Türkiye'deki şeker fabrikalarının satışının tekrar gündeme gelmesinin Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) üretimi yapan Cargill'in raporu doğrultusunda olduğu iddia ediliyor!! Nedeni de Türkiye'de NBŞ üretiminin %90'Inın bu şirketin tekelinde olmasıymış. Ayrıca neymiş şeker pancarı fabrikaları satılınca sağlığa zararlı olarak görülen NBŞ üretiminin piyasayı tamamen ele geçirme ihtimali varmış bu da toplum sağlığı açısından endişe yaratıyormuş! Bunu diyenlere günaydın demekten başka şansımız yok sanırım.
'Şeker Fabrikaları Vatandır Satılamaz' diyenler bunu neredeyse 20 yıldır söylüyor anlatıyor. Peki sadece Şeker Fabrikaları mı bu durumda? Tabii ki hayır. Aralarında Atatürk Orman Çiftliği, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu'nun da olduğu kurumlar, varlıklarını özelleştirme idaresine devrederek, ihale yasasının kapsamı dışında özelleştirebilecek kapsamına çoktan alındı. Sadece karar alma aşamasında değil satış aşamasında da Cargill tarzı sermaye şirketlerinin büyük rolü ve aktifliği var. Şöyle ki;
Devletimiz bu özelleştirmeleri yapmak üzere bir kurum oluşturmuş durumda Özelleştirme İdaresi Başkanlığı!
Şimdi bunda ne var kamu kurumları kendi mallarını zaten satabiliyorlar bunda yasal bir engel yok ne fark eder diyebilirsiniz. Ancak işin püf noktası burada başlıyor. Kendi mal varlığını satmak isteyen kamu kurumu Kamu ve Devlet İhale kanunlarına uygun biçimde satış yapabilirken Özelleştirme İdaresi tamamen bağımsız biçimde ihale kanunlarına bağlı olmadan satış yapabiliyor. Hatta daha da ötesinde satış yapacağı alanlarda istediği biçimde imar değişikliği yapabiliyor! Alın size inanılmaz bir rant kapısı. Parasal olarak değeri ölçülemeyecek mallar uygun tabirle haraç mezat satılabiliyor. Çünkü satış yapılacak yerlerin karşılaştırma yapabileceğin başka bir karşılığı yok. Örneğin Özelleştirme idaresine devredilebilecek MSB Akaryakıt İkmal ve NATO POL tesislerini ele alalım. Türkiye'de başka bir örneği var mı bu tesislerin? Yok. Öyleyse neye göre değer belirleyeceksiniz? Neye göre zarar/kar hesabı yapacaksınız? belli değil.
Özelleştirme İdaresinin belirlediği tespitlere inanmak zorundasınız. Neler yaşanacağını söyleyebilen var mı? O da yok. Ne olacağını söyleyeyim, bu tesisleri alıp işleyebilecek bir iki firma var Türkiye'de. Onların lobi çalışması ile de stratejik önemi büyük olan bu yerleri elden yok pahasına çıkartacaksınız.
Her özelleştirme olayında vuku bulduğu gibi olacak olan durum, devletin geçici para ihtiyacı giderilmiş, ekonomi geçici süreyle ayakta tutulmuş, gerçek değerini asla bulmayan mal varlığı elden çıkmış olacak. Büyük ihtimalle de yabancı sermayeye. Bu işyerlerinin çalışanları elemanlarının başına gelecekler ise kimin umurunda! Onların söz hakkı bile olmayacak gelişmeleri yazarlarsa gazete haberlerinden öğrenecekler!.. Ve devlet bu işten kar etmiş olacak. O yüzden ha Cargill istemiş ha başkası sonuç aynı sonuç; Devlet malları haraç mezat elden çıkıyor!...