızın konuşması kimi kime şikayet ediyorsundan öteye gitmiyor.
Özellikle son 5 yılda tüketicilerin ilk şikayet noktası olan Tüketici Hakem Heyetleri'nde şikayet edilenler listesinde liderliği başka bir sektöre bırakmayan bankalar kendilerine çeki düzen vermek yerine ülke ekonomisinin kendilerine muhtaç olduğu varsayımı ile vurdum duymaz bir şekilde tüketicileri mağdur edecek politikalarına devam ettiler.
Tüketicilerden ettikleri kar oranları hiçbir dönemde %40'ların altına düşmeyen bankalar ekonominin adeta tek aktörleri kendileriymişçesine yapılan uyarıların hiçbirini dikkate almadan tefeci faizleri uygulayarak kar etmeye de devam etmektedirler.
Faizlerin düşürülmesi ve ekonominin canlandırılması için Hükümetçe çıkarılan yasa ve yönetmelikler bankalarca dikkate alınmamaktadır. Tüketici mağduriyeti her geçen gün artarken Türkiye ekonomisi zarar görmekte sorun artık kangrene dönüşmektedir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4/3 maddesinde bankalar ve tüketici kredisi veren finansal kuruluşların faiz dışında alacağı her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usul ve esasların belirlenmesi yetkisi (BDDK) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna verilmiştir. Ancak yasanın açık hükmüne rağmen bankalarca herhangi bir düzenleme yapılmaması deyim yerinde ise kuzuyu kurta teslim edildiğinin göstergesi olmaktadır.
Evet bu tespitler sonrasında Cumhurbaşkanımızın açıklamalarına geri dönüp sorumluluk kimde diye soralım. Para satarak bu kadar kar eden bankalara dur diyecek sizler değil misiniz? Yıllardır yaşanan mağduriyetleri gündeme getirenleri dikkate almayan gereğini yapmayan sizler değil misiniz? Bugüne kadar sadece şikayet etmek yerine bankalar üzerindeki denetim acilen sistematik hale getirilerek arttırılmaz mıydı? Ekonomik demokrasinin sağlanması için öncelikle; BDDK, ve diğer kurullar olan Rekabet Kurulu, RÜTÜK, İl Sağlık Kurulu başta olmak üzere toplumun genelini ilgilendiren tüm sosyal ve ekonomik kurul ve kuruluşlarda tüketicilerin etkin temsili sağlanamaz mıydı? Yasanın ilgili maddelerinin acilen değiştirilmesi ve tüketici lehine bir düzenlemeyi içeren tarafların da mutabakatını sağlayan yasal bir düzenleme yapılamaz mıydı? Bunların hepsi kolaylıkla yapılabilirdi ama düzenin devam etmesini isteyenler ve destekleyenler var olduğu sürece olmayacaktır. Olmadığı sürece de sistem aynı şekilde devam edecek maalesef bu ülkenin en başındaki en yetkili kişide çıkıp sadece şikayet eecektir.