Eşimle birlikte, ülkemizin özgün bir bölgesi olan Doğu Anadolu'yu gezip görme isteğimiz çoktan beri içimizde kıpırdayıp duruyordu...
Eskişehir'in değerli tur şirketi Doğa Turizm'in son organizasyonu bizim için fırsat oldu.
15 – 22 Temmuz 2018 tarihlerini kapsayan ve 'Malatya – Darende – Elazığ – Bingöl - Muş - Nemrut Krater Gölü – Ahlat – Tatvan - Akdamar Adası – Van - Tuşba Kalesi - Muradiye Şelalesi - Doğu Beyazıt - İshak Paşa Sarayı – Iğdır – Kars - Ani Harabeleri – Sarıkamış – Erzurum – Erzincan - Sivas' hattını izleyen turumuzda bölgenin doğal ve kültürel değerleriyle iç içe yaşadık...
Gezip gördüğümüz yerlerin özgün güzellikleri öylesine yoğun ki, o güzellikleri kuru sözcüklerle anlatmak çok zor…
Bu nedenle bizcileyin olanaklarınızı zorlayarak da olsa oraları gezip görmenizi dilerim.
Hiç olmazsa o özgün güzellikleri internet kaynaklarından incelemenizi öneririm.
Gezmenin insanları çok mutlu ettiği eskiden beri bilinen bir gerçekliktir. Elbette mutlu gezi için önemli olan yol değil, yoldaştır…
'İnsanların gezme ve görme merakı' olmasa, herhalde 'gelişme' olmazdı. Çünkü tarih boyunca insanoğlunun yeni yerler ve yeni şeyler arama merakı sayesinde uygarlık sürekli gelişmiştir.
Öncelikle belirteyim ki, Doğu Anadolu Turu çok yoğun ve yorucu bir tur. O nedenle biz yaşımızın elvermediği bazı yokuşları ve kesemizin elvermediği alışverişleri pas geçtik…
Ben sizlere oralarda gördüğümüz yürek hoplatan özgün güzelliklerden ve yürek sızlatan olumsuzluklardan genel kesitler sunmaya çalışacağım.

DOĞU ANADOLU'NUN ÖZGÜN ÖZELLİKLERİ
Bence Doğu Anadolu'ya 'Doğal Anadolu' demek yerinde olur.
Bu yerindeliğin birinci nedeni, bölgedeki doğal koşulların (yer şekilleri, iklim, bitki örtüsü vb.) çok sert ve baskın olmasından kaynaklanıyor.
Türkiye'nin tavanı sayılabilecek dağların ve tepelerin çoğu çıplak…
Yeşillikler ve toplumsal yaşam ovalarda, vadilerde, kanyonlarda toplanmış.
Deprem yıkıntılarının içinden doğan yeni kentler, çağdaş kentsel yaşama tutunmaya çalışıyor.
Geleneksel kasaba yaşamı kültürü, bazı büyük kentlerin merkezleri dışında tüm bölgenin baskın özelliği durumunda…
Örneğin, kentsel yaşam yerlerinde tabureler (oturaklar), bölgenin her yerinde adeta simgeleşmiş…
Bölgeye 'Doğal Anadolu' dememizin ikinci nedeni, sanayi ve teknoloji yatırımları atıklarının henüz doğaya çok zarar verecek boyutlara ulaşmamış olmasıdır…
Bölgede yaygın olarak üretilen et ve süt ürünleriyle sebze ve meyvelerin 'doğal tatları' damağınızda güzel anılar oluşturuyor…
'Doğal Anadolu' dememizin en önemli nedeni ise bölgede tarihin derinliklerinden günümüze ulaşan 'çok renkli ve çok sesli kültürel yapının'; Büyük Anadolu (Türkiye) kültürünün çok önemli, doğal ve ayrılmaz bir parçası olmasıdır…
Genel olarak özetlemeye çalıştığımız özgün özellikler doğrultusunda ve geziş sıramıza göre kentlerin bazı simgeleşen özellikleri de şöyle özetlenebilir:
  • Malatya: Kayısı, Somuncu baba Külliyesi, Tohma Kanyonu, Cumhuriyet kenti.
  • Elazığ: Keban ve Karakaya Barajları, Harput Kalesi, Modern bir kent.
  • Bingöl: Bal ve kaymak, 33 Şehit Anıtı, Yüzen Ada.
  • Muş: Muş Ovası, Tarihsel Camiler, Malazgirt Anıtı.
  • Bitlis: Beş Minare, geleneksel yaşam, ceviz, Nemrut Krater Gölü,
  • Van: Van Gölü, Van kalesi, Akdamar Adası, İnci Kefalı.
  • Doğu Beyazıt: Ağrı Dağı, Sınır ticareti, halı/ kilim.
  • Iğdır: Doğu Anadolu'nun en çağdaş kenti,
  • Kars: Ani Harabeleri, Rus binaları, kültür mozaiği.
  • Erzurum: Selçuklu eserleri, Tabyalar, Erzurum Kongresi, Palandöken Kayak Merkezi.
  • Erzincan: Deprem, Tulum Peyniri, Bakır İşlemeciliği,
  • Sivas: Çifte Minare, Sivas Kongresi, Madımak Katliamı,
Dileğimiz tüm güzellikleri yerinde görmenizdir.

YÜREK SIZLATAN SORUNLAR
Türkiye'nin temel sorunlarından birisi olan 'terör ve antiterör sorunları' ne yazık ki bu bölgede daha yakıcı bir biçimde yaşandı…
Şu sıralarda bir sorun yok ama bu sorunun kara gölgesini sanki yüreğinizde hissediyorsunuz…
Gezimiz boyunca zihnimde dolaşan bazı görüşleri izninizle bu fırsatla sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bölgenin o yalçın dağlarında gencecik insanları ölüme süren silah gücüyle terör (ya da özgürlük) sorununun çözülmesinin mümkün olmadığını artık herkes anlamak zorundadır…
Bu sorunlara öncelikle bilinçlerde ve yüreklerde çözümler aranmalıdır…
Yapılacak ilk iş, 'Terörden ekonomik ve siyasal anlamda nemalanan çevrelerin kaynaklarının kurutulmasıdır…'
Bölgede gözlenen 'gezi sorunları' da şöyle özetlenebilir:
  • Yol boylarında ve kent merkezlerindeki 'tuvaletler' yeterli ve sağlıklı değil.
  • Bölge halkı turist gruplarını merakla, şaşkınlıkla ama sıcak bir konukseverlikle izliyor…
  • Yollar, konaklama yerleri ve yerel rehberlik hizmetleri gelişme süreci içinde.
  • Gezi gruplarında yer alan gezginlerin ise 'gezi kurallarına titizlikle uymaları, birbirlerine ve yöre halkına da daha saygılı davranmaları gerekiyor…'

ESKİŞEHİR'İN ÇAĞDAŞ EVLİYA ÇELEBİSİ
Kendisiyle yirmi yılı aşkın bir süredir tanıştığımız Doğa Turizm'in sahibi ve baş rehberi Yıldırım KILIÇCIOĞLU, bir doğa ve gezi sevdalısı…
Üstelik Türkiye'nin gezip görülecek yerleri konusunda derin bir bilgi ve deneyim birikimine sahip.
Bu nedenlerle ben kendisine 'Eskişehir'in Çağdaş Evliya Çelebisi' diyorum. Son katıldığımız Doğu Anadolu Turunda bu düşüncem daha da pekişti.
Bu fırsatla kendisini bir kez daha yürekten kutluyorum.
Sevdiklerinizle/yoldaşlarınızla birlikte daha çok gezmeniz ve 'ülkemizde gezi değerlerinin daha da güçlenmesi' dileklerimle…
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…