22 Haziran 2017'de köşe yazımda yayınlanan fair play konulu yazımı okuyan bir takım çevrelerden çok olumlu geri dönüşler oldu. Bu sebepten dolayı devamı ilerleyen günlerde de gelecektir.
Ancak birtakım çevrelerden de üstüne alınanlar olmuş, bu sebeple bu konuya bir yazıyla daha katkı sağlamak istiyorum. Bana dönüşlerin olması, makalelerimin ilgiyle takip edilmesi ayrıca mutlu etti.
Daha önceki yazımda yaptığım değerlendirmeler kişi, kurum ya da taraftar gözetilmeksizin objektif genel ve tarafsız bir değerlendirmeden ibarettir.
Daha ziyade amatör spor dalları ile ilgili, birçoğunuzun bildiği gibi Türkiye'de hep amatör çerçevede kalmış olimpik bir spor olan Taekwondo sporu mensubuyum bu sebeple daha ziyade bu sporu ve bu sporla ilgilenenleri tanırım. Dolayısıyla fair play denildiğinde anladıklarım başka bazı sporlarla ilgilenenlerle aynı olmayabilir.
Taekwondo kişinin kendi nefsini savunmakla ilgili olduğu için doğal bir spordur. Müsabıkların kendilerini korumak için yaptıkları ilaveler bu sporla ilgili değil sağlığı korumakla ilgilidir.
Taekwondo sporunun tek malzemesi insandır. Aracı gereci de insandır. Bu sebeple iyi insan olmak, beden ve ruh terbiyesi bu sporda çok önemli olup sporculara bu disiplinin kazandırılması uzun ve eziyetli bir yoldur.
Özellikle sporun nerede başladığı ve bittiği, şiddetin nerede başladığı ayrımını yapmak, otokontrolü sağlamak en önemli amaçlardan biridir.
'Taekwondo sadece tekme veya yumruktan ibaret değildir. Bunlar taekwondonun küçük bir kısmını oluşturur ve fiziksel çalışmalar dışında nadiren kullanılırlar.'
'Taekwondonun esas büyük kısmını oluşturan felsefesi ise, insanın hayatı boyunca kullanacağı öğeler içerir ve doğru tahlil edildiği zaman bir yaşam biçimi haline gelir.'