Bir süredir açmadığım Facebook sayfama şöyle bir göz attım. Açar açmaz birçok kişinin emeklilik yaşını tartıştığını gördüm. Hemen hemen herkes aynı konudan mustarip.
AKP'liyim ama haksızlık diyor.
MHP'liyim ama hakkımı istiyorum diyor.
CHP'liyim ama Erdoğan kaç yaşında emekli olmuş diyor.
Halk bunları söylerken
Yetkililerden açıklama gelmiş.
'Gelişmiş ülkelerde var olan yaklaşım değildir. Bizler çalışan gençlik istiyoruz.'
Bu durumu oturduğunuz koltuklarda para içinde yüzerken anlayamayabilirsiniz fakat
Gençlik de çalışıyor
Orta yaşlılar da çalışıyor
Yaşlılar da çalışıyor.
Gelişmiş ülke diyorsunuz da, gelişmiş ülkeler işsiz kaldığı zaman da azımsanmayacak düzeyde devletin verdiği maaşla geçimini sürdürebiliyor. Kaygı düzeyi sıfır, bebeğime süt alamayacağım korkusu yok.
Sigortasını yatırmayan patronu yok.
Türkiye'de emekli olmak çok zor. Üç gün bir yerde beş gün bir yerde çalışan sigortasız sömürülen işçiler var.
Tarlalarda sigortasız çalışan emekçi var.
Akşam 60 TL parayı nakit veriyorlar diye günlük, sigortasız 12 saat çalışan fabrika işçisi emekçisi var.
Bunu yazayım dediğimde, beni işten atarlar diyerek gözlerinden korku fışkıran ezilen üzülen halk var.
Şikayet et dediğimde 'Beni her yerde bulurlar, etim ne budum ne aileme zarar verirler' diyen emekçi var.
Yani bunlardan çok var. İki yıl sigortalı çalışan işçi beş yıl kaçak çalıştırılabiliyor. Zaten gençlik çalışıyor resmiyette iki yıl çalışmış gözükse de, bu ülkenin bir de görünmeyen yüzü var.
Sizler çalışan gençlik istiyorsanız
Bizler de ataması yapılan gençlik istiyoruz.
Kışlık ununu almak için tarlalarda sigortasız çalışan, her yıl kış geleceği zaman un kaygısına düşen kadınlarımız yerine, pataşur içerisinde Çerkez tavuğu, zencefilli somonlu suşi yiyen kadınlarımızı görmek istiyoruz.
Sizler sıcaktan bunalırken, evde soğuktan üşüyen çocuğuna pazar çantasıyla kömür götüren babalar görmek istemiyoruz.
Yani bizi gelişmiş ülkelerle karşılaştırmadan önce yaşam standartlarını eşit seviyeye getirmeniz gerekiyor ki, çalışan gençlik istiyoruz diyebilmelisiniz.
Hatırlarsanız fakirliği tokat gibi yüzümüze vuran şehit mektubu vardı, ben şehit olunca, şehit parasıyla borcumu ödeyin, ev alın, bir de sevdiğim kızla paramız olunca gezmeyi planladığımız yerler vardı. Sevdiğim kız yas tutmasın gezsin..!
Neyle gezecek?
Şehit parasıyla!
Tek başına!
Acı içinde kıvranarak!

***

Bizim bizden başka dostumuz yok. Halk olarak her zaman devletimizin yanındayız.
Cumhurbaşkanımızın bir sözüyle tankın önüne yatan vatandaşlarımız var.
Cumhurbaşkanımızın bir sözüyle üç kuruşluk altınını, dolarını bozduran Fatma bacılar, Ahmet amcalar var.
Bu halk bu muameleyi hak etmiyor. Halk en güzelini hak ediyor.
Refah seviyesini yükseltmek için ordasınız.
Şimdi bir de Politika Kurullarına atananlar oldu. Çözüm üretmek için oradalar, ekonomik krizi yenmek için oradalar.
Ülke her geçen gün kötüye gidecekse bırakın ülkeyi halk yönetsin. Ancak asgari ücretle geçinen halkın halinden halk anlar.