Bunu Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun yüz ifadesinden anlamak mümkün…
24 Haziran seçiminin ertesi günü yaptığı açıklamadan bu tarafa aynı…
Ses tonu gergin…
Yüz ifadesi gergin…
Vücut dili gergin…
Verdiği mesajlar da öyle…

***

Peki Kılıçdaroğlu öyle de, İnce nasıl?
Muharrem İnce,
Belki planlı belki başka bir amaçla medyadan uzak duruyor…
Sessiz…
Belli ki beklediği bir şey var…
İmzaları bekliyor…
Ya 15 günlük imza toplama süresinin bitmesini bekliyor
Ya da gerekli imzanın toplanmasını…
İnce'nin kurmaylarına göre, gerekli imza çoktan toplandı…
Genel Merkez,
'600'ü bulduysanız, getirin gereğini yapalım' diyor,
Ancak sürenin sonuna kadar bekleneceğini belirtiyorlar…

***

Bence garip bir tutum…
Çünkü
İmza toplayanlar, bir taraftan gerekli imzaya ulaştıklarını belirtiyor,
Bir taraftan genel merkezin, imza veren delegelere imzalarını geri almaları için baskı yaptığını iddia ediyor,
Bir taraftan da,
Bu baskılara karşı delegelerin imzalarını geri çekmelerine fırsat vermemek adına, toplanan imzaları genel merkeze teslim edip işi sonlandırmıyorlar…
Verilen imzaların bir kısmını kaybetmeyi göze alıyorlar demek ki…
Acaba niye?

***

Artık ne olursa olsun...
Kurultay olsun ya da olmasın…
Kılıçdaroğlu kalsın ya da kalmasın…
İnce gelsin ya da gelmesin…
CHP artık iki parça…
Aynı,
SHP dönemindeki Erdal İnönü - Deniz Baykal mücadelesi gibi…

***

CHP seçmeninin önemli bir kısmı, olan biteni doğru bulmuyor…
Bu hesaplaşmanın zamanının yanlış olduğunu düşünüyor…
Ve sinirler giderek daha da geriliyor…
Sakinliği en önemli özelliklerinden biri olan Kılıçdaroğlu bile, gerginliğini gizleyemiyor ya da gizlemeye gerek görmüyor…
Ve eğer toplanırsa,
CHP'yi çok zor, çok gergin ve hasar verici bir kurultay bekliyor…