Geçtiğimiz iki yılda ekeceği çeşit konusunda kafası karıştırılan birçok buğday üreticisinin kafası bu defa atacağı üst gübre (çimen gübresi) bakımından karıştırılmaktadır. Kafaların karışmasına neden olanlardan bazısı kendisi de buğday ekmiş olan komşular, bazısı yakın köylerdeki tanıdıklar, bayiler ve kahvelerde bilgiç bilgiç konuşanlar.
Özellikle Aralık ayı başından itibaren birçok çiftçi gübre satıcılarının kendilerini arayıp zam geleceğini, gelmeden önce ilkbaharda atacakları gübreleri almalarının menfaatlerine olacağını söylediğini ve öncelikle üre gübresi önerdiklerini bildirdiler.
Gübre pazarlayanların müşterilerini muhtemel zam konusunda uyarmaları takdir edilecek bir davranıştır, ancak ziraat mühendisi veya teknisyeni olmayanların üreticilere gübre çeşidi ve dozu önermeleri üretim bakımından sakıncalar getirebilmektedir ve bu güne kadar çok sayıda kötü örnek görülmüştür.
Bu davranış gübre satıcılarının kendileri açısından da iyi değildir çünkü sonuç kötü olursa para kazanayım derken iyi müşterileri kaybetmek de vardır. Tarla Bitkileri Bölümünden mezun olmayan ve özellikle tahıl tarımı konusunda bilgi sahibi olmayan her ziraat mühendisinin tavsiyeleri konusunda da dikkatli olunmalı ve mutlaka bu konuda bilgi ve deneyim sahibi olan uzmanlara danışılmalıdır.
Amonyum Nitratlı gübrelere yasaklama getirilmesi üzerine, çok yeni olarak piyasaya sürülenlerin dışında, üst gübre olarak kullanılabilecek %21'lik amonyum sülfat ile %46'lık üre gübreleri kalmıştır. Daha önce bu köşedeki 'Gübrede Kafa Karışmasın' başlıklı yazımda bu iki gübrenin özelliklerini, hangi koşullarda uygulanmasının yararlı olduğunu, verme zamanı ve uygulama şeklini belirtmiştim. Yanlış gübre çeşidi seçmek ve yanlış miktarda kullanmak, elde edileceği zannedilenin çok altında fayda sağlar hatta özellikle kuru tarım alanlarında önemli miktarda zararlara bile neden olabilir.
Bu zarardan kuru tarım alanlarında ancak normalin çok üstünde veya bitkinin en çok ihtiyaç duyduğu zamanda düzenli bir şekilde gelen yeterli miktardaki yağışlarla kurtulabilinir. Bu yıl kurak geçen sonbahar nedeniyle, çimlenme ve çıkışlarda önemli dalgalanmalar olmuştur. Aynı tarlada bile görülen ve ekim zamanına, toprağın tav durumuna, ekim derinliğine bağlı olarak ortaya çıkan bitkilerin bir kısmı çıkmış, bir kısmı çıkmamış durumu karşısında endişeye düşen bazı çiftçilere başka bilgiç çiftçilerin verdiği söylenen bir tavsiye insanın sırtını ürpertiyor.
Bu gibi tavsiyeler bir akıl tutulmasından mı, yoksa zarar verme kastıyla mı yapılıyor? Anlamak mümkün değil. Bu kişiler eş, dost, arkadaş, komşu, kim olursa olsun tahıl ekilmiş fakat çıkış görülmemiş tarlasına yani kara toprağın üzerine iyi bir miktar üre atarsa toprağın hareketleneceğini ve ekinlerinin çıkışa başlayacağını söylüyorlarmış.
Eskişehir Ticaret Borsası, Tepebaşı Ziraat Odası ve Tepebaşı Belediyesi tarafından tahıl üreticileri için il merkezinde, ilçelerde ve köylerde düzenlenen toplantılarla toprak işleme, ekim yatağı hazırlama, ekim, gübreleme, yabancı otlar, zararlı böcekler, kemirgenlere ve hastalıklara karşı mücadele yöntemleri, tane kalitesini yükseltme yolları gibi konularda bilgiler verilmekte, çiftçilerle bire bir görüşmeler ve zaman zaman tarla ziyaretleri yapılmaktadır. Yaşadığı ilde Ziraat Fakültesi, Araştırma Enstitüsü, İl Müdürlüğü, Ziraat Odaları, Ticaret Borsası ve diğer sivil toplum kuruluşları bulunan, bu bakımdan ülkenin çok az ilinin sahip olduğu imkanlara sahip olan üreticilerin, yukarıdaki gibi konularda içinde bulunduğu durumun nasıl izah edileceğini bilmek zor.
Çare; bıkmadan usanmadan, sabırla bilgi aktarmak, yol göstermeye çalışmak, ikna etmek, zarar görmesini, kandırılmasını, yanlış yapmasını önlemeye çalışmak olmalı. Bu çabalar genişletmeli, genç çiftçileri çevrelerine örnek olmaya, yardımcı olmaya teşvik etmeli ve bunun hem milli hem vicdani bir görev olduğunu unutmamalıyız.