Bilindiği üzere dördü vakıf 20 yeni üniversite kurulması için hazırlanan yasa tasarısı TBMM'de kabul edilerek, yasalaştı. Tasarı, İstanbul ve Gazi başta olmak üzere 13 üniversitedeki bazı fakülte ve bölümleri yeni kurulacak üniversitelere bağlıyor ve üniversite isimlerine değişiklikler getiriyor.
Hükümetin İstanbul Üniversitesi'ni bölerek İstanbul İbni Sina Üniversitesi kurulması planı da komisyonda değişti. AKP'li komisyon üyeleri, tasarıdaki İstanbul Üniversitesi'nden ayrılması planlanan Çapa Tıp yerine Cerrahpaşa Tıp'ı ayırarak yeni üniversitenin ismini de 'İstanbul Üniversitesi (Cerrahpaşa)' olarak değiştirmesini önerdi. Bölünecek üniversite listesine Anadolu'nun yanı sıra Süleyman Demirel Üniversitesi ile Afyon Kocatepe Üniversitesi'nin de eklenmesi önerildi. Bölünen üniversiteler yerine Eskişehir Teknik Üniversitesi, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nin kurulması planlanıyor. Bunun dışında bölünmesi planlanan Gazi Üniversitesi'nde geçiş yapacak fakülteler arasında da değişiklik planlanıyor. Tıp, eczacılık gibi sağlık üzerine olan fakülteler Gazi'de kalırken, ilahiyat ve diğer sosyal bilimler fakültelerinin yeni üniversiteye geçişi öneriliyor.
Görüldüğü üzere bu kapsam içinde ve ilimizde de tepkiler artarak sürüyor. Eskişehir CHP Milletvekili Gaye Usluer konuyu gündemde tutmaya çalışıyor. Yaptığı açıklamada 'Yangından mal kaçırır gibi önümüze koyuldu. Yapılan değişiklikler ve ekler komisyon toplantısının olduğu gün tesadüfen öğrendiğimiz değişiklikler oldu' diyor. Haksız mı? Elbette değil.
Kampüsteki eleştirel sesler de artıyor; 'İstanbul ve Gazi üniversiteleri gibi tarihi kurumların kökenleri ve birikimlerinin silineceğine, eğitimin ve bilimsel araştırmaların olumsuz etkileneceği' ifade ediliyor.
Öğrencilerin çoğu da 'üniversitelerinin akademik başarıları ve yurtdışındaki tanınırlıklarının zarar göreceği' görüşünde.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ise doğal olarak(!) tasarıyı şu sözlerle destekliyor:
'Ülkemizin her alanda hedeflerine ulaşabilmesi için nitelikli bilgiye ve nitelikli insan kaynağına sahip olması gerekir. Nitelikli bilgiyi üretecek ve nitelikli bilim adamlarını yetiştirecek kurumlar da üniversitelerimizdir. Bilimsel ve teknolojik alanlarda gerçekleştirilecek yenilik ve başarılar ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasının ve sosyoekonomik gelişiminin de anahtarı olacaktır.' Bu savunmaya karşı şunları demek gerekiyor sanırım:
  • Sayın Bakanım bu açıklama üniversitelerin bölünmesini anlatmakta yeterli mi?
  • Bu tasarı sadece üniversitelerin eğitim kalitesini düşürerek yeni işsizler mezun etmeye neden olmaktan ileri gider mi?
  • Fransa gibi gelişmiş ülkeler ilk 500'e giren üniversite sayısını ve bilimsel verimliliği artırmak için aynı kentteki üniversiteleri birleştirirken, biz parçalıyoruz! Örneğin İstanbul Üniversitesi'nin artık ilk 500'e girmesi mümkün değil! Yapılmak istenen bu mu?
Eminim bunlara da geçerli cevaplar verilemez ama şunu belirtmekte fayda var; Her üniversite o ülkenin geçmişidir, birikimidir, tarihidir ve geleceğimizdir. Üniversiteler amip değildir, bölünerek çoğalmaz.
Gençlerin geleceklerine, hayallerine dokunmayın.