Öyle bir hale geldik ki yönetimin beceriksizliği yüzünden taraftar ikiye bölündü. Süper ligi kaldıramayacak futbolcular transfer edildi. Bunlar yetmez gibi yönetim alacaklarını Eskişehir spor üzerinden kredi çekip rahatladı. Bu arada kulübün içimi boşaltıldı? Belki de yönetimin istifa sinyallerinin işareti. Velhasıl yağmurdan kaçarken doluya tutulduk. Karadeniz de köyün birinde büyük bir çukur varmış. Pek çok kişi bu çukura düşüp yaralanıyormuş. Köyün ileri gelenlerinden üç kişi toplanmış ve çözüm aramaya başlamışlar. Birincisi demiş ki çukurun yanında bir ambulans bulunduralım hemen hastaneye götürsün. Diğeri çukurun yanına hastane kuralım düşenleri yetiştirmesi vakit almaz demiş. Sıra üçüncüsüne gelmiş oda ula sizin hiç mi kafanız çalışmıyor bunu kapatalım gidip hastanenin yanına çukur açalım. İşte Eskişehirspor'un durumu da bundan ibaret. İçine düştüğümüz çukurdan nasıl çıkarız bunun derdine düştük. Kaybedilen maçların faturası birilerine yüklenmeli idi. Birincisini yaptık ve hocayı yolladık. İkincisini denedik yönetime baş kaldıranları ya sattık ya da kadro dışı bıraktık. Sıra üçüncüye geldi. Oda Mesut başkanın gitmesi tamam gitsin de takımı bu hali ile kime emanet edeceğiz. Oyuncu kalitesi düşmüş, içi boşaltılmış bir kulüp için kim böyle bir sorumluluğu alabilir. Bunu hiç düşünmedik. Ben derim ki en azından ilk yarı sonuna kadar bu takımla en az üç maç kazanmanın yollarını aramalıyız. Elimizdeki malzeme bu, devre arasına kadar mevcutlarla en iyi kadroyu oluşturup nasıl verim alabiliriz bunu düşünmeliyiz. Öyle bir çıkmaza girdik ki ne yapacağımızı bilemez önümüzü göremez olduk. Şimdilik kağıt üzerinde yapılan hesaplarla göre ligde kalma şansımız var. Benim taraftardan tek isteğim ne olursa olsun takımı sonuna kadar desteklemek ve onun yanında olmaktır. İstesekte isteme sekte elimizdeki kartlar bu. Bu kartlara göre oynamak zorundayız. Yine bir tarih yazabiliriz. Sahamızdaki maçları kazanarak kendimize geleceğiz. Bakmayın siz Eskişehir spor un yaprak gibi sallandığına. Kökü sağlamdır asırlık çınar ağacı gibi sarsılsa da kopmaz dalından. Öyle kolay değil, rüzgarın önüne kapılıp gitmek. Son ana kadar vazgeçmeyeceğiz savaşmaktan. Daha öncede ne fırtınalar, kıyametler koptu, bu suskun yüreklerimizde. Hiç birinde vazgeçmedik umutlarımızdan. Önce kendi sahamızda oynayacağımız üç maçı kazanarak üzerimizdeki kara bulutlardan kurtulalım. Sonrada yönetime ve Mesut başkana gereken hesabı soralım.