Hani, ismi böyle olan sosyal paylaşım siteleri vardır…
Aktardıkları bilgi, anlattıkları hikaye, o kadar gariptir ki, bir türlü gerçek olup olmadıklarını anlayamazsınız…
Yine de,
İnsanlara 'gerçek' olduğunu söylemek, garipliği daha da pekiştireceği, üstelik ilgiyi daha da arttıracağı için böyle isimler takılır…
'Garip ama gerçek…'
Bizim bugünkü yazımızın başlığı öyle değil ama…
'Hem garip hem gerçek değil…'
Gariplik nereden geliyor derseniz;
Gariplik, yeni stadyumun isim hakkı ile ilgili yaşananlardan, söylenenlerden, yazılanlardan, ve üzeri kapalı tekziplerden…
Gerçek olmaması da,
Orta yerde harbiden 'bir algı yaratma çabası' olmasından…

***

Geçen hafta sonu, partisinin il kongresine gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı etkinliklerin ardından; Kulüp Başkanı Halil Ünal ve Sportif Direktör İzzet Erdoğan'la bir görüşme yaptı…
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakınlığı bilinen İzzet Erdoğan'ın 'Sayın Cumhurbaşkanımız beni kırmadı' şeklindeki sözleriyle birlikte gündeme girdi…
Konu;
Yeni stadyumun 10 yıl süreyle kiralanması ve isim hakkının belli bir bedel karşılığı verilmesiydi…
Toplantıdan hemen sonra, Kulüp Başkanı Halil Ünal'ın açıklamaları gündeme bomba gibi düştü…
Yeni stadyumun 10 yıllığına kiralanmasının ardından isim hakkı ETİ Şirketler Grubuna verilecekti…
10 yıl karşılığı da 50 milyon TL olacaktı…
Öyle bir algı yaratıldı ki,
Sanki,
Cumhurbaşkanı Erdoğan, firmayı adeta bu konuda görevlendirmişti…
'ETİ'ye söyleyelim, yeni stadın isim hakkını, şu kadar süre ve şu kadar bedelle alsın' demişti sanki…
Özellikle Kulüp Başkanı Halil Ünal yaptığı açıklamayla, olayın kesinlik kazandığını, ETİ firması yetkililerinin yurt dışında olduklarını ve yurda döner dönmez ayrıntıların konuşulacağını ve işin kesinlik kazanacağını söylüyordu…
Yıllığı 5 milyon liradan, 10 yıl karşılığı 50 milyon TL…

***

Eskişehirspor'un borç yükünü göz önüne aldığımızda, 50 milyon TL iyi para sayılabilirdi…
Kulübün toplam borcunun neredeyse yarısına yakındı…
Ancak,
Aynı toplantıda bulunan Prof. Dr. Nabi Avcı'nın söyledikleri, konunun hiç de Halil Ünal'ın anlattığı gibi olmadığını gösteriyordu…
Prof. Dr. Nabi Avcı'nın direkt şahit olduğu toplantıda,
Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Yeni stadın kulübe 10 yıl süreyle kiralık olarak verilmesine sıcak bakıyor, isim hakkıyla ilgili olarak da, (bir Eskişehir firması ve markası olması hasebiyle) ETİ'nin olabileceğini belirtiyor ancak son kararı da firmaya bırakıyordu

***

Derken dün bazı gazetelerde bir haber yayınlandı…
Yeni stat 10 yıllığına kiralanıp isim hakkı bu meblağ (50 milyon TL) karşılığı verilse bile, bu miktar stadın 10 yıllık masraflarını ancak karşılıyordu…
Hatta yetmemesi daha mümkündü…
Eskişehirspor Kulübü,
Yeni stadı şu aşamada bir yıllığına kiraladı…
Bir yıllık kira bedeli 330 bin TL…
Elektrik giderleri, ısınma giderleri, bakım-onarım giderleri, personel giderleri vs… vs… vs…
Spor muhabiri arkadaşlarımızın tespitleri bu şekilde…
'50 milyon TL, bu stadın 10 yıllık masraflarına bile yetmez…'

***

Peki yapılmak istenen ne o halde?
Bence bu konuda iki ayrı senaryo üretilebilir…
Birincisi şu;
Kulüp, söz konusu firma ya da başka bir firmayla 10 yıllık sözleşmeyi yaptığı takdirde, bu sözleşmeyi ipotek ederek yüksek miktarda banka kredisi alabilecek…
Bu parayı kısa vadede kullanacak…
Sonra?
Kalan 8-9 yılda da krediyi veren banka-lar, isim hakkı nedeniyle yapılacak ödemeye temlik koyup, kulübe bile gelmeden el koyacaklar…
Sonra da Eskişehirspor, stadın elektrik faturasını bile ödemek için para aramaya çıkacak…
Bu arada 150 milyon TL civarındaki borç da 250-300 milyon TL'yi bulacak…
Ya ikincisi;
Böyle bir paranın gelmesi sağlanabilirse,
Bu para çok akıllı ve çok verimli şekilde kullanılabilir ve takım bu yıl olmasa da önümüzdeki sezon transfer takviyesi ile Süper Lig'e çıkar…
Süper Lig'de elde edilecek gelir çok daha fazla olacağı için de, (ayakbastı parası bile 30 milyon TL civarında…) borç kabarsa bile 'ödenebilir-çevrilebilir' hale gelecek…

***

Ancak, şu aşamada söyleyebileceğimiz,
Firma, süre ve miktar konusunda ortaya konulmaya çalışılan 'psikolojik baskının' çok da şık olmadığı…
Yapılan görüşmenin ve o görüşmede konuşulanların saptırılması, en iyimser deyimle farklı yorumlanarak kamuoyuna aktarılması, hem Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hem de Türkiye'nin en güvenilir ve sağlam markalarından biri olan ETİ'yi onaylamadıkları bir durumda bırakabilir…
Hatta onları Eskişehirspor taraftarıyla karşı karşıya bırakabilir…
O nedenle,
Bu konuda, hem Kulüp Başkanının hem de Sportif Direktörün şeffaf, açık ve samimi olmaları çok önemli…
Yoksa,
Eskişehirspor için çok önemli bir gelir kaynağı yaratabilecek bu iş, baştan yanlış başlar ve hep yanlış gider…
Kamuoyunda var olan ancak üzeri nispeten örtülen güvensizliği de yeniden yükseltir…