'4 yıl boyunca tüm sorumluluklarını layıkıyla eksiksiz yerine getirmiş il yönetimini karalamak kimsenin hakkı ve haddi değildir…'
Bu sözler Dündar Ünlü'ye ait…
24 Haziran seçimlerinde milletvekili adayı olması nedeniyle, 4 yıl sürdürdüğü AK Parti İl Başkanlığından ayrılan Dündar Ünlü…
Bu sert, bir o kadar kırıcı, hatta kolay kolay unutulmayacak sözleri kim için söyledi Dündar Ünlü?
AK Parti milletvekili Prof. Dr. Emine Nur Günay için…
***
Etki ve tepki, evrenin temel yasalarından biridir…
Eşitlenmeyi sağlar…
Yaratılan etki karşısında durumunuzu eşitlemek için tepki gösterirsiniz…
Doğada böyledir…
Hayvanlar ve bitkiler aleminde böyledir…
Haliyle insanlar aleminde de…
Etkiye tepki göstermezseniz, ezilmiş ve yenilmiş sayılırsınız…
Yaratılan etkinin sizi, istediği biçime sokmasına izin vermiş olursunuz…
***
İşin ilginç bir tarafı da şu;
Emine Nur Günay, kendi il teşkilatına yeterince destek vermedikleri için sitem ediyor ya,
Ve diyor ya;
'Nabi Hoca ve ben, 4 milletvekili çıkarmak için çok uğraştık, ama teşkilat yeterince destek olmadı…'
İşte o çıkarılamayan dördüncü milletvekili adayının kim olduğunu hepimiz biliyoruz değil mi?
Dündar Ünlü'ydü AK Parti'nin dördüncü sıra milletvekili adayı…
Emine Nur Günay, Dündar Ünlü'nün seçilememiş olmasına sitem ederken, en sert tepkiyi de yine Dündar Ünlü'den görüyor…
***
Kulislerden aldığımız haber ve bilgilere göre, ardı ardına gelen bu iki açıklama ardından AK Parti il yönetimi yaklaşık 4 saat süren bir toplantı yapıyor…
Bu toplantıya Nabi Avcı, Emine Nur Günay ve kesin olmamakla birlikte Dündar Ünlü de katılıyor…
Alınan karar;
Bu konuyla ilgili konuşmamak…
Gelecek sorulara cevap verilmemesi…
Bu yöntem, her ne kadar 'tozu halının altına süpürmeye' benziyor olsa da, AK Parti'nin genelde seçtiği yollardan biri…
'Sabredin, bekleyin… Bir hafta 10 güne kalmaz herkes unutur…'
Sorunun kökten çözümüne yönelik bir karar değil…
Yalnızca geçici bir önlem…
Kaldı ki bundan sonra AK Parti'de hiç kimse, parti içinde böyle bir sıkıntı olmadığını söyleyemeyecek…
Dahası, direk birinci ağızdan yapılan bu itiraf, verilen karşı cevap ve sonrasında alınan karar, aralarında sıkıntı bulunan insanları bir araya getirmeyecek…
***
'Hak' ve 'Had' üzerlerinde çok çok derin sohbetler yapılabilecek kavramlar…
Kimin neye hakkı olduğunu,
Kimin haddi olup olmadığına karar vermek, çok kolay olmasa gerek…
Üstelik bu kavramlar 'siyaseten' kullanılıyorsa…
Dündar Ünlü açıklamasında, Emine Nur Günay'ın il yönetimini eleştirdiğini söylemiyor, karaladığını söylüyor…
Yani bir yönüyle, iftira atıldığını vurguluyor…
Son bir şey daha…
Bildiğim kadarıyla hemen her siyasi partinin tüzüğünde benzer bir disiplin kuralı var…
'Bir parti üyesinin, partisini ya da partisi için görev yapan bir kurul, bir yönetici veya partiliyi kamuoyu önünde açıkça eleştirmek, küçük düşürmek, hele ki Ünlü'nün deyimiyle 'karalamak' önemli bir parti suçudur…'
***
Dedim ya, etki tepki meselesi…
Peki, Emine Nur Günay'ın yarattığı etkiye tepki vermemek nedir?
Aslında tepki vermemek de bir tepki şekli değil midir?
Harun Karacan da sanırım bu yolu seçiyor…