Birkaç ay önce başlayan 'seçimlerde ittifak yapma tartışmaları', 24 Haziran baskın seçim kararından sonra iyice kızıştı.
Ülkemiz ve hatta bölgemiz için çok önemli olan önümüzdeki seçim sürecinde tüm duyarlı yurttaşları önemli görevler bekliyor.
Bu görevlerden birincisi, 'seçimlerin nasıl yapılacağı' konusunda doğru bilgiler edinmektir.
İkincisi de 'yapılacak ittifakların biçimini, amaçlarını ve niyetlerini' doğru anlamaktır.
'Seçim güvenliği ve mutlaka oy kullanma' konularında duyarlı olmak ise vazgeçilmez yurttaşlık görevleridir.
24 HAZİRAN ve 'İTTİFAK' MESELESİ.
Bilindiği gibi 24 Haziran 2018 Pazar günü iki seçim bir arada yapılacak, iki ayrı oy pusulası kullanılacak.
1.Cumhurbaşkanlığı Seçiminin İlk Turu:
Usule uygun olarak aday gösterilmiş cumhurbaşkanı adayları arasında oylama yapılacak.
Birinci turda hiçbir aday çoğunluk sağlayamazsa, en çok oy alan iki aday arasında 8 Temmuz 2018 Pazar günü ikinci oylama yapılacak.
Cumhurbaşkanı seçimi oy pusulası üzerinde 'adayın ismi, resmi ve mühür yeri' olacak.
Bu oy pusulası üzerinde 'parti ya da ittifak adı olmayacak.'
Bu konuda önemli nokta şu: 'Cumhurbaşkanlığı seçiminin her iki turunda da siyasal partiler arasında 'ittifak' yapılmasının yasal anlamda hiçbir anlamı yok…'
Çünkü oylar partilere değil, adaylara verilecek…
2. Milletvekili Genel Seçimleri:
24 Haziran günü, siyasal partilerin adı üzerine mühür basılarak, tek turda, TBMM'ye 600 milletvekili seçilecek.
Milletvekili seçimlerine katılma hakkı olan 10 siyasal parti şunlar: AKP, BTP, BBP, CHP, DP, HDP, İYİ, MHP, SP, VP.
Milletvekili seçimlerine katılma hakkı kazanan bu 10 parti isterlerse kendi aralarında 'ittifak' yapabilecekler ve ittifak yapan partilerden birisi yüzde 10 barajını aşarsa diğerleri de aşmış sayılacak…
Yani cumhurbaşkanı seçiminde hiçbir anlamı olmayan 'ittifak' meselesi, yasal ve siyasal anlamda milletvekili seçimlerinde önem kazanıyor…
OLASI İTTİFAKLAR
Seçim yasasında değişiklik yapılmasından sonra 'ilk ittifak' AKP ile MHP arasında yapıldı.
'Cumhur İttifakı' adı altında yapılan bu ittifak:
  • 'İktidarlarını sürdürmekte zorlanan iki liderin çare arayışlarından doğmuştur…'
  • 'Uyum değil, korku ve çıkar ittifakıdır…'
  • 'Birleştirici değil, ayrıştırıcı/ ötekileştirici/ aşağılayıcı bir dil kullanmaktadır…'

Bu ittifakın, TBMM'deki parmak çoğunluğundan yararlanarak 'baskın seçim' kararı alması, Doğu kültüründe yaygın olan 'pusu kurma/ kumpas' taktiğinin tipik örneğidir…
Bu bağlamda CHP'nin, 'İYİ Parti'nin seçime girebilmesi için attığı '15'liler adımı', demokrasi adına doğru bir adımdır.'
Ancak bu doğru adımın polemiklerden korunması ve olanaklarının gereğinden fazla zorlanmaması gerekiyor…
Sıkıştırılmış seçim sürecinde karşımıza çıkabilecek 'diğer ittifak olasılıkları' şöyle özetlenebilir:
  • CHP, HDP, İYİ Parti, SP, DP, VP ve diğer muhalif güçler İttifakı:
Böyle bir 'ortak duruş' ancak cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda olabilir.
Ancak adı geçen partiler arasındaki ideolojik/ politik anlamdaki büyük farklılıklar nedeniyle Milletvekilli seçimlerinde böyle bir 'ittifak' yapılması olasılığı çok düşüktür.
  • İYİ Parti, SP, DP İttifakı:
Etnik ve dinsel değerler açısından birbirlerine yakın olan bu üç parti, cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunda ortak bir aday çıkarabilir ve milletvekili seçimlerinde de 'ittifak' yapabilirler.
  • CHP, HDP (ve sosyalist sol) İttifakı:
'HDP'nin etnik kimliğinin önde olması, ayrılıkçı/ terör unsurlarından gereğince arınamaması ve mevcut üst yönetimlerin birbirine uzak durması…' gibi nedenler böyle bir ittifakı gündemden uzak tutmaktadır.
Ülkemizde 'sayıları 25 civarında olan sosyalist/ komünist partilerden hiç birinin seçime katılma hakkı kazanamaması' ise çok düşündürücü bir durumdur…
  • Siyaset kulislerinde konuşulan; 'Kürt Partiler İttifakı' ve 'AKP ile Kürt Siyasi Hareketi arasında yapılan 'Çözüm Sürecini yeniden başlatma' girişimleri…' gibi olasılıklar, bence 'ittifak' sözcüğünün anlamına ters düşen durumlardır…
  • Bazı radikal gruplar tarafından dillendirilen 'Seçimlerin boykot edilmesi' olasılığı ise toplum bilimine ve demokrasiye aykırı bir tutumdur ve sonucu iktidara yarar…
Bu değerlendirmelerin ışığında 'uygulanabilir ve sürdürülebilir öneriler' şöyle özetlenebilir:
1.Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunda, Cumhur İttifakı karşısında olan CHP, HDP, İYİ Parti, SP (ve aday çıkarabilecek diğer partiler) kendi adaylarını çıkarmalı, ikinci turda doğal ve demokratik ittifak tutumu sergilenmelidir.
2. Milletvekili seçimlerinde yapılacak ittifaklar 'ideolojik/ politik ilkelere ve demokratik geleneklere aykırı olmamalıdır…'
CHP'NİN 'KENDİSİ' ÇOK ÖNEMLİDİR
CHP için başlıklarda kullandığımız 'Kendisi' sözcüğü, öncelikle CHP Program ve Tüzüğünde yer alan ilkelerdir. Şöyle ki:
  • CHP Tüzüğü'nün 1/4. Maddesi; '… Sosyal demokrasinin eşitlik, özgürlük ve dayanışma ilkelerini benimseyen çağdaş demokratik bir siyasal partidir…' diyor.
  • CHP Programı'nın 23. Sayfasında parti ideolojisinin üç ana kaynağı şöyle tanımlanıyor:
  • 'Atatürk'ün modernleşme devrimi ve altı ok ilkeleri,'
  • 'Sosyal demokrasinin evrensel kuralları,'
  • 'Anadolu ve Trakya'nın tarihsel ve felsefi birikimi…'
Dahası CHP'nin 'Kendisi' :
  • Türkiye'nin birliğidir…
  • Evrensel demokrasi ve Cumhuriyet değerleridir…
  • Türk halkının 'Hak, Hukuk, Adalet' umutlarıdır…
Eğer CHP yönetimi 'Kendisine aykırı olan ittifaklara girerse…', bu durum önce kendisini zedeler…
Unutmayalım ki bu yolun 24 Haziran'dan sonrası da var…
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…