Havalar bile güvenilmez oldu artık.
Sabah kalkıyorsun başka… Öğlen başka, akşam başka... Bugün başka, yarın başka…
***
Günlük güneşlikken…
Perşembe günü akşama doğru başlayan soğuk hava…
Arkasından gece başlayan yağmur, sabaha kadar yağdı. Sabah sekiz sıraları kara çevirdi.
Nisan ayının sonunda kar yağar mı?
Yağdı. Lapa lapa… Yıldız yıldız…
Öyle üç dakika, beş dakika değil. Bir saate yakın yağdı.
***
Arkasından da gökten boşanırcasına yağmur…
Hiç öyle nisan yağmurlarına falan benzemiyor.
Sürekli. Bütün gün… Gök delinmiş gibi.
Böyle zamanlarda babam,
'Pınarbaşı'nın suyu üzerimize devriliyor,' derdi.
Adamcağızın gördüğü en büyük su Pınarbaşı'ydı.
Sekseninde dahi ne göl görmüştü ne deniz.
Onun için Pınarbaşı göl, deniz, okyanus…
Ama bizden daha bahtiyardı ölürken.
Dünyada her şeyi görüp yaşadığına inancı tam ve sarsılmazdı…
***
Sonra?
Cumartesi günü devam etti yağmur.
Arkasından kar kendini yeniden gösterdi.
Cumartesi gece başlayan kar sabaha kadar yağdı.
Ben de gece boyunca kalkıp kalkıp camdan sokağa baktım, Nazım Hikmet'in,
'Yağdı, bütün gece yağdı kar
Yıldızlarla aydınlanarak
Bir şehir, bir sokak, bir ev var
Ahşap bir ev, uzak mı uzak' dizelerini mırıldanarak.
'Öttü acı acı düdükler.
Hapislik gibidir yalnızlık.
Kapadı kitabı münevver,
Ağlayıverdi yumuşacık.'
***
Yılbaşı için yazmış Nazım Hikmet bu şiiri.
Şiirin adı 'Yılbaşı'.
Ama biz böyle karı…
Böyle havayı ne aralıkta, ne ocakta, ne şubatta ne de güvenilmezliğiyle bilinen martta gördük.
***
Cumhuriyetin ilk yılları…
Kalkınmanın köyden başlayacağına inanıldığı yıllar…
Köy muhtarları Devlet Senfoni Orkestrasının klasik müzik konserine davet ediliyor.
Ertesi gün muhtar köyüne dönüyhor.
Köylüde bir merak, bir merak…
'Eee muhtar, anlat bakalım?'
'Eeesi, bütün gün kapı gıcırtısı! Yonan bile yapmadı bu zulmü bize!'
***
Nisan ayının bu yaptığını kış ayları bile yapmadı bize.
Yalnız bize mi?
Ağaçlara, çiçeklere, kurda kuşa…
Ağaçlar çiçeğe durdu, kimi meyve ağaçları tomurcuk tomurcuk meyve verdi nisana, bahara güvenip.
Zaman öyle değişti ki… Hiçbir şeye güvenilmiyor artık.
***
İki şeyi; nisan ayının ağaçları, çiçekleri, börtü böceği, kurdu kuşu, bizleri ve dahi cümle alemi nasıl da oyuna getirdiğini…
Ve çocukların, her şeye; soğuğa, yağmura, kara, kışa aldırmadan ellerinde bayraklarla akın akın Anıtkabir'e, Atatürk'e 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlamaya gidişini unutmayacağız, bu günlerden.