CHP Parti Meclisi Üyesi, Eskişehir Milletvekili ve CHP Eğitim Komisyonu Sözcüsü Prof. Dr. Gaye USLUER, TBMM ve CHP bünyesinde eğitim sorunlarıyla ilgili olarak çok yerinde tespitler ve değerlendirmeler yapıyor.

Sayın USLUER, son bir yıl içinde ve özellikle 15 Temmuz'dan beri eğitim alanında yürüttüğü çalışmalarla haklı olarak 'CHP'nin ve hatta TBMM'nin en etkili eğitim kurmayı' konumuna geldi. Adeta 'Gölge Milli Eğitim Bakanı' gibi eğitim alanında olup biteni çok yakından izliyor.

Ve adeta bir eğitim örgütü gibi çalışmalarını akılla, bilimle ve sevgiyle sürdürüyor.

Gaye Hanımın duyarlı bir yurttaş sorumluluğuyla ve bilim insanı titizliğiyle sürdürmekte olduğu bu gayretler, eğitim alanındaki kirliliklerden bunalmış olan yurttaşlarımıza umut veriyor.

En son yaptığı çalışmalardan birkaç örneği birlikte inceleyelim.

'14 YILDIR KÖREBE Mİ OYNADINIZ?...'

Gaye Hanım, 'Ders kitapları' üzerine yaptığı bir değerlendirmede şu tespitleri yapıyor:

' – FETÖ soruşturması kapsamında toplatılmasına karar verilen kitapların içeriklerinin sakıncalı olduğu konusunda kuşkumuz yok…

Fakat şimdiye kadar bu kitaplar MEB tarafından bastırıldı ve ücretsiz dağıtıldı… Ücretsiz ders kitabı dağıtımının başladığı 13 yıllık dönemde; 2 milyonu aşkın kitap için 4 milyar lira ödendi… Bu paraların kaynağı elbette vatandaşın cebidir…'

Bu yıl da okullar bu kitaplarla başladı… Üstelik sözde 15 Temmuz'u anlatan eğitim bilimine aykırı kitaplar için gerici bir tarihçiye bir sürü para ödendi…'

' – 14 yıllık AKP iktidarlarında MEB'te 6 kez bakan, 12 kez sistem değişti…

OHAL sürecinde 55 bin kamu çalışanı ihraç edildi… Bin küsur özel okul kapatıldı ve bu okulların yüzde 80'inin yerine İmam Hatip Okulu açıldı…

Aslında eğitimde OHAL 14 yıl önce başladı…'

Gaye Hanım bu yerinde tespitleri yaptıktan sonra haklı olarak soruyor:

' – 14 Yıldır körebe mi oynadınız?...'

MAĞDURİYETLER ÜZERİNE

AKP/RTE İktidarının 15 Temmuz sapkınlığını bahane göstererek, hukuka ve demokrasiye aykırı olarak sürdürmekte olduğu uygulamalar amacını çoktan aştı. 'Kaş yaparken göz çıkarırcasına…' yapılan uygulamalar toplumumuzda binlerce mağduriyet yarattı…

Sayın USLUER, bu mağduriyetler için ironik bir biçimde şöyle sesleniyor:

' – Ey devleti yönetmek için yola çıkanlar!

Siz aldanırken, bu ülkenin öğretmeninin, hekiminin, yargıcının, askerinin aldanma hakkı yok mu?...'

Sonra da hepimize bir evrensel gerçeği anımsatıyor:

' – Hukuk, hukukun üstünlüğü bu ülkenin tamamı için geçerlidir…'

Gaye Hanımın eğitim alanındaki gayretleri salt 'basın açıklamaları' ile sınırlı değil. CHP Eğitim Komisyonu üyeleriyle birlikte konuyla ilgili kişi ve kuruluşlarla sıkça görüşmeler yapıyorlar.

Örneğin, CHP Parti Meclis Üyesi ve Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Gaye USLUER ve beraberindeki CHP Eğitim Komisyonu Üyeleri, OHAL sürecinde görevden almalarla ilgili Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ile görüştüler.
' - Bu konunun yakın takipçisi olduklarını, ellerinde on binlerce mağdur insanın bilgisinin olduğunu dile getirerek bu mağduriyetler son bulana kadar çabalayacaklarını belirttiler…'

'UMUDUMUZ BU ÇOCUKLARDA…'

2016- 2017 Eğitim Öğretim Yılının başlaması üzerine Prof. Dr. Gaye USLUER'in yaptığı açıklamadan birkaç cümle:

' – Umudumuz bu çocuklarda… Onların gözlerindeki aydınlık, geleceği aydınlatacak! Çocuklarımıza bilimsel, akılcı ve laik eğitim sistemi sağlamak boynumuzun borcu…'

Ve onun şiirsel bir paylaşımından birkaç damla:

' - Her defasında bir daha, bir daha söz veriyorum:

Vazgeçmek yok!

Umutsuzluk yok!

Bu güzel ülke bizim! İnadına bizim, inadına…

En çok da çocuklarımız için inadına BARIŞ!...'

Bu sözlerin nasıl yerine getirileceği ise Gaye hanımın şu sözlerinde saklı:

' – Sırça köşklerde, gökdelen balkonlarında, saraylarda, sahne önlerinde değil; halkın içinde, halkla birlikteyiz…'

Cumhuriyetimiz için, gerçek demokrasi için, laiklik için, özgürlük için, eşitlik için birlikteliğimize devam edeceğiz…'

Sayın Prof. Dr. Gaye USLUER'i yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.

*******

ANASTRA SOHBETLERİNE KATKI…

Üstat gazeteciler Önder BALOĞLU ve Coşkun KARTAL, son günlerde köşelerinde 'anastra' üzerine çok güzel şeyler yazdılar.

Anastranın tarihçesinden sivilleşmesine uzanan tespitleri ve geçmişteki anastra anılarından yaptıkları güzel paylaşımları zevkle okuduk…

Bu güzelliklere birkaç damla da ben eklemek istiyorum.

Rahmetli Selami VARDAR ve Kemal METİN'i bu fırsatla bir kez daha saygıyla anıyorum. Her ikisi de çok iyi anastra oynarlardı. Bazen ortak bazen de rakip olurlardı… Ama onların oyunlarına ve oyun boyunca sürdürdükleri atışmalara doyum olmazdı…

Sağ olan anastra oyuncularından ise İsmet SÜDER abimiz üzerine usta tanımam. Çünkü onlar gençliklerinde, kağıt bulamadıkları zaman söğüt yapraklarıyla oynarlarmış bu oyunu…

Ben Önder BALOĞLU ile anastrada rakip olmaktansa ortak olmayı yeğliyorum…

Son sözlerim de Coşkun KARTAL' a:

' – Senin gibi hem Malıçlı, hem bir eğitim çınarının oğlu, hem de bencileyin 'Eski TİP'li' bir dostla EĞİT- DER'de anastra oynamak bizi çok mutlu eder…'

' – Ancak artık sivilleşen anastrayı 'püskevit- lokum' eşliğinde değil, aslan sütüyle oynamak gerekiyor…'

Sağlıkla, sevgiyle ve dostlukla..