Çorbalar Türk mutfağının adeta demirbaş yemeğidir. Kıvamında pişmiş bir çorba hem yemeğin başlangıcıdır hem de ardından gelen yemeğin daha bir iştah ve zevkle yenmesini sağlamaktadır. Besin değeri yüksek olan çorbalar doyurucu olduğundan sabah kahvaltısında içilirken, acıkmayı önlemesi için öğlen yemeği olarak, ana yemekten fazla yenmesini önlemesi için akşam yemeklerinde tüketilmektedir.
Çorbalar sağlıklı beslenme açısından önemli gıdalardır, özellikle sebze çorbaları lif, vitamin ve mineraller açısından zengindir, yağ ve kalori içerikleri ise düşüktür. Günlük beslenmede yeterli miktarda sebze tüketmeyen büyük, küçük herkes için iyi bir seçenektir.
Çorba pek bir çiğneme gerektirmemesi, doyurucu olması, hazmının kolaylığı nedeniyle bebeklerden yaşlılara kadar herkes için faydalı bir gıda olan çorbalar, hastaların da en çok tükettiği gıdaların başında gelir.
Çorbada malzemeler su içinde piştiği için sindirilmesi kolaydır, içine konulan malzemelerden dolayı bazı çorbalar bir öğünde alınması gerekli olan tüm besin ihtiyacını karşılayabilmektedir. İçerdiği su miktarı ile gün içinde kaybedilen suyun bir kısmının vücuda alınmasını da sağlamaktadır.
Çorbalar içine konulan malzemeler ve pişirme tekniklerine göre ezme, unlu ve taneli olarak üç gruba ayrılmaktadır. Kullanılan ana malzemeye göre tahıllı, kuru baklagilli, yoğurtlu veya sütlü, sebzeli, kırmızı veya beyaz etli, sakatatlı, balıklı çorbalar olarak da gruplandırılabilmektedir. Ezme çorbalar sebzelerin ve özellikle nişastalı besinlerin ezilmesi ile elde edilen kıvamlı çorbalar olup, patates, kırmızı mercimek, balkabağı, ıspanak, sebze çorbaları bu gruba girmektedir. Sebzeli çorbalarda önce geç pişen sebzeler, sonra çabuk pişen sebzeler ilave edilmelidir. Unlu çorbalar un yardımıyla kıvam kazandırılan çorbalar olup, domates, düğün, mantar, yoğurt çorbalarını içermektedir.
Çorba yapılırken su yerine tavuk suyu, et suları ve kemik suları kullanılırsa lezzeti ve besin değeri artmaktadır. Et suyu ile yaparken içine bir miktar tuz koymak etteki veya kemikteki enzimlerin açığa çıkmasını sağlamaktadır. Her çorba içerdiği maddelere göre vücuda farklı faydalar sağlamaktadır. Domates çorbası bol lifli ve düşük kalorili domatesten yapıldığından kanser ve kansızlığa karşı fayda sağlamaktadır. Tarhana çorbası protein, vitamin ve mineral deposudur, sindirimi kolay, besleyiciliği yüksektir. İştah açıcı, bağırsak florasını düzenleyicidir, içine konulan nohut, mercimek, kıyma ile besin değeri yükselir, probiyotik özellikte olup, en çok tüketilen geleneksel çorbalardan biridir. Diğer sevilen bir çorba olan mercimek çorbası, kolestrolü, tansiyonu düşürüp, kalp sağlığını korumakta, kansızlığı engellemektedir. Ezogelin çorbası da mercimek çorbasının bulgur, pirinç, patates katılarak besin değeri ve yarayışlılığı artırılmış bir türüdür. İçine pirinç, göce katılarak yapılan yoğurt çorbası, kolestrol ve tansiyonu düşürmekte, yağların harcanmasını kolaylaştırılarak şişmanlamayı önlemekte, bağışıklığı artırmakta, kemikleri güçlendirmektedir.
Her yaşta insanın her öğün, her mevsim sıcak veya soğuk olarak tüketebildiği çorbalar içerdikleri maddelere göre değişen besin ve sağlık değerine sahip olup, tek başına bile günlük ihtiyaç olan proteini, karbonhidratı, vitamin ve mineralleri sağlayabilen az sayıdaki gıdalardan biridir. İçerdiği maddelere göre kalori değeri değişmektedir ve kuru baklagil, tahıllı ürünler, patates, miyane ilave edildiğinde kalorisi artmaktadır.