15 Temmuz sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal durumu sadece terör örgütü mensuplarını, onlarla ilişkileri olanları kamudan temizlemek ve yaşanan hain darbe girişiminin etkilerini yok etmek amacıyla ilan edilmiş olsada hayatın her alanında kendini hissettiriyor. Hükümet kendisine muhalif sesleri susturmak, faaliyetlerine karşı çıkanları sindirmek, hükümete sorun çıkaracak olayları yok sayacak kararları hazır OHAL var diyerek KHK'lar ile alıp kendine göre işleri yürütüyor! Son olarak 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 63'üncü maddesine göre Kristal-İş Sendikası'nın bazı iş yerlerinde aldığı grev kararı Bakanlar Kurulunca 'milli güvenliği bozucu nitelikte görüldüğü' gerekçesiyle 60 gün ertelendi. Resmi Gazete'de yayımlanan kararda grev kararının ertelendiği işyerleri şunlar; Trakya Cam San. A.Ş., Paşabahçe Cam San. ve Tic. A.Ş., Anadolu Cam San. A.Ş., Cam Elyaf San. A.Ş., Anadolu Cam Yenişehir San. A.Ş., Trakya Yenişehir Cam San. A.Ş. ve Şişecam Otomotiv A.Ş. ile bunlara bağlı iş yerleri! Görüldüğü gibi hepsi milli güvenlik açısından birbirinden tehlikeli işyerleri! Burada sorulması ve cevap verilmesi gereken soru şu; milli güvenliği bu işyerleri ne şekilde bozabilir? Bu kararı alanların bu gerekçelerini de kamuoyuyla paylaşmaları gerekmez mi? Ama peşinen söyleyeyim paylaşamazlar. Çünkü kendileride biliyorlar ki dişe dokunur bir gerekçeleri yok. Sadece tedirginler 'Acaba bu tür eylemler bizi yıpratır, puan kaybettirir mi' diye. Bu nedenle de her türlü anti demokratik kararı rahatlıkla alabiliyorlar.
Peki grev kararına aşamasına cam sektöründe nasıl gelindi ona da bakalım; Kristal iş Sendikası 25. Dönem için işverenle görüşmelere oturuyor ama işveren rahat mı rahat, süreci tıkayan ve uzlaşmaz tavırlar had safhada çünkü AKP hükümetinin grevi yasaklayacağı yönündeki garantisini muhtemelen almış durumdalar. İşverene karşı örnek bir mücadele veren Kristal İş Sendikası da bu durumu çok güzel özetlemiş 'Şişecam işvereni, hükümetle kol kola hareket etmektedir. Grevlerimizin yasaklanması için ricacı olmakta ve Atatürk'ün kurduğu fabrikaları, çalışanın emeğinin karşılığını vermeyen, işçi haklarını gasp eden çalışma kamplarına dönüştürmeye çalışmaktadır. Şişecam kendi kültüründen uzaklaşmış, çalışanından uzaklaşmış, toplumdan kopmuş ve sırtını yasakçı zihniyetlere dayayan bir topluluk haline gelmiştir. Bu durum kabul edilemez ve sendikamız bu durumu değiştirmek için elinden geleni yapacaktır.'
2016 Temmuz ayı itibarıyla Türkiye genelindeki toplam 13 milyon 38 bin 351 işçiden, 1 milyon 499 bin 870'inin sendikaya üyeliği bulunuyor. Sendikalı sayısında zaten durum yerlerde iken sen hükümet olarak 6 bin işçinin yasal hakkını kullanarak grev yapmasını hazmedemeyip erteliyorsan söz bitmiştir. Gerçekten Evrensel hukuk kurallarına, Türkiye'nin taraf olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü'nün sözleşmelerine, Anayasa'ya, yasalara göre de söz bitmiştir. Hukuka ve hakkaniyete uymayan bu yapılanlara tüm sendikalar örgütlü bir şekilde cevap vermeli Cam işçilerinin onurlu duruşlarını nezdinde çalışanın hakkını OHAL bahanesiyle yedirmemelidir. Hükümetin KHK lar ile açtığı kapı kapatılmalıdır. Yoksa kapı açık olduğu sürece işçinin evine giren çıkanın haddi hesabı belli olmaz!