Hafta içinde sosyal medyada klavye başında 3 atıp,bir sayanların,5 atanların hatta ve hatta 7 atanların bol bol görüldüğü bir hafta yaşadık. Hele hele bunu Eskişehirsporadına açtıkları sayfalar da yapıyorlar. Ben Denizlispor teknik direktörü Ali Tandoğan olsam bir hafta boyunca futbolcularıma bu sayfalardaki paylaşımları okutur, teknik ve taktikte vermeye gerek duymazdım. Zaten bunları okuyan futbolcular yeterince hırs ve motivasyonu alırlardı. Tabi bunları bizim futbolcu ve teknik heyetimizde okuyordur. Daha maça çıkmadan üç beş gol atıyorduk. Ne kadar kolay değil mi? Ama maalesef bazı taraftarlarımız ve teknik heyetimiz gollerin sahada değil, klavye başında ve tribünlerden atıldığını sanıyor.
Açıkcası benimde galip geleceğimizden şüphem yoktu. ÇünküDenizlispor'un14 maçta 5 galibiyet aldığını, bununda3tanesini deplasmanda aldığını gördüm.Kısacası karşımızda tipik bir deplasman takımı vardı. Bunları teknik heyetimizde görmüş ve buna yönelik çalışmalar yapmıştır diye düşünüyordum. İşte ben bu nedenle teknik direktörleri maç içerisindealdığı kararları çok fazla eleştirme taraftarı değilim. Haftalardır söylediğim bir şey artık dilime pelesenk oldu. Israrla Eskişehirspor maçlara iyi hazırlanmıyor diyorum.Her maçı çantada keklik görüyoruz. İstediğimiz kadar ligin en kaliteli takımıyız diyelim,maçı ciddiye almazsanız sonucu ağır oluyor. Ayağı yere sağlam basan, maçı ciddiye alan bir takım,Denizlispor gibi bir rakipten kendi sahasında,Türkiye'nin en iyi stadında ve Türkiye'nin en iyi taraftarı karşısında üç gol yiyerek ağır bir yenilgi almazdı. Bu ayıp hepinize yeter.
Teknik direktörü maç içerisinde pek eleştirmem diyorum ama maalesef onu da bu maçta bir kenara koyuyorum. Semih Şentürk gibi rakip defanslar için korkulu rüya olan, süper ligin ve uluslararası turnuvalarının golcüsü bir santraforu 43.dakikada çıkarmanın mantığını birisi bana açıklasın. Futbolcuformsuz olabilir, maç içerisinde teknik ve taktik değişikliğe gidebilirsiniz.Elbette bunlara lafımız yok,her futbolcu oyundan çıkabilir. Ama 43.dakikada bir futbolcununsakatlığı veya rahatsızlığı yoksa devre bitimine kadar çıkarılmaz. Yerine giren futbolcumuzise, 2-0 geride iken, takımın en golcüsünü çıkarıp, kapalı defanslara karşı kaybolan, sadece önünde boş alan bulduğunda koşan, gol vuruşu ve becerisi olmayan, 14 hafta sonunda attığı gol sayısı rakamla '0', yazıyla 'sıfır' olan, futbolcumuz AxelMeye'de olmaz. Buyurun gelinde eleştirmeyin bakalım.
Alınan mağlubiyetle sadece liderlikten olduk, çok fazla kaybımız yok.Ama altındaki ağır hasarı tamir etmekzor olabilir.Yeter ki hataları iyi teşhis edelim.
Son olarak taraftarımıza bir şey demeden yazımı bitirmeye içim el vermiyor. Baştan sona kadar verdiğiniz inanılmaz destek, skora bakmaksızın sadece görevini yapan, tek bir çatlak ses dahi duymadan, stadı gibi, kendisi de Avrupa standartlarında olan, askerine ve polisine sahip çıkan, teknik arıza nedeni ile istiklal marşımıza BandoESES ile beraber giren ve marşımızı her şeye rağmen söyleyen taraftarımıza ne desem azdır. Bu haftanın tek kazanını emin olun sizlersiniz. Hepinize helal olsun.