Geçen hafta elimizde olan ipleri başkalarının eline verdiğimiz için, gözümüz sahada, kulaklarımız diğer maçlarda idi. Kulaklarımız duymak istediklerimizi duyuyor ama gözlerimiz ise görmek istediklerimizi bir türlü göremiyordu. O nedenle bir camiayı bir arada tutan unsurlar, bu sene neler yapmış diyerek, teknik-taktik analizini ise Play-Off öncesine saklayarak devam edelim.
Yönetim
Çok zor şartlar altında kulübü devraldılar ve süper ligde dahi kurulması zor olan kadro oluşturdular. Önlerindeki en büyük engel maddi imkansızlıklar. Hala boğuşuyorlar. Hedefi süper lig koyarak oradan gelecek maddi kaynaklarla ancak futbolcuların alacaklarını kapatabilecekleri kendileri de, futbolcular da, taraftar da biliyor.Hedef de sapma yok!
Teknik kadro ve futbolcular
Teknik direktörümüzün kafası soyadı gibi Denizli'de kalınca, zannediyorum hesap kitaplar karışmış olmalı ki kendisi gibi öğrencileri de maçtan çok Play-Offları düşünüyor gibiydiler. Sorun sadece son maçta değildi. Maçtan maça çok farklı şeyler gördüğümüz için, bu sene yaptığımız yorumlarda en çok ters köşeye düştüğümüz unsur burası oldu. Bir türlü istikrar yakalayamadık. Deplasmanda en fazla kazanan takımız. Fakat kendi sahamızda 8 maç ile 19 puan kaybettik. Prim ve alacak sorunları olduğunu biliyoruz. Sonuna kadar hak ediyorlar. Ama şunu da bilmeleri lazım ki; süper lige çıkamazlarsa hak ettikleri paraları almaları yılları bulur. Artık önümüzdeki maçların telafisi yok. Tüm sorumluluk artık futbolcularımızın omuzlarındadır. Hedef de sapma yok!
Taraftar
Geçen yıldan beri vermediği mücadele kalmadı. En uzak deplasmanda dahi takımlarını yalnız bırakmadılar. Rakip teknik direktörlerin ve futbolcuların dillerinden düşürmediği, imrenerek baktığı, önünde oynamak için can attığı taraftar topluluğu oldular. Her maç maraton tribünün biletlerini birkaç önce tükettiler. Redcastle tribünü ile yılın en iyi kale arkası tribünü seçildiler. Kısacası desteklemekten bir an bile vazgeçmediler. Bu sene görevini en kusursuz yapanlar onlardı. Hedef de sapma yok!
Sonuç olarak
Şunu herkes bilsin ki;başarı her şeyi unutturur. Bu camianın tek hakimi taraftar, bir aile reisi gibi her zaman kucaklayan tarafı seçti. Aile içinde ufak tefek kulak çekmeler olacaktır. Bunu böyle algılayalım.Şimdi herkes yukarıdaki pozisyonuna göre aynaya baksın ve öz eleştirisini yapsın.Bu camianın işçisi de, patronu da bellidir. Hiç kimse, hiç kimseyi suçlamasın. Şimdi birbirimize ayar verme zamanı değil, birlik ve beraberlik içinde olma zamanıdır.
Hedefimizde hala sapma yok!