Dünyada ve ülkemizde gerek çiğ, gerekse pişirilerek tüketilen semizotu, beslenme yanında vücutta özel etki sağlayarak hastalıklardan korunma ve tedavide etkinlik gösteren fonksiyonel gıdalardan biridir. Semizotunun yemeği ve salatası yapılır, börekte kullanılır, besleyici değerini ve kıvamını artırmak için çorbalara konulur. Semizotu sağlıklı yaşam üzerine etkinlik gösteren bazı kimyasal bileşiklere sahiptir ki, bunların kanser, kalp-damar hastalıkları, diyabet, yüksek tansiyon, ülser gibi bazı hastalıkların önlenmesinde etkili olduğu bilinmektedir.
Semizotu, vitaminlerden A, B1, B2, B3, B6, B9 (folik asit), C, E, nikotinik asit, beta karoten, riboflavin, minerallerden ise özellikle K, Ca, Fe, Mg, Na, P, cu ve Mn minerallerini içermektedir. Çiğ tüketildiğinde semizotundan daha fazla vitamin ve mineral alınabilmektedir. Diğer sebzelere göre, yüksek beta-karoten, askorbik asit ve alfa-linolenik asit içerdiği için daha iyi beslenme bir kalitesine sahiptir. Doymamış yağ asitlerinden Omega 3 yağ asitleri, glutatyon, glutamik asit ve aspartik asit bakımından zengindir. Semizotunun 100 gramında 400 mg Omega 3 yağ asidi bulunmaktadır. Omega 3 yağ asidinin 3 çeşidi vardır. DHA, EPA hayvansal, ALA bitkisel gıdalarda bulunmaktadır. Hayvansal gıdada olan ikisinin vücut tarafından alımı kolay olmasına karşın, bitkide bulunan Alpha Linoleic Asit(ALA) vücut tarafından Omega 3'e dönüştürülerek alınabilmektedir. Semizotunda omega 3 yağ asidi olarak ALA, Omega 6 yağ asidi olarak linoleic asit, Omega 9 yağ asidi olarak malic asit ve oleic asit bulundurmaktadır ve semizotu 3 farklı amino asidi bünyesinde bulunduran nadir bitkilerden birisidir. Semizotunda toplam doymamış yağ asidi ıspanaktan 7-8 kat daha fazladır. Sağlıklı büyüme ve gelişme için gerekli olan çoklu doymamış yağ asitlerinden olan omega 3 ve 6 yağ asitleri bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olmaktadır. İçerdiği Omega 3 ile kolestrol ve trigliseriti düşürmekte, yararlı kolestrolü (HDL) yükseltmektedir. Yüksek kolestrol ve kalori içeriğine sahip balık yağına göre daha üstün özelliklere sahiptir. Omega 3 tüketen kişide depresyona yakalanma olasılığı düşüktür, sarı nokta hastalığı olarak bilinen makular dejenerasyon azalır, hamilelikte düzenli alınımında çocuğun daha yüksek zekaya, daha iyi iletişim ve sosyal beceriler kazanmasına, daha az davranış problemi ve dikkat eksikliğine sahip olmasına, otizm ve serebral felç riskinin azalmasına katkı sağlar. Omega 3 insulin direncini ve çeşitli hastalıklarda bulunan kronik iltihaplanmayı azaltabilir, tip 1 diyabet, romatoid artrit, sedef hastalığı, MS gibi birçok otoimmun hastalıkla mücadelede rol oynar, zihinsel düşüşle ve alzheimer ile mücadele edebilir. Çocuk, genç ve yetişkinde, astım riskini azaltır. Karaciğer hastalığında yağı ve iltihabı azaltmaktadır. Doymamış yağ asitlerinden Omega 3 yağ asitleri, EPA, DHA, glutatyon, glutamik asit ve askorbik asit bakımından zengin olduğu için kalbi koruyucudur. İçindeki glutatyon güçlü bir antioksidandır, etkisi kuvvetlidir, çok iyi bir yaşlanma yavaşlatıcısıdır, serbest radikal avcısıdır, ağır metalleri ve kimyasalları temizler. Semizotu, A vitamini, beta karoten ve C vitamini içerdiği için süper sebze olarak bilinen ıspanaktan daha fazla antioksidan etkiye sahiptir. İçeriğindeki A vitamini ve beta karoten ile cildimize ve gözümüze faydalıdır. Bu vitamini ile akciğer kanseri ve tümörler için etkili bir savunma sistemi oluşturmaktadır.
C vitamini ve beta karotenin vücuttaki serbest radikalleri nötralize etme yeteneği ile kalp- damar hastalıkları ve kanseri önleme potansiyeline sahiptir. Semizotu içerdiği antioksidan etkili melatonin ile kanser hücrelerini öldürmeye katkı sağlarken, uyku hastalıklarına da iyi geldiği belirtilmektedir. Semizotu, ıspanakla aynı miktarda demir, kalsiyum ve portakalın 1/3 ü kadar C vitamini içermektedir. İçerdiği kalsiyum ve magnezyum ile dişlerin ve kemiklerin güçlenmesine yardım etmektedir. Semizotu yüksek magnezyum içeriği ile tansiyon, şeker ve kalpten sıkıntısı olanların rahatlıkla tüketebilecekleri bir sebzedir. Potasyum ve magnezyum ile depresyon önleyici bir etkiye sahiptir. İçerdiği potasyum ile idrar söktürücü, toksin engelleyici özelliğe sahip olduğu için böbrekteki kum ve taşın dökülmesine yardım eder. Yüksek miktarda müsilaj içerdiğinden ishal, dizanteri, ince bağırsak iltihabı, apandisit gibi sindirim rahatsızlığına karşı yatıştırıcı olarak kullanabilmektedir. İçerdiği liflerle bağırsakların iyi çalışmasına yardım etmekte, midede asit düzeyine etki ederek dengeleyici rol oynamaktadır. Semizotunun koyu yeşil ve diri olanı alınmalı, son yıkama suyuna sirke konulmalıdır. Çok tüketildiğinde hamilelerde rahim kasılmasına neden olduğu bildirilmektedir. Kan sulandırıcı ilaç kullananların da, az tüketmesi doğrudur. Oksalik asit içerdiğinden dolayı sindirim rahatsızlığı ve böbrek taşı olanların fazla tüketmemesi gerekmektedir.