Son üç üretim yılında yağışlar ya toplam ya da aylara dağılım olarak Eskişehir'de kışlık tahıl üretimine çok uygun geldi. 2014/15 üretim yılında 533,9 mm (kilo) ile bir rekor kıran yağışlar verimleri çok yükseltti, bir sonraki yıl yağış toplamı 289,2 mm ye düştü fakat verimi en çok etkileyen Mart, Nisan, Mayıs yağışları gereken kadar yağdı ve verimler yine normal yıllardan daha fazla oldu, bu yıl ise yağış miktarı 309,3 mm oldu ve biraz da gecikti ama bir geldi pir geldi. Nisan ayından başlayarak bitkilerin tam istediği zamanda ve ihtiyaç duydukları miktarlarda hatta bazı yerlerde ihtiyacın üzerinde bile yağış alındı. Bir yerde yıllarca yaşanan iklim koşullarına alışmış, uyum göstermiş bütün canlılar için, değişen iklim koşulları beklenmedik durumlara neden olabilmektedir. Bitkiler alemi için ve bitkisel üretim yapan çiftçiler için bu durumların bazısı olumlu fakat çoğu olumsuz olmaktadır. Bitkilerde, özellikle arpalarda ve uzun boylu, zayıf saplı buğdaylarda yatmaya neden olmakta bu da verim ve kalite kayıpları oluşturmaktadır. İklim koşullarında yaşanan değişkenlikler; üretilecek bitki cinsi, türü ve çeşidini, kullanılacak gübreyi ve miktarını doğru seçebilmek, yapılacak yabancı ot ilaçlamasını, hastalık ve/veya zararlılarla mücadeleyi ve bunun gibi bir çok faaliyeti sonuç alıcı bir şekilde uygulayabilmek için; bu yeni koşullara uyacak şekilde yeniden hazırlanma, yeni şartlara göre plan program uygulama gibi zorluklar getirebilecek, ayrıca sonunda ne olacağı konusunda tereddüt ve endişe duymaya neden olacaktır. Bunun tam tersini yaşayan üreticiler de bulunmaktadır. Son üç yılda yağışların çok uygun olması sonucu kuru koşullarda tahıl yetiştirdiği halde sulu koşullara uygun çeşitlerden yüksek verim elde edenler, bu koşulların sürekli bu şekilde olacağı düşüncesiyle hareket etmekte, ekecekleri çeşitleri buna göre seçmekte, gübre çeşidi ve miktarını buna göre düşünmektedir. Halbuki küresel ısınmanın etkisi olan bu İklim değişiklikleri arasında örneğin kuraklık da bulunmaktadır. Yağışın çoğunu uygun olmayan zamanda, azını bitkilerin en çok ihtiyaç duyduğu zamanda almak da vardır. İyi şartlar için geliştirilmiş, yüksek verimli çeşitler, olumsuz koşullardan daha çok etkilenir, verimleri ve kaliteleri düşer. Uyum gücü yüksek, geniş adaptasyona sahip çeşitlerin birkaçı hariç, diğerleri öbürlerinden daha az verim verirler fakat bilinen verimlerinden olan kayıplar fazla olmaz ve büyük sürpriz yapmazlar. Onun için özellikle kuru koşullarda çeşit seçerken bu gibi koşullar için bir kısım üretimin bu koşullar için geliştirilmiş çeşitlerden birisi olması, bir sigorta olabilir. Üreticilerin birçoğunun sıkça yakındığı konulardan birisi buğdaylarda protein miktarını artıramamaları olmaktadır. Ancak bu yakınmaların büyük kısmı genellikle ürün elde edildikten ve düşük kalite nedeniyle düşük fiyat gördükten sonra olmakta, bir sonraki üründe yapılması gerekenler bir çok toplantıda konuşulmasına, anlatılmasına rağmen ya hiç yapılmamakta, ya birazı yapılarak tamamından alınabilecek sonuç beklenmektedir. Genellikle çeşit değişikliği yapma, kullandığı gübrenin miktarını biraz daha artırma, bazı karışımlar yapma ve çok yanlış zamanlarda kullanma vb. yöntemler ile, kısaca bir çok yanlış uygulamayla, hem verimde hem kalitede çok iyi sonuçlar beklemektedir. Bu yıl bir çok yerden gelen üründe beklenmedik ölçüde süne zararı görülmektedir. Üreticilerin bir kısmı tarlalarında süneyi hiç fark edemediklerini, bazısı gördüğünü fakat çok güzel görünen ürününü çiğnemeye kıyamadığı için ilaç atmadığını ifade etmektedir. Bazıları ise ilgililerin kendilerini uyarmadığını ileri sürmektedir. Ticaret Borsası tarafından üreticiler için her üretim yılı sonrası tertiplenen toplantılarda sünenin gerek verim, gerekse kaliteyi nasıl düşürdüğü, mücadelesinin nasıl yapılacağı, konuşulur. Ben bu köşede çeşitli tarihlerde yazdığım yazılarda 'süne ile şaka olmaz' her zaman dikkatli olmak zorundayız ve gerektiği anda mücadele etmeye hazır bulunmalıyız diye uyarılarda bulunmayı sürdüre gelmekteyim. Tarım en zor uğraşlardan biridir. İklim ayrı, toprak koşulları ayrı, çeşit etkisi ayrı, üretici uygulamaları ayrı etkiler yapar ve eğer bunların etkileri en iyi şekilde birleştirilmezse gerçekte alınabilecek verim ve kaliteye ulaşılamaz. Örneğin bu yıl aldığı 400-500-600 kg verimi çok yüksek diye düşünenler belki bunlardan 100-150 kg daha fazla alabilecekler, protein oranları 10-10,5-11-11,5 olmayacak daha yüksek çıkabilecek, gluten oran ve kaliteleri ve enerji değerleri daha yüksek olabilecekti. Çok anlamlı bulduğum bir Konya deyişi var 'bilici olma yapıcı ol'.