Üç sezondur bir uğraşı içinde olan Eskişehirspor, küme düşmekten son anda Andaç'ın golü ile kurtuldu. Yazdığımız her bestede şampiyonluk sözleri vardı. Ama yaşadığımız kötü günler ve sıkıntılı anlar Samsun'un yenilmesi ile bitti. Zaferler maç 2-0 olunca gidenlerle değil son saniyeye kadar savaşanlarla kazanılır.
Çünkü biz böyle bir hikayeyi daha önce Süper Lig'de de yaşamıştık. Denizlispor'la yağmurlu bir havada kendi sahamızda oynuyorduk. İlk yarı 3-0 mağlup bitiren Eskişehirspor, ikinci yarı dört gol atarak maçı 4-3 galip bitirmişti. Onun için inanacaksın savaşacaksın. Maçın 90 dakika olduğunu unutmayacaksın.
Umutlarımızın tükendiği anda son 5 dakikaya sığdırılan iki gol bizi ligde tuttu. Bunda Giresunspor'un da payı var. Kadro derinliğimizin olmayışı, defansımızın yetersiz oluşu, orta sahada tutarsız performanslar derken bir sezonu da tamamladık.
Ligin şuan 60 golle en fazla gol atan ikinci takımıyız. Ama küme düşmemeye oynadık. Savunma hattımız biraz sağlam olsa bu kötü senemizde bile ilk altıya girmiş olurduk. Artık hesap-kitap, kahır, stres sona erdi.
Derin bir nefes aldık. Her şeyi son 5 dakikaya sığdırarak ligde kaldık.
Bugün ligde kaldığımız için seviniyoruz peki ya yarın ne yapacağız? Böyle büyük taraftara ölümü gösterip sıtmaya razı eden yönetime ne diyeceğiz.
Hadi diyelim bu sene güneşi gördük peki seneye ne yapacağız.
Yönetim bazında artık bazı şeylerin değişmesi gerekiyor. Buna da sistemde yenilik, düşüncede yenilik, düzende yenilik ne derseniz deyin ama bir yenilik yapın.
Şimdiden yeni sezonun hazırlıkları için ne gerekiyorsa yapın. Zaman kaybetmeden seçime gidin güçlü yönetim oluşturun ki aynı hataları yaşamayalım.
Çünkü kapıda bizi bekleyen tehlikeler var. Ligde kalmakla iş bitmiyor. Ödenmesi gereken FIFA'da bekleyen dosyalar. TFF'de sıraya girmiş borçlar, menajer ve antrenör alacakları falan filan…
Ligde kaldığımız için Adana maçından hiç konuşmuyoruz.
Biliyoruz ki bizi bekleyen pek çok sorunlar var.