Mayalanmış bir ürün olan boza, ülkemizde ve Arnavutluk, Romanya, Bulgaristan gibi bazı Balkan ülkelerinde özellikle kış aylarında tüketilen ve sağlığa olumlu etkileri olan bir içecektir. Eskiden kış geceleri sokak satıcılarından alınan boza, halkımızın beslenmesinde önemli yer tutan tahıllardan yapılan bir üründür.
Darı, mısır, pirinç gibi tahıllar öğütülüp, elenir ve içine su katılarak pişirilir. Sonra süzülür buna ekmek mayası veya daha önceden yapılmış boza veya yoğurt, ya da bayat ekmek konularak mayalanmaya bırakılır. Mayalanmaya yardımcı olması için az miktarda şeker de katılır. Mayalanma bitince koyu kıvamlı, hafif tatlı, ekşimsi lezzete sahip bir içecek olan boza elde edilir. İçeriğinin çoğu bir tahıl veya tahıllar karışımından olduğu için zengin bir karbonhidrat içeriğine sahiptir ve kullanıldığı tahıl veya tahıllara göre bileşimi farklıdır. Boza A, B, C, E vitaminlerine sahiptir. Karbonhidrat kısmı vücuda ihtiyaç duyduğu enerjiyi vermektedir. B vitamini fiziksel olarak yorgunluk gidermeye yardımcı olduğu gibi sinir sistemini de yatıştırarak zihinsel yorgunluğun giderilmesine, cilt ve saç sağlığına katkıda bulunmaktadır.
Boza kilo almak isteyenlere, büyüme çağında olan gençlere, yüksek enerjili diyetle beslenmesi gerekenlere ve ağır iş temposunda çalışanlara önerilen bir içecektir. İçeriğindeki laktik asit, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve lif nedeniyle sağlıklı beslenme için önemli bir üründür. Bileşimindeki protein ve karbonhidratlar nedeniyle sıvı ekmek olarak da adlandırılmaktadır. Bünyesinde bulunan mayalar ve laktik asit bakterileri probiyotik etki göstermektedir. Probiyotikler bağışıklık sistemini güçlendirir, direnci artırır, hastalıklara karşı koruma kalkanı görevi yapar, kan şekerinin, kolestrolun hatta vücut ağırlığının dengede kalmasına yardımcı olurlar. Laktik asit, hazmı kolaylaştırarak sindirim sistemine yardımcı olmakta ve böylece midenin aşırı yorulmasını engellemekte, mide yanması ve gaz şikayetini önlemekte, bağırsak fonksiyonunu düzenlemekte, kabızlığı azaltmaktadır. Bozanın mayalanması sırasında oluşan organik asitler, bakteriyosin vb. mikrop öldürücü bileşenler, faydalı bakterilere yardımcı olarak vücuda giren toksik alerjen ve kansorejen maddelerin yok edilmesini sağlarlar. Boza zengin enerji, vitamin ve mineral içeriği sayesinde sporcular, gebeler ve emziren annelerin tüketebileceği bir probiyotik gıdadır. Emziren annede prolaktin salgılanmasını sağlayarak süt miktarının artmasına katkıda bulunmakta ve böylece sütle bebeğe aktarılan vitamin ve mineral ile bebeğin sağlıklı ve güçlü olmasına yardımcı olmaktadır.
Boza çocukların kemiklerini güçlendirirken, yaşlılıkta oluşacak kemik hastalıklarına karşı da korumaktadır. Boza yapısal özelliği nedeniyle hızla bozulabilen bir içecektir. Üründe etil alkol ve laktik asit fermantasyonlarının devam etmesi nedeniyle boza kısa zamanda ekşiyip içilemez bir duruma gelmekte, buzdolabında bile mayalanma devam ettiği için ekşilik (asitlik) artmaktadır. Bozanın üstünde kabarcıklar olmuşsa ekşiliği artmış, laktik asitçe zenginleşmiş, alkol oranı artmıştır. Boza bu yüzden pastörize edilerek raf ömrü uzatılarak daha kolay pazarlanmaktadır. Kalorisi yüksek olan ve bir bardağı iki kase sütlü tatlıya eşit olan boza, haftada 1-2 defa bir çay bardağı kadar tüketilmelidir. İçine tarçın ve leblebi konularak ara öğün olarak tüketilebilecek bir içecektir.Tarçın kan şekerini düzenleyici etkisi ile uzun süre tokluk sağlamakta, leblebi ile kendisinde eksik olan proteinler, vitaminler ve mineraller ile tamamlanıp sağlığa çok faydalı bir içecek haline gelmektedir. Fazla tüketilmesi mide asidinin dengesini bozarak ishale neden olmakta, şişkinlik ve gaz sorununa neden olabilmektedir. Vücut direncinin artmasını sağlayan vitamin, mineral ve bol miktarda antioksidan içerdiği için her yaştaki insanın kışın tüketebileceği bir gıda olan bozanın, elmalı ve kayısılısı da yaz aylarında ferahlatıcı etkisiyle aranan bir içecektir.