Bu yıl 18 Mart 1915'te kazanılan Çanakkale Zaferi'nin 102. yıldönümü.
Çanakkale Savaşları: Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Boğazı ve çevresinde yaklaşık bir yıl süren kara ve deniz savaşlarıdır.

ALMANLARIN YANINDA SAVAŞA GİRDİK…
Osmanlı Devleti,1. Dünya Savaşı'na Balkan ve Trablusgarp Savaşları'nda kaybettiği toprakları geri alma umuduyla ve birazda Almanların ısrarıyla katıldı.
Almanlara karşı Avrupa'da yenilgiler alan Rusya'da ekonomik bunalım iyice artmış ve isyan derecesinde iç karışıklıklar çıkmaya başlamıştı.
Rusya'nın savaşı sürdürmesi İngiltere'nin ve Fransa'nın çıkarları için şarttı.
O halde hedef belli olmuştu; bir taş ile iki kuş vurulacaktı.
Osmanlı Devleti'nin can damarı olan Çanakkale Boğazı'na saldırıp İstanbul ele geçirilerek Osmanlı Devleti savaş dışı bırakılacak, hem de Rusya'ya yardım gidecekti.

DÜNYA'NIN EN GÜÇLÜ DONANMASI SALDIRDI
Dünyanın en güçlü donanması için Çanakkale Boğazı'nı geçmek çocuk oyuncağı gibi bir şeydi. Zaten Osmanlı Devleti de 'hasta adamdı.'
İngiliz ve Fransızların 'çelik kalelerden' oluşan donanması Kasım 1914'te Çanakkale Boğazı'na saldırıya geçti. Sonuçsuz saldırılar günler boyu devam etti.
Nihayet 18 Mart 1915'te genel bir saldırı düzenleyerek bu işi sonuçlandırmaya karar verdiler.

NUSRAT MAYIN GEMİSİ
18 Mart 1915 sabahı donanma tüm gücüyle saldırıya geçti. Bir süre sonra boğazın sularından patlama sesleri gelmeye başladı.
Amiraller gözlerine inanamıyorlardı.
Asla batmaz dedikleri zırhlıları arka arkaya denizin dibini boyluyordu.
İngiliz ve Fransızların zırhlı gemilerinin kaderini küçük bir Türk mayın gemisi değiştirmişti.
Bu küçük geminin adı Nusrat Mayın Gemisi'ydi.

ÇANAKKALE GEÇİLEMEZ
Fransızlar ve İngilizler deniz güçleriyle Çanakkale Boğazı'ndan geçemeyeceklerini anlamışlardı. Bunun üzerine karadan Gelibolu Yarımadası'na asker çıkartmaya karar verdiler.
25 Nisan'da binlerce askerle Gelibolu'ya yüklendiler. Avustralya, Yeni Zelanda'dan getirdikleri Anzak denilen askerlerden ve Hintlilerden oluşan, çoğu Müslüman olan bu gençler kimlerle, niçin savaştıklarını bile bilmiyorlardı.
Seddülbahir, Conkbayırı, Arıburnu ve Anafartalar'da çok şiddetli çatışmalar oldu.
Bu kez karşılarında denizdeki mayınlardan daha şiddetli bir direniş vardı;
Mustafa Kemal ve Askerleri.
Saldırganlar askeri güçlerini artırarak saldırılarını aylarca tekrarladılar.
Kış mevsimi gelmişti. Her iki tarafın kayıpları da çok fazlaydı. Yüzbinlerce insan ölmüştü.
Ne deniz ne de kara savaşlarıyla Çanakkale Boğazı'nı geçemeyen sömürgeci devletler gemilerine binerek 9 Ocak 1916'da kaçıp gittiler.

RUS ÇARLIĞI YIKILDI…
Çanakkale Savaşı'nın hem Türkler için hem de Dünya tarihi açısından birçok yaşamsal sonucu vardır.
Yardım alamayan Rusya'da Çarlık yıkıldı, Bolşevikler iktidara geldi. Rusya savaştan çekildi.
İngiltere ve Fransa'nın yenilgisi dünyada sömürge altında bulunan mazlum halkların bağımsızlık yolunda cesaretlenmelerine neden oldu.

KURTULUŞ SAVAŞI'NIN ÖNCÜ ATEŞİ OLDU
Çanakkale'deki inanılmaz vatan savunması dört yıl sonra başlayacak olan Kurtuluş Savaşı'nın da kazanılabileceği duygusunu geliştirdi.
Anadolu insanı Kurtuluş Savaşı'nın lideri olarak Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal'i tanıdı.
Çanakkale Savaşı'na katılan çok sayıda çocuk yaştaki genç vatan savunmasında büyük kahramanlık örnekleri sergiledi. Öyle ki tüm öğrencileri şehit düşen birçok lise, yüksek okul 1915'te tek bir mezun bile veremedi.
Çanakkale doğulusu batılısı kuzeylisi güneylisi ile Türklerin ümmetten millete geçişinin temelinin atıldığı nokta oldu.
Bu yüzden 'Çanakkale Zaferi Türkiye Cumhuriyeti'nin önsözüdür'

ŞEHİTLERİMİZE ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ
Bu gün aynı zamanda Şehitlerimizi Anma Günü'dür.
Çanakkale Zaferi ve Kurtuluş Savaşı çok kolay kazanılmadı.
Bugün de vatan topraklarımızın bütünlüğünde gözü olan, milli birlik ve beraberliğimizi, laik cumhuriyetimizi emperyalist emelleri için tehlikeli gören 'dahili ve harici bedhahların' sinsice pusuda beklediğini unutmayalım.
Şehitlerimiz vatan toprağına düştüğü gün değil, unutuldukları gün ölürler.
Vatanımızın bütünlüğü, milletimizin bağımsızlığı, al bayrağımızın özgürce dalgalanması için canlarını veren tüm şehitlerimizi yalnız bu gün değil her gün saygıyla rahmetle ve şükranla anıyoruz.
Sözü bilinen bir özdeyişe küçük bir ekleme yaparak noktalayalım;
'Tarihini 'iyi ve doğru' bilmeyenlerin coğrafyasını başkaları çizer.'