Üniversite adaylarının tercih zamanı…
Bizimki gibi kişi başına düşen milli gelirin çok düşük olduğu…
Ulusal varlıkların haksız, adaletsiz ve dengesiz dağıldığı ülkelerde geçimini sağlayabilecek bir meslek sahibi olmak önemlidir.
Yoksa parasızlıktan, hor görülüp aşağılanmaktan, itilip kakılmaktan…
Velhasıl işsizlikten, açlıktan bağıra bağıra ölürsün.
Perişan olursun.
'Nerede sosyal devlet!'
'Cehennemde! Oraya gidince görürsün!'
***
Böyle olunca üniversite tercihin hayati önem taşıyor.
Doğru tercih edeceğin üniversite geleceğini belirleyecek.
Ne iş yapacağını…
Aylık gelirinin ne olacağını…
***
Derken…
Her kafadan bir ses çıkıyor.
Anne, baba…
Amca, dayı, hala…
Ebe, dede…
'Dedesinin kızı doktor olacak!'
'Ebesinin…'
***
Bunlar yetmiyormuş gibi…
İşin uzmanı olan, olmayan; televizyon ekranlarında, basında…
'Ağzı olan konuşuyor!'
Bütün bu baskıların, dayatmaların sonunda işini, eşini sevmeyen mutsuz insanlar ortaya çıkıyor.
***
Gençler!
Siz başkasının sözünü değil, kalbinizin sesini dinleyin.
Onun bunun istediğini değil, kendi istediğinizi tercih edin.
Çünkü mesleğini, aylık gelirini…
Hatta toplumdaki statünü belirleyecek…
Ona buna hava basıp öküz olmak isteyen kurbağa gibi şişinmeni sağlayacak olan üniversite seni mutlu etmez.
Mutlu bir hayat yaşamanın, hayatı ıskalamamanın yolu bu değil evlat!…
***
Üniversiteli genç kampüse bisikletle gelmiş o gün.
Arkadaşlarının gözünden kaçmamış bu.
Başına toplanmışlar.
'Bisiklet çok güzelmiş, nereden aldın,' diye sormuşlar.
Anlatmış:
'Dün akşam yürüyerek eve dönerken ıssız, karanlık bir sokağa saptım, kestirme diye. Sokağa girince bir anda karşıma bu bisikletin üzerinde çok güzel bir kız çıktı. Korkma, ben zararsızım falan desem de, kız bisikletten inip çırılçıplak soyundu. 'Lütfen beni öldürme, istediğini al, ama beni öldürme!' dedi. Ben de bisikleti tercih ettim,' demiş.
'Doğru tercih yapmışsın,' demiş arkadaşları, 'kadın kıyafetini ne yapacaktın ki zaten!'
***
Çocuklar!
Gençler!
Benim bu sözümü işitin:
İnsan ancak sevdiği işi yaparsa ve sevdiğiyle yaşarsa mutlu olur; başkasının hayalindeki, idealize edilmiş bir işle ve eşle değil.
Onun için, siz bisikleti tercih edin.
Bisiklete binip maviliklere…
Dağlara dağlara…
Özgürlüğe, mutluluğa yol alırsınız.
Diğerine de binersiniz binmesine ama!
Dakika geçmeden,
'Ben de sana bineceğim, ben üstte olacağım!' diye tutturur.
Vallahi yine de siz bilirsiniz!
Benim son sözüm budur.