Ne kadar farkındayız bilemiyorum ama ülkemizde dijital güvenlik sorunu her yıl daha da kötüye gidiyor. Dolandırıcılık her geçen gün artarak devam ediyor. İşin vahim olanı dolandırıcılar yakalansa bile onlara bu bilgileri kopyalayanlar aynı sıklıkla yakalanmıyor ve hepimizin dolandırılma riski ortadan kalkmıyor. Peki nasıl oluyor bu durum?
Telefon dolandırıcıları ülkemizde en çok kullanılan gizli sorulardan biri olan kişilerin anne kızlık soyadı bilgisine de sahip. Anne kızlık soyadını, hesaplardan en son ne kadar para çekilip, yatırıldığını kimin yatırdığına kadar her şeyi biliyorlar ve bunu vatandaşı dolandırmak için kullanıyorlar. 24.3.2016'da yürürlüğe giren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu gereğince yasak olmasına rağmen bazı küçük şirketlerin büyük şirketlerden kişilerin, kişisel bilgilerinin de bulunduğu verileri satın aldığı söylenti halinde yayılıyor. Eğer gerçekten yasal olmayan bu durum ise olayın vahim olan farklı bir boyutu ortaya çıkmış oluyor. Bu bilgiler insanların TC kimlik numaralarından tutun ev adresine kadar birçok bilgiyi kapsıyor. Öncelikle bu verilerin kopyalanmasının önüne geçilmeden elektronik ortamda güvenli bir bankacılıktan, elektronik ticaretten söz edilemez. Bu noktada akla gelen soru şu; Dolandırıcıların eline vatandaşın gizli bilgileri nasıl geçiyor? Yetkililerce cevaplanması ve çözülmesi gereken konu budur.
Bu bilgilerle adımıza bir kimlik çıkarttırıp her şeyi yapabilirler. Kimlik çıkarıldıktan sonra ise bankadan para o kişi adına para çekmek, kredi almak, kişilerin tapulu mallarını satmak ya da şirket kurmak gibi pek çok dolandırıcılık türü rahatlıkla yapılabilir.
Sonuç şudur; İnternet güvenliği yeteri kadar sağlanmadan, uluslararası protokollerle suçlular için bilgi paylaşımı garanti alınmadan, internet kullanımı yapan 50 milyon insan hep birlikte dolandırılmaya adayız!..