'Kur'an satıyordum. Geldi beş lira verdi. Sonrada şikayet etti.'
Madem Kur'an satıyordun Besmele çek.
'Eşhedü enla' o değil miydi?
İşin içinden çıkamayınca, 'Dört defa hacca gittik aha dayıya sor.'
Bu sözlerle, Adanalı gaspçı fenomen olmuştu.
Gaspçı bile öğrenmiş, Allah'la aldatmanın yolunu.
Çıkar için dini aracı yapmak, Allah ıslah eylesin topunuzu.
İnsanları uyandırmak istesek de yıllarca hep uyudu.
Daha da söyleyecek söz yok. İyi uykular.

ONUNCU HAC – ON DÖRDÜNCÜ UMRE
Hayır yapmak ya da o parayla umreye gitmekte kişi özgürdür. Kendi parasıdır gider.
Belki orada manevi olarak rahatlıyordur.
Fakat on dördüncü umre, onuncu hac nedir?
Boy boy selfieler, sosyal medyada paylaşımlar.
Allah daha çok versin diyeceğim ama diyemiyorum.
Bu kadar açlık sınırında işsiz varken bu kadar aç, sefil insan varken diyemiyorum işte.
Nasıl bir duygu merak ediyorum, umreye gidilen sayı kadar günahlardan arınıldığı mı düşünülüyor acaba.
'Sana ne' diyebilirsiniz hakkınızdır.
Ben de Muhammed İkbal'in çok beğendiğim bir sözünü ileteyim size.
Hicaz'dan hurmalar getirdiniz.
Seccadeler getirdiniz;
Peki Hz. Ebubekir'in bağlılığını,
Hz. Ömer'in adaletini,
Hz. Osman'ın hayasını,
Hz. Ali'nin şecaatini getirdiniz mi?