Birkaç gün önceki yazımda dile getirmeye çalışmıştım…
Bir kere daha yinelemek gerekiyor…
Eskişehir'e, kömürlü termik santral kurulmaya çalışılması,
Eskişehir'in,
Kurtuluş Savaşı'ndan sonra karşılaştığı en büyük tehlikedir…
Bir kere bu gerçeğin altını kalın kalın çizmek gerekiyor…
Yok efendim dışa bağımlılıkmış…
Yok efendim kendi enerjimizi üretmekmiş…
Yok efendim, kömürlü termik santrale karşı çıkanları Atatürk görse mezarda kemikleri sızlarmış…
Bunların tümü, eski deyimle laf-ı güzaf…
Yani boş laf…
Bu lafların hiç biri,
Havanın, suyun, toprağın telafisi olmayacak şekilde yok olmasına yol açacak bir projeyi haklı çıkarmaz…
Bu gerekçeleri ileri sürenler bilsinler ki,
Kimse bunlara inanmıyor…
Ve bu gerekçeleri ileri sürenler, komik oluyorlar…
Niye mi?

***

Bu arkadaşların da gayet iyi bildikleri gibi,
Dünya iletişim çağında…
Artık dünyanın gizlisi saklısı kalmadı…
Bilginin de…
İnsanlar bilgiye artık çok kolay ulaşabiliyorlar…
Elbette doğru bilgiyi yanlış bilgiden ayırt edebilmek gerekiyor…
Bunu da ancak, aynı, matematikte olduğu gibi 'sağlama' yoluyla yapabilirsiniz…
Yani aynı konuyla ilgili birden fazla kaynağa başvurarak…
Öyle 1940'lı yıllarda olduğu gibi, köye-kasabaya gelen bir devlet büyüğünün söylediklerinden ibaret değil hayat…
Artık internet denilen bir şey var…
'Kömürlü termik santral nedir?' diye yazdığınızda karşınıza neredeyse yüzbinlerce bilgi-belge-haber-yorum çıkıyor…
Dede internetten anlamıyorsa oğlu-kızı anlıyor…
Oğlu-kızı anlamıyorsa torunu anlıyor…
Dedeyi kandırsan oğlunu-kızını,
Oğlunu kızını kandırsan torunu kandıramıyorsun artık…

***

Peki,
Gerçeğin bu kadar çıplak, bu kadar net, bu kadar berrak olduğu bir konuda, bazıları çıkıp da nasıl bunu destekliyorlar?
Ya da neden destekliyorlar?
Çok küçük bir kesim için bunun nedeni rant…
Grubun diğer bölümü içinse zorunluluk…
Destekler görünmek, en azından karşı çıkmıyor görünmek zorundalar
Çünkü mecburlar…
Çünkü onlar,
İktidarın yanında olmak, en azından onu kızdırmamak zorundalar…
İktidarın dediklerini yapmak-söylemek-savunmak zorundalar…
Kendileri için,
Kurdukları gelecek planı için,
Kendi çıkarları için…
Ya ses çıkarmayacaklar ya da kabul ediyor gibi görünecekler…
O yönde propaganda yapacaklar…
Eminim ki,
İktidar partisi yerel yöneticileri dahil, iktidar partisine oy veren seçmenler dahil;
Hiç biri ama hiç biri;
Kömürlü termik santralin kurulmasına razı değil,
Bunun doğruluğuna ve gerekliliğine hiç biri yürekten inanmıyor…
Ama mecbur, öyle görünmek zorundalar,
Ya da en azından ses çıkarmamak zorundalar…

***

Siz,
İktidar partisinin yerel yöneticilerinden,
İl Başkanından ve iktidar milletvekillerinden kömürlü termik santral konusunda 'bir Allah'ın kelamını' duydunuz mu?
Duyamazsınız…
Söyleyemezler ki…
Çünkü hiç biri buna inanmıyor, hiç biri kömürlü termik santralin gerekli olduğuna, yapılması gerektiğine inanmıyor…
Harun Karaca'nın düşüncesi nedir?
Prof. Dr. Nabi Avcı'nın düşüncesi nedir?
Emine Nur Günay'ın kömürlü termik santral konusunda düşüncesi nedir?
Madem bu kömürlü termik santral, bazılarının savunmaya çalıştıkları gibi iyi, doğru ve gerekli bir şey;
En başta iktidar milletvekilleri ve iktidar partisinin yerel yöneticilerinin buna sahip çıkması ve nefesleri bitene kadar savunmaları gerekmez mi?
Kim savunuyor?
Kızılay başkanı,
Birkaç muhtar,
Birkaç gazeteci…
Başka?
Başka kimse yok…
O yüzden o birkaç savunucuya da bizim naçizane tavsiyemiz;
Yol yakınken bu işten vazgeçsinler…
Savunmaktan yani…

***

Çünkü
Kömürlü termik santrali savunanları Eskişehir asla unutmayacak…
Bırakın Eskişehir'i,
Çocukları, torunları unutmayacak…
Herkes unutsa,
Hiç kimse bir şey demese, onlar diyecekler;
'Anne-baba, böyle bir şeyi nasıl savundun?'