'Toplum yaşamında, ağırlığını üzerimizde en çok duyduğumuz kurumdur devlet. Her yönden kuşatmıştır bizi, her şeyiyle etkiler. Ve karışmadığı da yoktur: Düşüncemizden aşımıza, ekmeğimize dek. Ama en az tanıdığımız da odur. Devletin ne olduğunu bilmeyiz pek. Niçin vardır? Aslında kimin adına, ne yapar? Bize bir şeyler anlatmışlardır ve onlarla yetinmemiz istenir. İşin gerçeğini biraz kurcalamaya kalksak, engel çıkarırlar, yasaklarla karşılaşırız, olmadık şeyler gelir başımıza. Demokrasi için de öyle. Sınıflı toplumların yazgısıdır bu! Oysa iyi bilmeliyiz bu kavramları; yalnız insan olarak hakkımız değil, yurttaş olarak görevimiz de. Sonra, bir yüzyılın bitiminde, özellikle demokrasi ve insan hakları, pek büyük bir güncellik kazanmış durumda ve evrensel değerler arasında; kuramdan uygulamaya geçmesi için, devletlerden olduğu kadar bireylerden beklenen de var. Böylece, ilgisiz kalamayız.'
Server Tanilli hoca devlet ve demokrasiyi aynı isimli eserinde bu şekilde tanımlar. 15 Temmuz hain darbe girişiminin yıldönümünde bir yanda kutlamalar bir yanda anmaları görünce aklıma bu kavramlar geldi. Devleti anlamadan, demokrasiyi bilmeden ve bunları içselleştirip 15 Temmuz'a nasıl gelindiğinin hiçbir açıklaması yapılmadan sadece destan kısmı ile bir geceyi anlatmaya çalışmak en azından o gece devleti için canını veren şehitlerimize haksızlıktır. Ülkemiz büyük bir badire atlatmıştır. Bunun sorumluları sadece terör örgütüne bankalar, dersaneler, himmet paraları aracılığı ile lojistik destek verenler olamaz. Devlet yapılanmasını az çok bilen her siyasinin kolayca anlatabileceği gibi şayet üst kademelerde bir takım destek almamış olsalar asla bu noktaya gelemeyeceklerdi.
Yıllarca devletin her kurumuna sızarken devlet yavaş yavaş ele geçirilirken göz yumanlar yol açanlar şimdi sanki o günler hayatlarında olmamış gibi suçlu arıyorlar. Ve işin trajik tarafı yıllarca FETÖ ile mücadele eden siyasiler, gazeteciler, bürokratlar suçlanıp cezaevine gönderiliyorlar. Devlet ve demokrasi ilkelerinin işlemediği işte bu noktada yeterince açığa çıkıyor.
Hukukun üstünlüğünü gözardı edip siyasi çıkarlar nedeniyle bu paralel yapının oluşumunu sağlayanlar, iktidar paylaşımı için destek olanlar ve gizlenmelerine olanak sağlayanlar ellerine kollarını sallayarak gezip 'yavuz hırsız ev sahibini bastırır' misali muhalefeti siyasi ayak ilan etmeleri ülkemizde artık ne devletin ne demokrasinin ne yargının işlemediğini bir kez daha göstermiş oldu. Server Hocanın dediği gibi düşüncemizden aşımıza ekmeğimize dek her yerde varlığını hissettiğimiz devlete ömürleri boyu demokrasi ile sahip çıkanlar bu trajik gidişe öylece ilgisiz kalmadan dur demelidirler.