Hafta içinde 16 Nisan'da 'evet' oyu veren bazı dostlarla fikir alışverişinde bulunduk.
Hüsrana uğradım desem yalan olmaz. Analiz falan hak getire, tek bir kişiye olan tutkudan başka bir şey göremedim.
Önceki yazımda sormuştum ya!
Kabile devleti miyiz biz?
Siz karar verin!
***
Geçen yazımda, geçmişte kalan referandumda kabul ettiğimiz 'Anayasa Değişikliği Kanunu'nun gerekçelerinden birkaç örnek vermiştim. Devam edelim.
***
'Eski cumhurbaşkanları bürokratik, seçimle gelen yenisi ise siyasidir. Bu da vesayetçi tasarımı bozmuştur.
Milletin doğrudan seçtiği cumhurbaşkanı siyasetçi olunca da, hükümet olma işi bütüncül olarak ele alınamıyor, sistem kargaşası çıkıyor…'
Yani siyasetten gelmeyen cumhurbaşkanı vesayetçi oluyormuş.
Celal Bayar'ın, Turgut Özal'ın, Süleyman Demirel'in kemikleri sızlayacak yahu!
Üstelik cumhurbaşkanını koruyan yasaların zırhını çıkarmadan, parti başkanı olarak hareket etme hakkını kendinde görebiliyorken.
'Anayasa en üstte değilse, o devlet çağdaş ve demokratik devlet olamaz.' Devletin başı Anayasa'nın üzerindeyse; ya kraldır, padişahtır, sultandır, çardır… Ya da diktatördür.
Böyle anlamadınız mı yoksa?
***
'Son 33 yılda 21 hükümet kurulmuştur, iktidar istikrarı çıkmamaktadır…'
El insaf kardeşim!
80'li yıllarda tek parti vardı. 90'lı yıllar koalisyon dönemiydi. 15 yıldır da mutlak çoğunlukla iktidarda olan tek parti var.
Tüm güç ve sayısal çoğunluk ellerinde olduğu halde, 21 hükümetin 7'sini bu tek parti kurmuş. 8'inci hükümeti de yolda gibi.
Unutmuş musunuz? Hadi canım!
'Koalisyonlar tu kakadır' derken, AKP ile MHP yakınlaşması 'koalisyon' değil de, nedir?
***
'Hükümet kurma ve hükümet düşürmenin etkili olduğu bu sistem yerine, yasama ve yürütmenin ayrı ayrı seçildiği sistemin daha uygun olduğu…'
Anlaşılıyor ki iktidar, 'denge-denetim sistemi'nden hoşlanmıyor.
İktidara yasaların dışına çık, devleti babanın mülkü gibi kafana göre yönet diyen mi var?
Anayasa ve yasalara uygun yönetim gösterir, güçler ayrılığına saygılı davranırsan, kim seni hükümet olmaktan alıkoyabilir ki?
Sahi ya! 7 AKP hükümeti kurulurken kriz yaşandı mı? Herhangi bir AKP hükümeti gensoruyla düşürüldü mü?
Yok mu? Bak bunu biliyorsun işte!
Eee, öyleyse!
***
İyi okunsaydı, 'Anayasa Değişikliği Kanunu'nun gerekçesinin, duruma uygun bir 'anayasa gerekçesi' olmadığı,
İç tutarlılığı olmayan, bilgi yanlışları bulunan, şığ bir metin olduğu; siyasi bir slogan şeklinde sunulduğu anlaşılırdı.
'Gerekçe değil, propaganda metni' gibi…
Heyhat, iş işten geçti!
Cumhurbaşkanı'nın deyişiyle;
'Atı alan Üsküdar'ı geçti.'
Bu konuda yapacak bir şey yok!
Ancak demokrasinin yaşatılabilmesi için yapabileceklerimiz var.
***
Aklıma, 'köprüden geçinceye kadar…' diye başlayan atasözüne atıfta bulunan bir karikatür geliyor da…
Köprüden geçmek için gereken yapıldı. Şimdi isteyenin isteyene soracağı hercai bir soru var ortalıkta:
'Eeee yeğen. Köprüyü geçtik, şimdi ne yapıyoruz?'
Hadi verin cevabını!