Özellikle dolar kurunun yükselmesi ekmekten suya zorunlu temel giderlerin tamamına zam olarak yansımaya devam ediyor. Elektriğe yapılan zamdan sonra bu köşede 'Evet beklenen oluyor seçim sonrasında temel gıda maddeleri ve ihtiyaçlarına bir bir zamlar geliyor! Ekmek su zammı derken şimdide elektrik! Oysa ki elektrik, su, ekmek, ısınma, barınma giderleri gibi kalemlerin sosyal devlet ilkeleri çerçevesinde ve evrensel hak olarak değerlendirilmesi ve buradaki maliyetin vatandaşı etkilememizi gerekiyor. Sosyal devleti anlayışı içerisinde bazı maliyeti arttırıcı unsurların sübvanse edilmesi de dikkat edilmesi gereken başka bir ayrıntı. Peki neden böyle olması gerekiyor? Çünkü bunlar kutsal olan insanın hayatını sürdürmesi için gerekli olan ihtiyaçlardır. Onun için de burada esas olan; maliyet kalemi değil, tüketicinin temel hakkı olan ihtiyaçlarının sağlanmasıdır. Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı bir dönemde bir ülkede bunu nasıl sağlarız? Burada hükümetin acil olarak bu konuya el atması gerekiyor. Ancak anlaşılan o ki ortada el atacak bir durum yok hatta niyet bile yok!. Çünkü yapılan zamlar bilinçli ve koordineli bir biçimde gerçekleştiriliyor!' diyerek durumu ifade etmeye çalışmıştım. Geçen günler içinde bu işin mecburi koordineli olduğu daha net ortaya çıktı! Doğalgaz ve elektriğe bu kısa süre zarfında yeni bir zam daha yapılması ve neredeyse zamların otomatiğe bağlanmış olması da bunun adeta ispatı!... Tüketici Hakları Derneği verilerle bu durumu daha net ortaya koymuş; 'Zamların elbette en büyük sebebi doların
Elektrik ve doğal gaz zamları freni patlamış otomobil gibi yoluna devam ediyor. Eylül 2017'de konutlarda 0.4118TL/kwh olan elektriğin tüketiciye satış fiyatı 1 Eylül 2018'de 0.5479TL/kwh oldu. Yani, son bir yılda elektriğin konutlarda tüketiciye satış fiyatı yüzde 33 oranında artmıştır. 4 kişilik bir ailenin bir aylık elektrik tüketimi ortalama 230kwh olup, aylık elektrik gideri 126TL olmuş oldu.
Eylül 2017'de konutlarda 1 m3 doğal gazın fiyatı 1.1293TL iken, 1 Eylül 2018'de son zamla birlikte ortalama 1.4003TL oldu. Yani, son bir yılda doğal gazın konutlarda tüketiciye satış fiyatı yüzde 24 oranında artmıştır. 4 kişilik bir ailenin bir aylık doğal gaz tüketimi ortalama 125 m3 olup, aylık doğal gaz gideri ise 175TL olmuştur.
Bu verilere göre, 4 kişilik bir ailenin bir aylık elektrik ve doğal gaz gideri ortalama 301TL olmuştur. Eşi çalışmayan 2 çocuklu asgari ücretlinin eline geçen paranın yüzde 17.93'ü elektrik ve doğal gaz tüketimine gidecektir. Tabi ki, bundan sonraki zamlarla bu oran daha da artacaktır.
Görülmektedir ki, son zamlarla birlikte elektrik ve doğal gaz giderleri maaş artışlarını katlamıştır. Freni patlayan elektrik ve doğal gaz zamları yoksulluğu artıracaktır.
Elektrik ve doğal gaz zamlarının otomatiğe bağlanması her şeyin fiyatına yansıyacak olup, tüketicinin satın alma gücünü düşürecektir. Sürekli ve otomatik zam uygulaması tüketici haklarını ayaklar altına almıştır. Bu zam uygulaması, aynı zamanda, kamu yararı ve sosyal devlet anlayışına tamamen aykırıdır.
Enerjide yüzde 74 dolayında dışa bağımlı durumdayız. Elektriğin ise yüzde 55'i ithal kaynaklara dayalı olarak üretilmektedir. Türkiye'de tüketilen doğal gazın ise yüzde 99.7'si ithal edilmektedir. Elektriğin yüzde 80'den fazlasının üretimi ile dağıtımının tamamı özel sektör tarafından yapılmaktadır. İstanbul hariç, doğal gazın Türkiye'deki dağıtımının tamamı ise özel firmalar tarafından yapılmaktadır.
Dışa bağımlı yanlış enerji politikalarının hazin sonucu yukarıda ortaya konulmuştur.
Bir an önce, güneş enerjisi başta olmak üzere yerli ve yenilenebilir enerji politikalarına ağırlık ve hız verilmelidir.'
Sonuç olarak sürekli yapılan elektrik ve doğalgaz zammı üretim maliyetlerini artıracak ve enflasyonu yükseltecektir olanda yine halkın en yoksul kesimine olacaktır. Sonuç olarak bu zamlar yoksulu daha yoksul yapacaktır!