Son günlerde ülkemizde ciddi boyutta vurgunlar yaşanıyor…
Bir yandan 'doğa vurgunları' nedeniyle yollarımız, raylarımız, sokaklarımız, tarım alanlarımız çökerken…
Diğer yanımızda 'dolar vurgunları' yüzünden ekonomimiz çöküyor…
Temel sorunumuz ise başımızdaki RTE iktidarının 16 yıldan beri 'demokrasi, hukuk, etik, bilim, eğitim, sağlık, güvenlik, ulaşım vb.' alanlarındaki vurgunların neden olduğu çöküntülerin, son haddine gelmiş olmasında…
Bu arada 'çöküntü vurguncuları' ganimet ve rant paylaşmakla meşguller…
Muhalif güçlerimiz de 'sorumlulukları paylaşmak yerine, birbirlerini paylamak' yarışındalar…
Çöküntüler, vurgunlar ve kirlilikler 'duyarlı yurttaşlarımızın içini karartıyor…'
Ama bu karanlıklar içinden fışkıran 'bilim ve demokrasi' insanlarımıza diyor ki; sarılın bize ve birbirinize…

ORDU'NUN DERELERİ YUKARI AKMIYOR…
Keşke o güzelim halk türkümüzde istendiği gibi: 'Ordu'nun dereleri/ Aksa yukarı aksa…'
Ve keşke 'İkide bir ordular üzerimize kalkmasa da yitirmesek sahip olduğumuz güzellikleri…'
Ama doğanın kuralları dereleri aşağıya akıtıyor… Silahların gücü de doları yukarıya fırlatıyor…
Bize de bilime, demokrasiye sarılmak ve birbirimizle paylaşmak kalıyor…
İki yıl önce eşimle birlikte katıldığımız Doğu Karadeniz Turundan sonra sizlerle KESİT köşesinde paylaştığım değerlendirmelerden bazı alıntıları izninizle tekrar paylaşmak istiyorum.
Çünkü Doğu Karadeniz'deki doğa vurgunları yıllardan beri geliyorum diyor…

*******

Bu arada, yirmi yıl önce gittiğimizde göremediğimiz bazı güzellikler bizi mutlandırırken, yılların ve insanların yıprattığı güzellikler de içimizi sızlattı…
Son yıllarda ülkemizde doğa ile teknoloji (uygarlık) çatışmasının en yoğun olarak yaşandığı bölge hiç kuşkusuz ki Doğu Karadeniz'dir.
O yörelerde 'AKP/RTE iktidarınca iyice şımartılmış olan teknoloji canavarı' doğayı öylesine hoyratça yıpratıyor ki, insan olanın yüreğinin sızlamaması mümkün değil…
Hepsi başlı başına bir araştırma konusu olan bu olumsuzluklar şöyle özetlenebilir:
1. Sahil Doldurmaları Karadeniz'in Geleceğini Karartıyor: Özellikle son yıllarda Doğu Karadeniz sahilinde binlerce hektarlık alan, milyonlarca ton toprakla dolduruldu. Ve bu dolmalar üzerine çeşitli tesisler yapıldı. Şimdiki görüntüleri çok parlak olan bu tesislerin (ve içlerindeki insanların) gelecekte kapkara bir renge bürünme olasılığı çok yüksek…
2. Yeni Yolların Çevreye Zararı Çok Fazla: Elbette ki 'Yol' en önemli uygarlık unsurudur. Ama bu yörede yeni yapılan yollar 'çevreye zarar verme konusunda kesin olarak Avrupa birincisi olur…'
3. Bölgedeki Hidroelektrik Santraller (HES' ler) ve Termik Santraller (TES'ler) Doğayla Uyumsuz: Ülkemizin enerji gereksiniminin yüksek olması bahanesiyle 'Çokça şımartılan HES ve TES vurguncuları', doğanın karnına sorumsuzca bıçak saplamışlar/saplıyorlar…
4. Maden Ocakları Doğanın Ciğerini Söküyor: Bölgenin çeşitli yerlerinde bakır, kömür ve altın vb. çıkaran 'maden vurguncuları' da santralcılardan daha hırçın ve daha sorumsuz bir biçimde doğa katliamı yapıyorlar…
5. Atıklar Toprağı ve Denizi Kirletiyor: Yol, baraj ve maden işleri sonrasında sorumsuzca çevrede bırakılan 'atıklar', zehirlerini çevreye akıtıyorlar…
6. Kent Merkezlerinde Hormonlu Yapılaşma Var: Arsa azlığı nedeniyle kent merkezlerinde ortaya çıkan sıkış tepiş ve hormonlu bir biçimde oluşan kentsel yapılaşma, birçok altyapı ve kent içi ulaşım sorunu yaratıyor…
7. Kırsal kesimde ise eskiden doğa ile uyuşan, özgün yapılar yıkılarak yerlerine yaratıcılıktan uzak yabancı öykünmesi yapılar dikilmesi, Doğu Karadeniz'in geleneksel yerleşmesine hiç yakışmıyor.

*******

SUÇ DOĞADA DEĞİL…
Ordu'daki son sel vurgununda çok dikkati çeken acı bir gerçek var. Binlerce yıllık taş köprüler sapsağlam ayakta dururken; daha yeni yapılan birçok yol ve köprü tarumar oldu…
Bu gerçek bize gösteriyor ki, 'Suç doğada değil, doğaya saygı duymayan insancıklarda…'
Ve 'Suç derelerde değil; vurgun amaçlı yol ve köprü yapan/yaptıran delilerde…'
Ve dahası 'Suç bölünmüş yollarda değil; vurgunculara karşı bölünmüş demokratik örgütlerde…'
Eğer bir ülkede HES'ler, TES'ler, yollar, köprüler ve beton yığını binalardan yüksek vurgun sağlama uğruna 'doğa katliamı' yaparsanız, doğa elbette ki bu katliamı affetmez…
Doğu Karadeniz'in en yaman toplumsal çelişkisi ise; 'Doğa katliamına ve vurgunlara en büyük olanakları sağlayan AKP/RTE iktidarının, seçimlerde bu bölgeden çok yüksek oy almasında…' yatıyor.
Hani insanın, 'Kabahatin çoğu senin, güzel kardeşim…' diyesi geliyor.
Çözüm, 'Doğa ile uyum içinde çağdaş yaşam kültürü oluşturmakta…'

DOLAR FIRLAMASI VE TİMSAH GÖZYAŞLARI
Son günlerde ülke gündemimizi yoğun olarak işgal eden 'Dolar fırlaması(!)' ya da 'TL'nin düşük yapması(!)' olayının ise elbette ki doğayla bir ilgisi yok...
Çünkü 'Bir ülkenin para değerinin, o ülkenin ekonomik ve demokratik yapısının gücüyle orantılı olduğu…' basit bir toplumbilim gerçeğidir.
Bu gerçekliğin güncel etkenlerinin başında da o ülkenin başındakiler gelir…
Bu bağlamda, ABD'nin başındaki 'Trump denilen sapkın kişiyle Papaz yarışına girilmesi…', dolar fırlaması için fırsat olmuştur.
İşin ilginci, yıllardır ABD ile dans edenler, şimdi sanki timsah gözyaşı döküyorlar…
Çünkü dolar fırlaması ABD ve işbirlikçilerine büyük vurgun olanakları sunuyor…
Çözüm, 'Kahretmekte, küfretmekte ya da yakarmakta değil; azim ve kararlılıkla çağdaş dünya ile uyumlu, güçlü ve demokratik Türkiye oluşturmakta…'
Sağlıkla, sevgiyle ve dostlukla…