Katılım çağrısı 'Tepebaşı Belediye Başkanımız Ahmet ATAÇ' tan gelince…
Gidilecek yer 'BERGAMA'; izlenilecek ve okurlarla paylaşılacak etkinlik de 'Tepebaşı Belediyesi Çocuk Senfoni Orkestrası Konseri' olunca…
Evdeki yaralı kuşum da 'Lütfen katıl, benden de selam götür' deyince…
Böylesi uzun yolculuklarda ilerlemiş yaşımın çıkaracağı engellere aldırmadan katıldım Tepebaşı kültür etkinliğine…
Eskişehir'den bir grup gazeteci arkadaşla birlikte, yaklaşık 450 km olan yolculuğumuz 27 Ocak 2017 Cuma günü öğle saatlerinde başladı.
Eskişehir'in sert kış koşullarında başlayan ve Batı'ya doğru gittikçe baharlaşan bir yolculuktan sonra akşam vakti vardık Bergama'ya…
BERGAMA'DA AYDINLIK BİR AKŞAM
Otelimize yerleşip kısaca soluklandıktan sonra, akşam yemeği için Bergama Belediyesi'ne ait sosyal tesislere gittik.
Salona girdiğimizde 'yoğun bir çocuk cıvıltısı' ile karşılaştık. Eskişehir'den gelen çocuklarımız, başlarındaki görevlilerle birlikte akşam yemeklerini yiyorlardı.
Öğretmenlik günlerimden çok iyi bildiğim 'o güzel çocuk cıvıltılıları', açıkçası benim özlemlerimi ve umutlarımı kamçıladı…
Çocukların dinlenmek için otellerine gitmelerinden sonra, biz de Bergamalı ev sahiplerimizle birlikte yemeğimize başladık.
Ve çağdaş yaşam tarzı ile kaliteli/çağdaş müziğin birbiriyle kaynaştığı temiz bir ortamda bilinçlerimizi ve umutlarımızı birlikte yudumladık…
Salondaki Bergamalılar gece boyunca biz Eskişehirlilere çok sıcak ilgi gösterdiler. Ve başta Yılmaz Hoca olmak üzere tüm Eskişehirlilere bol selam gönderdiler.
Böylesi güzel bir ortamda gece boyunca Nazım'ın o güzel şiiri benim beynimde fır döndü durdu:
' Arkamızda bir düşman gözü gibi karanlığın yolu,
Önümüzde bakır taslar, güneş dolu,
Dostların arasındayız!
Güneşin sofrasındayız..!'
PERGAMON AKROPOLÜNDEN GEÇMİŞE VE GELECEĞE BAKIŞ
Cumartesi sabahı kahvaltıdan sonra, Pergamon Akropolü'ne tırmandık.
Bilindiği gibi bugünkü 'Bergama'nın adı, antik 'Pergamon' kentinden geliyor.
Pergamon/Bergama tarih boyunca Lidya, Pers, İyon, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı egemenliğinde kalmış.
'Yüksekteki kent/ kentin yüksek bölümü' anlamına gelen 'Akropol', bugünkü kentin yerleşim alanından yaklaşık 300 metre yüksekte.
Eski kentin kalıntıları 1870'lerde Almanlar tarafından bulunuyor. Ve Almanlar Akropoldeki 'Athena Tapınağı' ile 'Zeus Sunağı'nın büyük bölümlerini sökerek Berlin'e götürüyorlar. O eserler Berlin Müzesi'nde aslına uygun biçimde sergilenmektedir…
Bergama Akropolündeki yapıların ve heykellerin Antik Dönem sanatında çok önemli bir yeri var.
Bu Akropolün 2014 yılında 'Dünya Mirası' olarak tescil edilmesi bu önemin somut göstergesidir.
Biz Akropolü, Bergama Belediyesi uzmanı Bülent TÜRKMEN rehberliğinde gezdik. Bu tür yerleri 'bilinçli ve birikimli bir rehber ile birlikte gezince tadına doyum olmuyor.' Bu anlamda değerli rehberimize çok teşekkür ediyorum.
Kültür ve doğa varlıklarımızın korunması ve geliştirilmesi bilincini yükseltmenin çok önemli olduğunu hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor.
Bergama Akropolünden bakınca; tüm Bergama, Bakırçay Ovası'nın büyük bölümü, Bergama Kestel Barajı ayaklarımızın altındaydı…
Ben hafif sisli bir havada izlediğimiz o görüntülerin arkasında, 'aydınlık bir Türkiye'nin pırıltılarını gördüm…'
'İKİ ELİN SESİ VAR'
İki yılı aşkın bir süredir Eskişehir'imize apayrı bir ses ve renk güzelliği katan 'Tepebaşı Belediyesi İki Elin Sesi Var Çocuk Orkestrası', 12. Konserini 28 Ocak 2017 Cumartesi günü saat 14.00'te Bergama Kültür Merkezi'nde verdi.
90 çocuktan oluşan 'İki Elin Sesi Var Orkestrası'nın sahneyi, Bergamalı ve Eskişehirli izleyicilerin de salonu hıncahınç doldurduğu bir ortamda çağdaş müzik dinlemenin tadı kulaklarda kaldı…
Orkestra Koordinatörü Kaan KIRAN ve Şef Ramazan ALBAYRAK çocuklarla öyle güzel kaynaşmışlar ki…
Çocuk Senfoni Orkestramızın seslendirdiği parçalar, profesyonel orkestralara taş çıkaran kalitede ve güzellikteydi.
Çocukların güzellikleri ile müziğin güzelliği kaynaşınca, ortaya nefis bir müzik ziyafeti çıkıyor…
O ziyafette sunulan eserler; çocuklar kadar güzel, çocuklar kadar tatlı, çocuklar kadar oyunsu ve çocuklar gibi tertemizdi…
Son iki yıldan beri ailecek bizi bunaltan sıkıntılarımız yüzünden daha önce bir türlü izlemeye fırsat bulamadığımız 'İki Elin Sesi Var Orkestrası'nı Bergama'da izlemek beni çok mutlu etti. Bundan sonra ailecek bu güzel orkestranın konserlerini kaçırmayacağız.
Bu fırsatla bu güzelliğin yaratılmasında emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum.
Tepebaşı ve Bergama Belediyeleri arasında oluşturulan bu 'dostluk köprüsünün' gönüllere yüklediği sımsıcak duygular, eminim uzun süre unutulmayacak…
Bence bu tür dostluk köprüleri, 'Sosyal demokrat belediyeler arasında yapılması gereken 'İki Elin Sesi Var' çalışmaları' açısından da çok büyük önem taşıyor…
'AAA!... KRAL ÇIPLAK!...'
Danimarkalı Yazar ANDERSEN'in dünya çocuklarına kazandırdığı o ünlü masalı bilirsiniz…
'Ülkenin birinde kendini beğenmiş ve despot bir kral varmış… Bu kral bir gün:
' - Öyle bir elbise istiyorum ki, dünyada bir eşi daha olmasın…' deyu ferman çıkarmış…
Genç bir terzi, 'sadece akıllı insanların görebileceği bir kumaştan dikilmiş elbise giymeye' kralı inandırmış…
Kral yeni elbisesini(!) giyerek çıkmış saraydan. Dışarıda toplanan halk kralı çıplak görünce çok şaşırmış, ama hiç kimse cesaret edip krala gerçeği söyleyememiş…
Birden bir çocuk haykırmış:
' – Aa!... Kral Çıplak!...'
*****
Her nedense, çocuklarımızın Bergama'daki konserleri bittikten sonra, sanki sahnedeki tüm çocukların hep bir ağızdan 'Kral Çıplak!...' diye haykırdıklarını duyar gibi oldum…
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…