Farkında mıyız bilmem. Televizyon programlarının asıl tehlikeli olanı haber programları olmaya başladı.
Televizyonlardaki izdivaç programları tehlikeli, çünkü insanları bireysel ve toplumsal olarak olumsuz etkiliyor.
İzdivaç programları biraz kısıtlandı, hatta yasaklandı sanki. Yerine ise televizyonlarda kayıp, kavuşma ve cinayet programlarının sayısı hızla arttı. Bu tür programlar da insanları bireysel ve toplumsal olarak etkiliyor, düşünme becerilerini tümüyle yok ediyor, zihinsel süreçlerini devre dışı bırakıyor.
İzdivaç ve kayıp programları gerçekten tehlikeli. Ama genellikle insanı bireysel olarak etkiliyor. Programlar özellikle izleyen insanların davranışlarına etki ediyor. Etkilenen bu davranışın sonuçları da genellikle insanın kendisine ve yakın çevresine.
Bir televizyon programında insan beyninin hikayeyi sevdiğini duymuştum. Aslında insan beyni dedikoduyu da seviyor. Her izdivaç, kayıp ve kavuşma programlarının bir hikayesi var. Aynı zamanda bu programlarda dedikodu da eksik değil. Programlarda insan beyni için gerekli olan hikaye ve dedikoduya biraz da duygu eklenince izlenme rekorları kırıyor.
Kayıp, kavuşma ve cinayet programları tehlikeli, ama asıl tehlikeli olan haber programları olmaya başladı.
Çünkü televizyon haber programlarında kendisini zeki ve uzman olarak gören kişiler hak, hukuk, adalet, vicdan ve şahsiyeti rafa kaldırarak yayın yapıyorlar. Tek yanlı, her gün aynı şeyleri tekrarlıyorlar. Sanıyorlar ki kırk kere söylersek toplum inanacak.
Koskoca üniversite hocaları ve profesöreler bilim insanı değil de bir siyasi düşüncenin temsilcisi gibi davranıyorlar. Dün kendilerinin ateşli bir şekilde savundukları düşüncelerin tam tersine bugün toplumun inanmasını istiyorlar.
Bilgimizle, birikimimizle, belleğimizle, değer ve ilkelerimizle dalga geçiyorlar. Kendi ilkesizliklerine bizi de ortak etmek istiyorlar.
Artık haber programları için de uyarıcı işaretler getirilmelidir. Mevcut uyarıcı işaretler olan 'olumsuz davranış, şiddet / korku, cinsellik' işaretler haber programları için yeterli değil. Bu programlar için 'yanlı, objektif değil, kararlarınızı olumsuz etkileyebilir' gibi uyarıcılar konulmalıdır. Hatta 'bu programda savunulan görüş ve düşünceler bir seçim dönemi için geçerlidir' uyarıcıları yazılabilir.
Toplum olarak televizyon programlarından bu kadar etkilenmemizin nedeni nedir? En önemli etken problem çözme davranışımız.
Toplum olarak problem çözme davranışımız yaratıcı değil, yenilikçi ve bilimsel değil; kanıta ve veriye dayanmıyor, sorgulamaktan yoksun. Hatta kendi problemlerimizin çözümünü bile başkalarından bekliyoruz. Bir problemi çözerken başka problemler ortaya çıkarıyoruz.
Problem çözme davranışımız bilimsel olmayınca doğru karar ve tercih yapmaktan yoksun kalıyoruz. Verdiğimiz karar ve yaptığımız tercihlerin sonunda ülke sorunlarını her geçen gün daha da büyütüyoruz.
Tercih ve kararlarımızı bir kez daha gözden geçirelim. Tercih ve kararlarımız özgürlüklerden yana olsun. İleri demokrasiden vazgeçtik hiç değilse demokrasiden yana olsun. İçinde yaratıcılık ve yenilikçilik barındırsın, ayrıştırıcı değil birleştirici olsun.