'Terör ve savaş' illetleri ülkemizin üzerine lök gibi çökmüş durumda…

'Cumhuriyet değerlerimiz' her geçen gün daha da değersizleştiriliyor…

'Devlet adamlığı' denilen kavram ise ne yazık ki yerlerde sürünüyor…

Umutlarımızı karartan bu durumlar karşısında kabaran 'endişelerimiz ve isyanlarımız' da 'OHAL' ile bastırılıyor…

Bize de 'doğal ve çağdaş yaşam' ayarlarımıza sığınmak kalıyor…

***

DOĞA VE DOSTLUK KAYNAŞINCA…

Bilmem Eskişehir'in 'Beşikderesi'ni gördünüz mü?...

Ben oraya 'Eskişehir'in Karadeniz Bölgesi' diyorum…

Eskişehir'in yaklaşık 35 km güneyinde, Kalabak Köyü yakınlarında, çeşitli orman ağaçlarıyla yüklü zengin bitki örtüsüyle kaplı küçük bir vadi… Bu güzelliği bir kolye gibi süsleyen ve gelin tülüne benzeyen küçük bir şelale…

Ve çam kokusu ile su sesinin birbirine karıştığı muhteşem bir doğa içinde piknik için elverişli bir ortam…

Geçtiğimiz Cuma günü, Yenikent İşletme Kooperatifi Yönetim Kurulu'nun düzenlediği bir piknik dolayısıyla bir kez daha Beşikderesi ortamında olmak bizi çok mutlu etti.

Böylesi bir doğal güzellik ortamında bir de 40 yıllık dostlarınızla hep birlikte 'Görecek günler var daha!...' diyen türküler tutturmuşsanız , her şeyin tadı damağınızda (ve hatta gözünüzde, kulağınızda, yüreğinizde) kalıyor…

Bu güzel etkinlik için kooperatif yönetim kurulu üyeleri Hüseyin CEYHAN, Kemal BÜYÜKKÖROĞLU ve Nadir ALDEMİR ile tüm katılımcı dostlara teşekkürler.

Beşikderesi'nde kendi olanaklarınızla piknik yapabileceğiniz gibi, oradaki tesislerin işletmecisi Nasuf ŞAHİNÖZ'ün sunacağı temiz ve doğal hizmetlerden de yararlanabilirsiniz.

Doğayla ve dostlarla kucaklaştıkça insan kendini daha iyi ve daha güçlü hissediyor…

***

ESKİŞEHİRLİLEŞEN LİVANELİ…

Ulusal ve uluslararası başarılarıyla Eskişehir'imizin gurur kaynağı olan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası (EBB-SO), sezon açılışı konserinde Zülfü LİVANELİ ile buluştu.

'Livaneli Şarkıları ve Film Müzikleri' konserinde ünlü sanatçının 13 eseri orkestra versiyonuyla seslendirildi ve son dört parçaya Livaneli eşlik etti.

15 yıldır EBB-SO'nun şefliğini başarıyla sürdüren Ender SAKPINAR, aslında Türk Müziği formatı ağırlıklı olan Livaneli parçalarını başarılı bir biçimde senfoni orkestrasına uyarlamış.

Bu bağlamda bir ilk gerçekleşti ve böylece senfoni orkestramızın tesciliyle 'Livaneli de Eskişehirlileşti…'

EBB Kongre Merkezi'nin 1200 kişilik salonunu dolduran 2000 kişi, 'sanatın insanları birleştiren ve coşturan güzelliğini' bir kez daha doyasıya yaşadılar... Ve sahnede birlikte çok güzel bir tablo oluşturan Yılmaz BÜYÜKERŞEN ile Zülfü LİVANELİ'yi ayakta alkışladılar.

Lütfen, yüreğinize ve beyninize giden damarları sanatla beslemeyi unutmayın…

***

EMEKLİ EĞİTİMCİLERİN DAYANIŞMA ÇAĞRISI

Türkiye demokratik öğretmen hareketi örgütlenmesinde geçtiğimiz yıllarda aktif görevler yüklenmiş emekli eğitimciler (ak saçlı delikanlılar), AKP/RTE iktidarının eğitim alanındaki son uygulamalarıyla ilgili dayanışma çağrılarını bir basın açıklamasıyla kamuoyuyla paylaştılar. Diyorlar ki:

'Biz aşağıda imzaları bulunan TÖS, TÖB-DER, EĞİT-DER, EĞİTİM-İŞ, EĞİT-SEN, EĞİTİM-SEN, KESK kurucusu ve yöneticileri olarak; tüm darbelere dolayısıyla diktatörlüklere karşı çıktığımız gibi 15 Temmuz darbe girişimine ve de darbe karşıtlığı adı altında uygulanan insan hakları ihlallerine karşı çıkıyoruz.

AKP iktidarı ilan ettiği OHAL kapsamında çıkardığı KHK'lerle, laik, demokratik, bilimsel, anadilinde eğitimden yana olan, demokrasi ve barışı savunan binlerce eğitim emekçisini en temel hukuk ilkelerini çiğneyerek, anayasal haklarını, adil yargılama ve savunma hakkını bile tanımadan açığa aldı, ihraç etti.

İktidar, terörle mücadele adı altında, 15 Temmuz darbe girişimini fırsata çevirerek, toplumsal muhalefet ve emek hareketini tasfiye etmeye çalışmaktadır. Buna izin vermeyeceğiz.

Bizler darbe dönemlerinde ağır bedeller ödedik. Ama her seferinde Emek, Barış, Demokrasi, Özgürlük mücadelesinden geri adım atmadık. Aksine daha ileri bir hedefle toparlanıp örgütlendik. Örgütlerimizi kendi demokratik irademizle kurduk ve yönettik.

Buradan iktidara sesleniyoruz; Yüzyıldır devam ede gelen demokratik emek hareketinin belirli bir kesitinde kurduğumuz ve uzun yıllarca yöneticiliğini yaptığımız örgütlerimizin üyeleri, sendikal hak ve özgürlük için demokrasi ilkeleri çerçevesinde hareket etmişlerdir. Herhangi bir suç işlememişlerdir.

Hükümet bu anti demokratik ve hukuk dışı uygulamalardan derhal vazgeçmeli, üyelerimizi bir an önce görevlerine iade etmelidir.'

Bu açıklamanın altında, TÖS'ten günümüze uzanan örgütlenme mücadelesi zincirinde yönetim görevleri yüklenmiş 150'den fazla örgüt önderinin imzası bulunuyor.

Bu çağrının altına ben de imzamı atıyorum. Çünkü benim açımdan böyle bir dayanışma çağrısına destek olmamak, son 50 yıllık demokratik kimliğimi ve onurumu yadsımak demektir…

Dileğim bu dayanışmanın ete kemiğe bürünmesidir…

Demokrasimizin raydan çıktığı bugünkü koşullarda endişelerle yüklü olan yüreğim, 'bu dayanışmanın mutlaka demokratik zeminde sürmesi…' dileğimi de sizlerle paylaşmamı gerektiriyor.

Bu duygu ve düşüncelerle '5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü'nün ülkemize de iyilikler getirmesini diliyorum.

Sağlıkla, sevgiyle ve dostlukla…