Eğitim bir milletin geleceğini belirleyen en önemli unsurdur.
Eğitmen ise geleceğe köprü kurar. Bu köprü çocuğun geleceğine yön verir.
Eğitmenliğe (antrenörlüğe) başlarken ve başladıktan sonra bazı hocalardan sık sık öğütler aldık.
Bu öğütler şöyleydi;
Öğüt 1: 'Bütün öğrencilerle uğraşmayacaksın, içinden yetenekli öğrenciyi alıp diğerleriyle ilgilenmeyeceksin. Kendini yıpratmayacaksın.'
Öğüt 2: 'Sporcu nankör olur, asla hediye almayacaksın. Özellikle derece yapmış sporcuyu şımartmayacaksın.'!
Öğüt 3: 'Kardeşim Canan hanıma, maça gittiklerinde, başka bir adam yani hoca diyemeyeceğim, hocalık sıfatını herkes taşıyamaz. Şöyle der 'Bırakın sporcular ekmek arası yesin, biz özel bir yerde yemek yiyelim.'
Canan Hoca da itiraz eder. Sporcusuna hiç kıyamaz 'Benim öğrencim ekmek arası ile doymaz' der.
Kendisi zaman zaman elleriyle yapıp yedirdiği için, çocukların ekmek arası ile doymayacağını bilir.
'Ayrıca sporcum ekmek arası yerken benim boğazımdan geçmez. Ben yemem sporcuma yediririm' der.
Karşısındaki de 'Bir gün nankörlük yapıp giderse anlarsın der.'
Sonra camiye namaza gider. Allah der başka bir şey demez, sözde inançlıdır.
Sabah akşam Allah diyen zat, sporcuların ismini kullanarak, maç için bir yerden çok para alır.
Maça gittiğinde, kendisi 5 yıldızlı otelde keyif yapar. Sporcuları ise kırık dökük bir yurda yerleştirir. Hiç de merak etmez, çocuklar aç mı susuz mu? Başına bir şey geldi mi?
Allah der ya, kimse de sorgulamaz.
Bu bir olur, iki olur, üç olur aradan yıllar geçer.
Para veren zat, sporcular ne yaparlar diye maç olan bölgeye gider. Bir bakar ki ne görsün, adam ailesini de almış 5 yıldızlı otelde tatil yapar.
Bakar sporcular ortalıkta yok!
Sorar çocuklar nerede?
Tabi şahıs Allah der.
Para veren zat Allah'ın adını niçin kullandığını anlar ve yollarını ayırır.
Bu defa, başka yerlerde Allah demeye başlar. El, ayak, etek öper. Yeter ki para versinler.

***

Bunlar sadece birkaç örnek, daha neler var neler.
Neyse bizim sporcularımız;
Kapıdan içeri girer girmez, aileden bir parça olur. Ne yer ne içersek hep beraber yeriz.
Bizim sporcumuz kapıdan içeri girer girmez, bütün sporcularla eşittir, yeteneği olsun ya da olmasın, aynı eğitim verilir.
Bizim sporcumuz kapıdan içeri girer girmez, gönüllülük aşılanır, bilirsiniz ki merhamet olmayan insanda Allah korkusu olmaz.
Bizim sporcumuz kapıdan içeri girer girmez, Do felsefesi verilir, (Sevgi, Saygı, Adalet, Ahlak, sporda Fair play)
Bizim sporcumuz kapıdan içeri girer girmez, vatan millet aşkı verilir. Çevreye ve tüm canlılara karşı saygılı birer birey olur.
Bizim sporcumuz kapıdan içeri girer girmez. Her şeyimiz olur. Onun parmağı acısa, bizim canımız yanar. Ona zarar gelmesin bana zarar gelsin dersiniz. Tıpkı anne ve baba şefkatiyle.
15 Temmuz'u yaşadığımız gün Hatay'da maçtaydık. Silah, siren sesleri duyunca panikledik. Ne olup bittiğinden habersizdik. Paniklememiz kendimiz için değildi sporcularımız içindi.
Canan Hoca ile sporcuları aramıza alıp, kendimizi siper ettik, ona zarar gelmesin bize gelsin dedik. Yani ne olursa olsun, bize emanet edilen can, bizim için çok değerli ve önemlidir.

***

Bu samimiyet, bu sevgi ve saygıyı, bu özveriyi karşılık beklemeden yaptık. Sporcumuz ülkemizin bayrağını dalgalandırsın yeter dedik.
İlla şampiyon olması şart değil, vatanına, milletine hayırlı evlat olsun oda yeter dedik.
Kötü alışkanlıklardan uzak olsun o da yeter dedik.
Ne uğraşıyorsunuz, gelin şurada çalışın şu kadar para dediler.
Çocuklarımızdan, evlatlarımızdan kopamayız dedik. Olacaksa spor alanında olacak dedik. Yani sevdiğimiz mesleği yapacağız dedik.
Doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden gelen, Türkü, Alevisi, Sünnisi, Kürdü vardı. Daha sayamadığım birçok millet. Nerelisin demedik. Aynı bayrak altında yaşayan herkes, kardeşimizdir, evladımızdır dedik.
Bu sevgi, bu saygı karşılıksız kalmadı çığ gibi büyüdük ve gün geçtikçe büyümekteyiz.
Sokakta mı antrenman yapmadık, parkta mı, bahçede mi hiç önemi yoktu. Biz Arı Spor Ailesi olarak bir aradaydık. Bu da bize yetiyordu.

***

Öğretmenler Günü'nün kutlandığı 24 Kasım'da, bizim öğretmenler günümüz sadece o gün kutlanmadı. 1 haftadır kutlanıyor, 1 aydır kutlanıyor, 1 yıldır kutlanıyor, yani her gün kutlanıyor. İçten ve kalpten olan sevgi ve bağlılığı bilen sporcularımız, bir canan hoca sarılarak, bir bana sarılarak sevgilerini nasıl göstereceklerini şaşırıyorlar.
Size bir sır vereyim mi? Aslında bize her gün Öğretmenler Günü.