Biz bir şey demiyoruz!
Ne evet ne hayır…
İGDAŞ'a bağlı taşeron firmada çalışan sekiz işçi dedi de hemen o dakika işten atıldı.
Ne diyordu Halit Kıvanç,
'Evet hayır demeyeceksin. Başını emme basma tulumba gibi eğip kaldırmayacaksın…'
Öyle işte.
Ne 'Evet' ne 'Hayır'…
Ne de emme basma tulumba.
***
Biz bir şey demiyoruz zaten de…
Vatandaş diyor.
***
Muhabir sormuş,
'Başkanlık sistemi hakkındaki düşünceniz nedir? Referandumda 'Evet' mi diyeceksiniz 'Hayır' mı?'
Vatandaş da diyeceğini demiş,
'Nasıl!
Başkanlık maşkanlık anlamam ben de, Amerika dikkat etsin hareketlerine.
Ben Genelkurmay Cumhurbaşkanı Başbakanınızım.
Türkiye Cumhuriyeti'nin hem de Amerika'nın prezıntprezıntıyım.
Dikkat et, ayağını denk al.
Yemin ederim yetmiş milyon kişiyi vuracağım.
Namussuzum devrim ihtilal dinlemem.
Ya yeter ya! Askerle politikayla ne oynuyorsun.
Tutukla hepsini bitsin gitsin.
Otuz üç üç sıfır birin kendisiyim.
TBMB01 ara beni bul. Ankara arayıp beni bulsun.
Yarın öbür gün hazine açıldığında bulamadığında canını yakarım.'
***
Recep Dayı'ya da sormuşlar.
Üniversiteli genç kızların fenomeni bizim Recep Dayı'ya.
'Başkanlık sistemi hakkında ne düşünüyorsunuz?' demişler.
O gür sesiyle,
'Se-vi-yo-rum!' demiş Recep Dayı.
O sırada, şehri gezmeye gelmiş 'sonradan görme tombul orta yaşlılar' da oradan geçiyormuş.
'Ay kız bu ne!' diye çığlığı basmışlar.
Çok bilen, amatör turist rehberi,
'Korkmayın kızlar korkmayın, Recep Dayı zararsızdır!' diye sakinleştirmiş kafileyi ama…
Ama yine de teyzeler el ele tutuşup üçlü sırayı bozmadan yandan yandan Recep Dayı'yı sıyırarak geçmişler kaldırımdan.
Ayıp yapmışlar.
Recep Dayı'nın hayranı olan, onun için ölüp biten o kadar genç kız varken şehirde…
Hamburger, cips, pizza, bira paralarını yatırarak aldıkları ucuz, köpek öldüren şarapla Recep Dayı'yı tavlamaya giderlerken kaç kez gördüm ben üniversiteli genç kızları.
***
Eğer muhabir de bir şişe şarap ikram etseydi Recep Dayı'ya…
Röportajın kralını yapardı.
Kuru kuruya sorunca muhabir, Recep Dayı da 'Se-vi-yo-rum'dan başka bir şey dememiş ama biz anladık Recep Dayı'nın başkanlık hakkında ne düşündüğünü.
Neyi sevdiği pek açık olmasa da 'Se-vi-yo-rum!' demiş, başka ne desin.
***
Her zaman Kızılcıklı ile Doktorlar Caddesinin kesiştiği noktada olan şehrin yakışıklısına da sormuşlar.
O da anında başlamış mitinge:
'Diyarbakır'dan, Adana'dan getiriyorlar karpuzları. Kendileri yiyorlar. Soruyorlar mı siz de yer misiniz, yemez misiniz. Sormuyorlar…'
'Başkanlık hakkında ne düşünüyorsunuz, diye sormuştuk.'
'Elli kuruş ya da bir lira bozukluğunuz var mıydı?'
***
Görüyorsunuz, biz bir şey demiyoruz.
Ama vatandaş diyor.