'Terör ve savaş sarmalı' içine düşürülen ülkemizin temel sorunları hızla 'çözümsüzlüğe' sürükleniyor…
Üstelik başımızdaki AKP/RTE iktidarı tarafından toplumsal sorunlarımızın üzeri 'tek adam reklamları' ile boyanarak örtbas ediliyor.
Sorunlar yumağımız içinde üç tanesi var ki hem 'yakıcı' hem de 'güncel':
  • Eğitimimizden 'laiklik ve bilimsellik' tamamen kaldırılıyor…
  • Cumhuriyet değerlerimizin temelleri çürütülüyor…
  • Yerel yönetim sistemimiz örseleniyor ve itibarsızlaştırılıyor…
Üstelik aralarında güçlü diyalektik bağlar bulunan bu üç sorun birbirlerini tetikliyorlar.
Ama çözümler de birbirine bağlı…
Bir toplumda laik ve bilimsel eğitim ile çağdaş yerel yönetimler olmadan, Cumhuriyet de demokrasi de gelişemiyor…
Başka bir deyişle, demokratik bir cumhuriyetin en önemli olmazsa olmazları; laik ve bilimsel eğitim ile demokratik yerel yönetimlerdir…

EĞİTİM VE BELEDİYELERİMİZ
KESİT köşesinin baş konusu olan 'eğitim' alanındaki sorunları tekrar ayrıntılara boğmadan özetle anımsayalım:
  • Eğitim alanımızda 'NİTELİK/ KALİTE' yerlerde sürünüyor, 'EŞİTLİK' konusunda ise büyük uçurumlar oluştu…
  • Eğitim alanımızdan kovulan 'laik, bilimsel, demokratik, kamusal eğitim' ilkeleri yerine; 'dinsellik' ve 'özelleştirme/ticarileştirme' yerleştirildi…
  • 'Cambaza bak!' maharetiyle gündeme sokulan 'müfredat' ve 'sınav sistemi' oyunlarıyla, çocuklarımız tarikatların kontrolündeki İmam Hatip Okullarının kucağına itiliyor…
Eğitim alanımızdaki bu sorunların farkında olan halkımızın çoğunluğu, ortada somut ve sağlıklı çözüm önerileri olmadığı için 'çaresizlik' içinde.
Canlarından çok sevdikleri çocuklarına kaliteli bir eğitim sağlama derdinde olan 'varlıklı velilerimiz', ne yazık ki kurulan tuzağa düşerek çareyi 'özel okullarda' arıyor…
Öğretmenlik mesleğinin ulusal ve evrensel değerlerinden uzaklaştırılan 'öğretmenlerimizin çoğunluğu', yandaş sendikalarda öbekleşerek iktidar nimetlerinden yararlanma yarışındalar…
Çanlarına ot tıkanan 'eğitim fakültelerimiz' de kendi sessizlikleri içinde boğuluyorlar…
Eğitim alanımızı sorunlara boğarak, 'dindar ve kindar nesiller yetiştirme hedeflerine doğru hızla ilerleyen iktidar ve müritleri' ise bu çaresizlik durumundan çok memnunlar…
Oysa çözümler çaresizlikte değil, bilim ve demokrasinin rehberliğinde çözüm aramaktadır.
Bu bağlamda çağdaş insanlık tarafından bilimin ürettiği çözüm olarak 'laik, bilimsel, demokratik, kamusal eğitim' ilkeleri çok önemsiyor.
Bu doğrultuda oluşturulan uluslararası belgeler 'toplumsal yaşamın tüm alanlarında olduğu gibi eğitim alanında da demokrasinin beşiği olan YEREL YÖNETİMLERİN yetki ve sorumluluklarının arttırılmasını…' öneriyor.
Ülkemizin eğitim tarihinde ve bugün artık sadece kırıntıları kalan hukuk devleti geleneğimizde de 'kamusal eğitimde merkezi ve yerel yönetimlere yüklenen önemli görevler var…'
Günümüzde özellikle sosyal demokrat belediyeler tarafından sürdürülmekte olan 'yaşam boyu eğitim çalışmaları' bu konunun somut örnekleridir.
Örneğin kentimizde Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nin 'ESMEK', Tepebaşı Belediyesi'nin 'Belde Evleri (Kent Enstitüsü)', Odunpazarı Belediyesi'nin 'Halk Merkezleri' adı altında yapmakta oldukları eğitim çalışmalarına binlerce insanımız katılmaktadır.
Bu alanda Tepebaşı Belediyesi tarafından geliştirilen 'Kent Enstitüleri Projesi' Türkiye'ye örnek olacak boyutlara ulaşmıştır.
Bence 'alternatif eğitim arayışları' içinde olan akademik, mesleksel ve siyasal kuruluşların bu konuda yoğunlaşması gerekiyor.
(NOT: 20- 22 Ekim 2017 tarihleri arasında Lüleburgaz Belediyesi ile YKKED Lüleburgaz Şubesi tarafından birlikte düzenlenen etkinlikler kapsamında, 21 Ekim 2017 Cumartesi günü, 'Eğitim ve Yerel Yönetimler' konulu bir panel yapıldı.
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet ATAÇ'ın da konuşmacı olduğu ve benim çok önemsediğim bu paneli izleyerek gözlemlerimi ve düşüncelerimi bir makalede paylaşmayı çok istemiştim…
Ancak benim nedenlerini anlayamadığım bir biçimde oluşan 'iletişim kopukluğu' yüzünden bu paneli izlemeye gidemedim…
Bu konuda hazırlamakta olduğum 'Eğitimde Yerel Yönetimlerin Yeri ve Kent Enstitüleri' konulu ayrıntılı makaleyi ileride çeşitli eğitim dergilerinde paylaşacağım.)

CUMHURİYET VE BELEDİYELERİMİZ
2002 Yılında ülkemizdeki Cumhuriyet güçlerinin parçalanmışlığından yararlanarak, 80 yıllık Cumhuriyet mirasımız üzerine oturan AKP iktidarının; 'laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti ilkelerine çok büyük zararlar verdiği', bugün çağdaş dünya tarafından kabul edilmiş durumda…
Üstelik dünyada ve ülkemizde iyice yalnızlaşan AKP/RTE iktidarı, otoriter tutumunu daha da sertleştiriyor.
Bu tehlikeli durum karşısında, 'bugün Cumhuriyetimize daha güçlü azim ve kararlılıkla sahip çıkarak onu korumak ve geliştirmek' tüm duyarlı yurttaşların öncelikli görevidir.
Bu konuda 'demokrasinin beşiği olan belediyelerimize' de çok önemli görevler düşüyor.
Ülkemizde 1999'dan beri 'çağdaş sosyal demokrat belediyecilik' konusunda Türkiye'ye ve dünyaya örnek olan uygulamalar gerçekleştiren Eskişehirlilere düşen görevler ise tüm önemlerin üzerindedir…
Cumhuriyetimizin 94. Kuruluş Yıldönümü olan 29 Ekim 2017 günü, 'Cumhuriyet Bayramımızı' birlikte kutlayalım.
29 Ekim 2017 Pazar günü:
  • Saat 15.00'te Adalar Porsuk Bulvarı'ndan başlayacak 'Cumhuriyet Yürüyüşü' nde,
  • Saat 20.00'de Atatürk Stadyumu'nda (Vişnelik) yapılacak 'Cumhuriyet Konseri'nde,
'YAŞASIN CUMHURİYET!' diye birlikte haykıralım.
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…