Gaziantep Belediye galibiyeti ile TFF 1. Ligi'nin ilk yarısını 28 puan, liderin 3 puan gerisinde 3. sırada tamamladık. Şanssızlıklar yaşamasaydık ilk yarıyı çok rahat önde puan farkıyla bitirebilirdik. Fakat hiç önemli değil, önemli olan sezon sonunu ilk iki içerisinde bitirebilmektir.
Devrenin son maçı olduğu için maç ile ilgili çok fazla şey yazmak istemiyorum. Zor saha şartlarında, hakem hatalarına rağmen zorda olsa galip gelebildik. Daha önce defalarca puanlarımızı çalan, hatta ve hatta Türkiye kupası finalinden eden Bülent Yıldırım'ı hepimiz çok iyi tanıyoruz.
İlk hafta Balıkesirspor deplasmanından itibaren, son maça kadar oyunumuz aynı şekilde devam ediyor. Sancılı ve oyunu tamamen kontrol altına alamadan maçları bitiriyoruz. Allahtan kalemizde Ruud Boffin var. Daha ne kadar bizi ipten alacak. Sonuçta eksiklerimizin ve silahlarımızın görüldüğü, rakiplerin de neler yapabileceğini az çok kestirebildiğimiz bir devreyi kapattık. Artık bundan sonrasına bakalım. İşin şakası kalmıyor ve ligin boyu kısaldığı için hataları da telafi etmek zorlaşacak.
Devre arasına girince hemen hemen herkesin aklına eksik bölgelere transfer yapmak gelir. Elbette bizim transferi şart gördüğümüz bölgeler var. Ama transfer yasağı kapımızda, belki de düşündüğümüzü hatta daha önceden prensip anlaşmasına vardığımız futbolcuları dahi transfer edemeyebiliriz. O nedenle şu bölge veya bölgelere transfer yapalım demek için henüz erken ve süremiz 31 Aralıkta bitiyor. Transfer istemekten ziyade Eskişehirspor'u Süper Lig'de görmek isteyen seçilmiş ve atanmışlar herkes elini taşın altına koyacak. Hiç kimse Halil Ünal ve yönetiminden bu devre arası mucize beklemesin. Transfer konuşulmaya başlanıldığında, hemen herkesi susturandeğerli dostumuz Ercan Armutlu'nun 'Halil Başkan Lionel Messi ve Christiano Ronaldo'yu dahi ikna etse, bu transferleri yapamayız, önce yasağı halledelim, sonra hep beraber konuşuruz' dediği aklıma geliyor. O nedenle hiç kimse şimdilik transfer konusunu diline dolamasın, sadece elimizdeki futbolculara sahip çıkalım yeter.
Elimizdeki futbolculara sahip çıkalım demişken, bunu sağlayacak olan makamlar yönetim ve teknik direktörlerdir. Semih Şentürk'ün ayrılmak istediği yönünde bilgiler kulağımıza geliyor. Aman dikkat diyorum. Şampiyonluğa giden yolda en tehlikeli şeyler bunlardır. Denizlispor maçında Semih'in oyundan alınmasını bütün taraftar tepki ile karşıladı. Bu konuda bizde eleştirdik. Bende diyorum ki taraftarı arkasına alan futbolcu teknik direktörü, hatta yönetimi dahi koltuğundan edebilir. Geçmişte bunun örneklerini defalarca yaşadık. Şampiyonluğa giden yolda, Eskişehirspor gibi camialarda alacağınız kararları çok ince hesap etmelisiniz. Edemezseniz bedeli ağır olur. Semih bugün için olmazsa olmazlarımızdandır. Hem istatistikleri, hem de duruşu bunu gösteriyor... Umarım bu kriz en kısa sürede tatlıya bağlanır.
Ligi beklediğimiz puanın altında bitirmiş olsak da hedefimizde herhangi bir değişim ve sapma olmadan yolumuza devam ediyoruz. Maç olmadığı için ilk yarı analizini birkaç gün sonra başka bir yazıda sizlerle paylaşırız. Şimdilik hoşçakalın.