CHP Tepebaşı İlçe'de dün istifa depremi yaşandı. İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri Mustafa Taşlak, Çetin Apaydın, Ali Ay ve Ozan Gölet görevlerinden istifa etti. Daha öncede yönetimden Mecit Açıkgöz istifa etmişti. Bu beş ismin İl Başkanı Atilay Dalgıç ile uyumlu çalışamadıkları için görevlerini bıraktığı öğrenildi. Aylardır Tepebaşı İlçe Yönetim Kurulu toplantısının yapılmaması da bu istifaların yaşanmasına neden oldu. Geçtiğimiz aylarda Gökhan Açıkel'de yönetimden istifa etmişti. Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Er'de Belediye Meclis Üyesi aday adayı olmak için görevini bırakmıştı. Bazı partililer yaşanan istifalarla ilgili; 'Tepebaşı İlçe Yönetimi göreve seçildiklerinden sonraki ilk görev dağılımı toplantısıyla başlayan huzursuzluk 10 aydır devam ediyor. Bu istifalar zaten bekleniyordu. Hatta bu istifaların arkası da gelecek gibi. CHP Tepebaşı İlçe Parti binası Pazar günleri kapalı. Böyle bir uygulama Atilay Dalgıç başkan olana dek yapılmamıştı. Hafta içi de saat 10.00-10.30'dan önce parti binası açılmıyor. Parti binasının eskiden olduğu gibi Pazar günleri açılmasını istiyoruz' diye tepki gösterdi. Seçim sürecine girildiği bir dönemde CHP'deki örgütlerde yaşanan sıkıntı bir türlü giderilmiyor. İl, Odunpazarı ve Tepebaşı örgütlerinde yaşanan sıkıntılar ancak yapılacak operasyonla sona erer. Peki bu operasyonu kim yapacak? Belediye Başkanları mı yoksa Genel Merkez mi? Kim yapacaksa bir an önce yapmalı.
-----------------------
HOCALARINA ANLAMLI VEFA

Eskişehir Maarif Koleji (Anadolu Lisesi) 1973-1985 yılları arasında okul basketbol takımında görev alan kadın-erkek 80 kişi lisede kendilerini çalıştıran Beden Eğitimi Öğretmeni Süleyman Toy için vefa yemeği düzenledi. Tasigo Otel'de düzenlenen gecede buluşan eski öğrenciler kendilerine basketbolu sevdiren Süleyman Hoca'nın maskelerini taktı. 'Teşekkürlerlerimizle 'Evlat'larınız' pankartı ile hocalarına vefa örneği gösterdiler. Öğrenciler bu anlamlı geceyle ilgili sosyal hesaplarından paylaştıkları paylaşımda şu ifadeleri dile getirdiler; 'Eskişehir Maarif Koleji/Anadolu Lisesi basketcilerin,sporcuların (73-85 mezun aralığı) Süleyman hocalarıyla bir arada olduğu vefa yemeği. Sevgili @nbukulmez ne güzel özetlemiş 'O gece; 80 kişi -kadın /erkek, genç /çok genç- tek bir takım ama her şeyden öte, tek bir yürek olmuştuk. Süleyman Hocamiz ilk defa bir set oyunu çizip, göstermeden bunu bize yaptırmıştı. Ve salona girdiği anda hepimizin gözüne bir şey kaçmışken, O, son saniye hücumu planlarmış gibi sakin kalmayı başarmıştı. Ve fonda bir şarkı 'kimseyi tanımadım ben, senden daha özel' Ya da sevgili Nuri Erkara abimizin yazdığı gibi; 'Eskişehir Maarif Koleji ve Anadolu Lisesi mezunu olmanın haklı gururunu bir kez daha yaşadık. Ve anladık ki, bu okulda spor yapabilmiş kişiler olarak, insan olabilmenin en ulvi değerlerini spor adı altında öğrenebilmiş olmanın en şanslı kişileriyiz bizler.
Öylesine bir şanstı ki bu, saatlerce yaptığımız driplinglerde öğrendik, hayatın dikenli yollarında yürümeyi, belki bir revers idi, yolumuz çıkmaza girdiğinde yön değiştirmek. Bazen hızlanmak gerekti tıpkı turnike atar gibi,bazen ise hedefe ulaştık tıpkı çembere uzanır gibi. Paylaşmayı öğrendik sıkça, bir bardak suyu yudumladık takım olma adına. Aynı kaptan yemek yemeği, sevinçte, üzüntüde birbirimize sarılmayı' 75'lik bir eğitim çınarı ve Basketbol Koçu olan Süleyman Toy, kendisine özel bir gece yaşatan evlatlarına teşekkür ederken, büyük bir mutluluk yaşadı. Maarif Koleji'nin eski sporcularını 'Vefanın sadece İstanbul'da bir semt adı olmadığını' bizlere gösterdikleri için onları kutluyorum.

---------------------------
NOSTALJİ
ENİŞTEYE FAHRİ DOKTORA


Tarih: 20 Şubat 1995. Yer: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ). 23 yıl önce ESOGÜ Yönetimi dönemin TBMM Başkanı ve Eskişehir Milletvekili Hüsamettin Cindoruk'a 'Fahri Doktora Unvanı' veriyor.

AYRILIP PARTİ KURDU
Tarihi fotoğrafta, Cindoruk fahri doktorasını almadan önce tören salonunda ESOGÜ'nün Kurucu Rektörü merhum Prof. Dr. Esat Erenoğlu, DYP Eskişehir Milletvekili İbrahim Yaşar Dedelek ve dönemin YÖK Başkanı Mehmet Sağlam ile birlikte görülüyor. Cindoruk bu törenden sekiz ay sonra yapılan seçimlerinde milletvekili adayı olmadı. DYP'den ayrılan bir grup milletvekiliyle birlikte 7 Ocak 1997 Demokrat Türkiye Partisi'ni (DTP) kurdu. Bu parti Anavatan ve DSP ile birlikte koalisyon hükümeti kurdu. Mesut Yılmaz Başbakanlığındaki bu koalisyon hükümeti 30 Haziran 1997-11 Ocak 1999 tarihleri arasında işbaşında kaldı. DTP'den İsmet Sezgin Başbakan Yardımcılığı ve Milli Savunma Bakanlığı yaptı. Necdet Menzir'de Ulaştırma Bakanlığı yaptı. Eskişehir'in eniştesi olan Cindoruk'un partisi başarılı olamadı. Kısa süre içerisinde siyaset sahnesinden silindi.
ANAVATAN'A GEÇTİ
İbrahim Yaşar Dedelek 1995'te DYP'den bir kez daha milletvekili seçildi. DYP Genel Başkan Yardımcılığı ve Köy Hizmetlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı yaptı. 1997 yılında Anavatan Partisi'ne katıldı. 1999'da üçüncü defa Eskişehir Milletvekili seçildi. Dönemin YÖK Başkanı Mehmet Sağlam 1995'te DYP'den Kahramanmaraş milletvekili oldu. Uzun yıllar milletvekilliği ve kısa bir süre de Milli Eğitim Bakanlığı yaptı. ESOGÜ'nün kurucu Rektörü Esat Erenoğlu'nun Eskişehir'e ve üniversiteye büyük katkıları oldu. Keşkeleri olmadan yaşayan büyük bilim insanı Erenoğlu 8 yıl önce 24 Nisan 2010'da vefat etti…
--------------------------------
FOTO ŞAKA

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç: Arkadaşlar bugünkü gezimize davetsiz misafirlerde katılmış.
CHP eski Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel: Gaye Hanım vekillik gidince davetsiz misafir de olduk.
CHP PM Üyesi Gaye Usluer: Cemalciğim ben Parti Meclisi Üyesi olduğum için bu sözleri üzerime almıyorum.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer: Sanki vekilken çok katıldınızda bir de laf ediyorsunuz. Var mı öyle üç kuruşa beş köfte?
----------------------------------------
FIKRA
SAĞDAN SOLA OKUMA

Coca Cola'nın pazarlama temsilcilerinden biri Ortadoğu'daki görevinden büyük bir hayal kırıklığıyla dönmüş.. Niye başarılı olamadığını da arkadaşlarına anlatmış..
'Beni Ortadoğu'ya ilk gönderdiklerinde iki sorun vardı.. Arapça bilmiyordum. Halkta da okuma yazma öyle yüksek değildi... Bu yüzden onlara vermek istediğim mesajı yan yana 3 resim halinde düzenledim. Birinci resimde bir Arap, çölde kumların üstünde sürünüyor, susuzluktan kavrulmuş, ölüyor. İkinci resimde kumlar arasında bulduğu Coca Cola'yı içiyor. Üçüncüde adam dipdiri, ayakta.. Canlı ve neşeli..'
'Ee.. Harika fikir.. Anlamadılar mı?..'
'Anladılar tabii. Sorun da bu. Araplar sağdan sola okurlarmış meğer!..'