İnsan ne ile yaşar?Ne havayla ne suyla…
Ne de yiyip içmekle.
***
Cumartesi günüydü.İşçi bayramı diye bilinen 1 Mayıs'a iki gün vardı.
Dışarı çıktım.Nereye?Hiç.Bilmiyorum.
Bildiğim tek şey her zamanki gibi mutlak kitapçıya gideceğim.
İnsan ne ile yaşar?
Kitapsız, kadınsız, şarapsız?...
***
İnsan ne ile yaşar?
Kadınsız olmaz!Şöyle iyi kalpli, iyi huylu, yufka yürekli…
Nazım Hikmet'in Münevver'i gibi…
Yüreğini ısıtacak bir kadının olmalı.Yoksa perişan olursun hayatta.
***
İnsan ne ile yaşar?
Kadın iyi de…
Bak adamım, yabana atma benim bu sözümü, kadınla da olmaz.
Bütün gün kadının başında ekşiyip durursan, her şeye karışırsan evden kovulursun.
İyiyken kötü olursun. Onun için…
Ye iç, sofranın toplanmasına yardım et.
Sonra sessizce dış kapıya yaklaşıp mutfağa doğru,
'Dışarıdan alınacak bir şey var mı?' diye seslen. Cevabı bile beklemeden çık evden.
Değilse, kapısını sessizce kapatıp çıkacağın evden, kapısını çarparak çıkarsın.
***
İnsan ne ile yaşar?
Ne biçim bir soru bu böyle.
Nerden takıldı aklıma.
***
Tramvay yolundan geçip…
Meşhur alışveriş merkezinin önünden, eski kiremit fabrikalarından kalan bacanın altındanİki Eylül Caddesine doğru yürüdüm.
Alışveriş merkezinin önündeki kafede gençler kızlı erkekli, gruplar halinde kahve içiyorlardı karton bardaklarda.
Genç, güzel kızlarla oturup kalkmaya diyecek bir şey yok tabi de…
Karton, huni gibi, devasa bardaklarda hazır kahve içmekle mi yaşar insan?
Kahve,Atatürk'ün kahve fincanlarına benzer porselen fincanlarda içilir…
***
Şu sorudan da kurtulmak mümkün değil.
İnsan ne ile yaşar?
Önünden geçtiğim, adı James Joyce'u çağrıştıran birahaneye girip birkaç bardak soğuk, köpüklü bira içsem?...
Çıkıştakendime yine, 'İnsan ne ile yaşar?', diye soracağım kesin.
İnsan canının istediğini yiyip içmekle yaşamaz.
***
İnsan ne ile yaşar?
Kanatlı'nın önündeki kalabalığı gördüm.
Yaklaştığımda…
Bunlar onlar! Tepebaşı Temizlik İşçileri Eko-Şov Ritim Grubu.
Amcanın saçı sakalı beyazlamış; sarkık bıyıkları köyünden gelip Belediye Temizlik İşlerinde iş bulduğu yirmi beş otuz yıl önceki tarzda. Hiç değişmemiş. Bakışları da öyle. Boş boş. Değişense…
Elindeki çubukları çöp kovasına belli bir ritimle vurmayı öğrenmesi.
Teyze de küreğe vuruyor aynı ustalıkla.
Diğeri konteynırın kapağını sırası geldiğinde açıp kapatıyor.Üç kere…Atatürk'ün hayran kaldığı Sofya Senfoni Orkestrası'nın zil sesinden farksız, çıkan ses.
Çöp bidonundan elde ettikleri ses ise bildiğin davulun sesi.
Sahneleri kaldırın. Kostümleri Belediye Temizlik İşçileri kıyafetleri.
***
Durup dinledim. Şaşarak izledim.
Artık daha ileriye yürümeye gerek yoktu.Şu soruyu da sorup durmaya…İnsan ne ile yaşar?
İnsan ne havayla, ne suyla ne de pahalı mekanlarda, 'yiyin efendiler yiyin' dedirten, krallara layık sofralarda yiyip içmekle yaşar.İnsan işte bununla yaşar.
Çöp kovasından, konteynırından, bidonundan elde ettiği, insanın yüreğini titreten ritimle yaşar.